Soma’da Bir Santral Değil, Umut Kapatılıyor Bugün size bir fabrikanın değil, bir memleketin sessiz çığlığını yazıyorum. 12 Temmuz itibarıyla Soma Termik Santrali’nde çalışan emekçiler önce ücretli izne, ardından da ücretsiz izne çıkarılacak. Adı “bildiri”, ama içeriği: ekmek kesintisi, evin ocağının sönmesi, umudun askıya alınması. Yani mesele “bir santral durdu” meselesi değil. Mesele; bir ilçenin susturulması, on binlerce kişinin hayatında kaygı fırtınası başlatılmasıdır. Günlerdir hem gazetemiz Habergündemim’de, hem de Eylem Koç Hanımefendi'nin yazılarında bu konunun önemine dikkat çekmeye çalışıyoruz. Çünkü Soma deyince sadece kömür gelmesin aklınıza. Soma demek, aslında alın teri demektir. Soma demek, “Bu ülke karanlıkta kalmasın” diye yerin dibine giren insanların memleketi demektir. Soma demek: Ne hikmetse sadece kazayla, ölümle, yangınla hatırladığımız bir bereket coğrafyasıdır. Ama şimdi ses yok. Çoğu kişi suskun. Evet, belki ses çıkarmıyorlar. Ama bu sessizlik kabullenme değil, kırgınlıktır. Çünkü sadece maden değil, umut da kapanıyor bu kararlarla. Geçtiğimiz günlerde TES-İŞ ve Maden-İş sendikalarının girişimiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Alparslan Bayraktar ile önemli bir görüşme gerçekleştirildiğini öğrendim. Emin olun, çok mutlu olduk. Sayın Bakan’a teşekkür ederim. Süreci sadece dinlemekle kalmamış, sahiplenme iradesi de göstermiş. Ama Sayın Bakanım… Soma’nın dosyasını açmak yetmez. Orayı acilen, derhal ve kararlılıkla tekrar ayağa kaldırmak gerekir. Çünkü bu bölge sadece enerji üreten bir merkez değildir. Aynı zamanda binlerce insanın geçim kapısıdır. Bir santral durduğunda sadece elektrik kesilmez; Umut da kararır, evler de soğur. Ben buradan size soruyorum: Bugün Soma’daki minibüsçü ne yapacak? Kamyoncu kooperatifindeki şoför nereden gelir bulacak? Esnaf dükkânının kepengini niye açsın? Santral işçisi evladına okul harçlığını nasıl versin? Bunlar sadece rakam değildir. Bunlar yaşayan, nefes alan hayatlardır. Bu yüzden santral çalışmalıdır. Çevre düzenlemeleri mi eksik? Yapılır. Filtre mi gerekir? Takılır. Ama o bacadan duman tütmeli. Çünkü o bacadan sadece enerji değil, ekmek de çıkıyor. Sayın Bakan’a bir kez daha teşekkür ediyorum. Süreci sahiplendiği, sendikaları dinlediği, Soma’yı göz ardı etmediği için… Ama buradan açık bir uyarımı da not düşüyorum: Bu iş uzarsa, sadece Soma değil, Türkiye kaybeder. O santral bu ülkenin milli servetidir. Yüz binlerce kişinin kaderini taşıyan, üretimle büyüyen bir değerdir. Kapatmak kolay… Ama sonra oluşan boşluğu doldurmak, ne yazık ki yıllar alır. Santraller sustuğunda şehirler karanlıkta kalır. İnsanlar sustuğunda ise, devlet vicdanını kaybeder. Biz Habergündemim olarak bu konunun takipçisiyiz. Ben şahsen takipçisiyim. Soma’nın sesi olmaya devam edeceğim. Çünkü bu milletin alın teri sahipsiz değildir