Türkiye'de teknoloji söylemleri ile günlük yaşamın gerçekleri arasındaki uçurum giderek büyüyor. 2025 yılındayız, dünya 6G altyapısını tartışıyor. Bizde ise milyonlarca vatandaş hâlâ sabit ya da mobil internete istikrarlı şekilde erişemiyor. Buna rağmen televizyon ekranlarında, billboardlarda ve sosyal medyada "her yerde hızlı internet" vaat eden 5G reklamları dönüyor.
Peki gerçekler ne diyor?
Rakamlar Yalan Söylemez
Türkiye, sabit internet hızında ortalama 54.57 Mbps ile dünyada 102. sırada. Mobil internet hızında ise 69.76 Mbps ile 58. sıradayız. Bu veriler, "dijital çağda lider ülke" söylemlerinin ne kadar temelsiz olduğunu net şekilde gösteriyor.
Büyükşehirlerin merkezinde bile hâlâ fiber altyapının bulunmadığı mahalleler var. İstanbul'un göbeğinde 4G çekmeyen sokaklar, Ankara'da hız testi yaptığınızda sabitlenen 3-4 Mbps'lik değerler, İzmir'in bazı ilçelerinde kesintiden geçilmeyen bağlantılar… Kırsalda yaşayan vatandaş ise zaten başka bir dünyada: Orada ne 5G var, ne de doğru düzgün 4G.
Afetlerde Çöken Hatlar
Asıl acı tabloyu, afet anlarında görüyoruz. Depremler, yangınlar, sel felaketleri… En çok iletişime ihtiyaç duyulan anda hatlar çöküyor, internet yok oluyor. Yani bu sistem günlük yaşamda da, kriz anında da güven vermiyor.
Afetlerde çalışmayan bir şebekenin "saniyede gigabit hız" vaat etmesi, gerçeklerle alay etmekten başka bir şey değil.
Önce Mevcut Sorunu Çözün
6G vizyonu kâğıt üzerinde güzel görünebilir. Ancak milyonlarca insan hâlâ ADSL hızlarına mahkûmken, mobil ağlar yoğunlukta kilitlenirken 6G'ye geçiş söylemi inandırıcılığını kaybediyor.
Burada sorumluluk tek bir tarafa ait değil:
-
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile BTK, ulusal altyapı planlamasını etkin yapmadıkları için,
-
GSM operatörleri, kâr odaklı çalışıp kırsalı ihmal ettikleri için,
-
Yerel yönetimler, kazı izinlerini ağırdan alarak süreci tıkadıkları için pay sahibi.
Ayakları Yere Basan Politika Şart
İnternet, artık lüks değil; tıpkı su, elektrik gibi temel bir ihtiyaç. Eğitimden sağlığa, ticaretten günlük yaşama kadar her şeyin dijitalleştiği bir çağda, hızlı ve kesintisiz internet bir vatandaşlık hakkıdır.
O yüzden çağrım net: Önce vatandaşın yaşadığı yere sabit, uygun fiyatlı, yüksek hızlı interneti getirin. Ondan sonra 6G hayalini konuşalım.
Ve unutmayalım:
"İnternet, sadece hız değil; güven, erişim ve kriz anlarında da kesintisiz iletişimdir."