Ben nefsimi tebrik etmem muhakkak ki nefis her zaman kötüyü emreder, (Yusuf suresi 53) manasındaki ayeti celile bugünlerde beni çok hüzünlendirmeye başladı. Ardından ise "eferaeyte"(casiye suresi 23)ile başlayan heva ve heveslerini kendilerine mabut ittihaz edenleri gördün mü, ayeti celilesi artık tüylerimi diken diken etmeye başladı. Ama bu ayetler bize söylenmedi değil mi? Veya bu ikaz ve uyarı ayetlerinin muhatabı biz değiliz değil mi? Kurânı hakimin ilk ayetlerinde, Hz Allah cc kullarına kafirleri anlatırken ikaz ve uyarılar yapsanız da yapmasanız da onlar müsavidir, değişmez demiyor mu? Geçenlerde bir abimizin yanında ahir zamanda olduğumuzu söylediğim de çok sevdiğimiz bir abimiz ben ahir zamanda olduğumuza katılmıyorum demişti, tabi konu çok bölüneceği için derinlemesine giriş yapmamıştım. Şimdi ahir zamanda değil miyiz? Belki birçok okuyucum bana kızacak veya aklıselim olanlar sadece  ayrı düşündüğünü bildirecek olsa da şu soruyu hepimize sormak istiyorum  Hadi elimizi vicdanımıza koyalım ve içimizden de olsa cevap verelim   _biz neyi kendimize mabut ittihaz ediyoruz.  Büyük çoğunluğumuz parayı değil mi?   Hacısından hocasına, avamından, alimine kadar her birimiz, her konuda önce parayı düşünmüyor muyuz Büyük çoğunluğumuz da hayır diyecektir tabi....    Kaç çocuğunuz var? Kaçını Kur-âna göre yetiştirdiniz? Oğlunuzun veya kızınızın iyi bir üniversite okuması ve toplum gözünde saygın bir iş yapması, iyi paralar kazanması için neler neler yaptınız? Her ortamda o saygınlığı kazandıkları için kaç defa gurur duydunuz? Onlara iyi bir gelecek bırakmak,sizin hedefiniz değil miydi? Kaç defa özellikle arkadaş ortamında "ben çocuklarım için çalışıyorum dediniz? Onlar ev alırken araba alırken destek olmadınız mı? Bunlarla gurur duymadınız mı? Peki kaçınız bu saygın işleri iyi bir geleceği, iyi para kazanma şansını kazanmayı çocuklarınıza sağlarken, cenneti kazandırmayı düşündünüz?   Evet iyi ahlaklı, terbiyeli evlatlarınız var, tamamda evlatlarınızın Hz Allah ile arasını yapmak için, iyi para kazanmak veya saygın bir iş kazandırmak için harcadığınız çabanın ne kadarını harcadınız? Mühendis olsun, doktor olsun ama Allah'ını kitabını tanıyan biri mi olsun? Yoksa Hz Allah'a, Hz kur-âna , ve Hz Habibi Zişan a ittiba eden evlatlarınız mı olsun istediniz?   Yoksa bankadaki parasının faizi ile umreye gitmeyi adet haline getiren, evlatlarının  Hz Allah'a namaz borcunu dahi ödemediği halde, okuduğu okul ile gurur duyan sakallı bir amca mı olmak istediniz.   Sahi sormayı unuttum Hz Allah'ın sizlere gönderdiği kitabı okumayı ne zaman öğreneceksiniz? Veya çocuklarınıza öğrettiniz mi?   Yoksa zamanında öğrettiniz ama şimdi unuttular mı? Okuduğunuz ile amel etmeye hiç  çalışmayacak mısınız?   Bir daha soruyorum, siz kimi mabut ittihaz ettiniz?   Banka faizi, yetim malı gaspı, evladının malını çalma, başkasının malını çalma, kamu malını çalma, zarara uğratma, boşandığı kocasından devlet verdi deyip, yıllarca  nafaka alma ve benzeri birçok haram kazanç çeşidini soruyorum, bunları kim size helal etti. Eger Hz Allah'ı mabut ittihaz etti iseniz hayatınızı bir kez daha gözden geçirin...   Ama Hz Allah'a inanan görünüp ,para mevki, heva ve heveslerini mabut ittihaz edenlerdenim diyor iseniz ve hâlâ tövbe etmeyecekseniz, ne gittiğiniz turistik Mekke ziyareti, ne umreleriniz, ne namazlarınız sizi kurtaramayacaktır. Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır Münâfikûn Suresi 9. Ayet)  Vesselam  Abdülvahit KOÇ