Vahit Koç
Köşe Yazarı
Vahit Koç
 

Terazi çok önemlidir.

İnsan kendi kendinin doktoru mu bilmem ama kendi kendinin terazisi olması lazım.  Cenab-ı Allah her insana, iyiyi doğruyu ayır edebilecek bir kalp vermiştir, bu kalbi bizler bazen vicdan olarak da tabir ediyoruz. Bazılarına çok vicdanlı derken, bazılarına vicdansız diyoruz mesela.  Burada bir paradoks var aslında, rabbim her insana ayır edebilecek bir vicdan vermiş, fakan bazılarının vicdan terazisi bozuk ve bundan kaynaklı hep yanlış tartıyor, yanlış tartığı zaman terazisi düzgün olanlar, yanlış tarttıldığını hemen anlayıp belki vicdansız sözünü kullanıyorlar.  Vicdan terazisini bozan kim peki?  Aslında oda insanın ta kendisidir.  İnsan kendini hep kaf dagında görmek isterse, bilsin ki şeytan artık onu ele geçirmiş, ona hükmetmeye başlamıştır. Şeytanın hükmetmeye ilk başladığı şey vicdan terasizi dir.  Hükmetmeyi istediği kişinin ilk olarak vicdan terazisini bozan şeytan, sonra ona haya duygularını törpülemesini emreder, görürsünüz ki vicdan terazisi bozulmuş kişilerin haya damarları tıkalıdır.  "Rabbim bir insanda cehennemi murat ederse, ilk olarak ondan hayayı alır" sözünü hatırlar gibiyim, hayası alınan insanlar kendilerinin çok hayalı olduklarını hissederken, kralın çıplak olduğu asla göremezler, çünkü Hz Allah onların kalplerine artık bir maraz yerleştirmiştir, bu maraz ise belki bozuk bir terazidir.  Artık hayatın içerisinde ne yaşarlar ise yaşasınlar, hep yanlış tartmaya başlayacaklarına inanmazlar, kendilerin hep doğru, etrafındakilerin ise yanlış yaptıkları kanısına inanmaya başlayacaklardır. Öyleki başkalarını, yaptıkları şeylerden ayıplarken, yapılan ve ayıplanan şeyin aynısını kendilerinin daha fazlasını yaptıklarını dahi göremeyeceklerdir.  İşte sonun başlangıcı denilen nokta aslında burasıdır,bundan sonra hep yanlış tartıp, hayatına ya öyle devam ederler veya rabbim izin verirde terazisinin yanlış tarttığını fark edip düzelme yoluna girerler.  Ne yazık ki terazisinin şeytan tarafından bozulduğu gerçeğini anlayanlar bu çizgi de kendilerini kurtarma çabasına girerken, anlayamayanlar Rabbi rahimin kalplerine yerleştireceği marazı bekleyeceklerdir. Kurtuluş yolu malum bir tanedir,  Kişi önce  kendini bilecek  Mesela ben kimim, neyim, buraya gelmeden önce ne idim, şimdi ne oldum, sonra ne olmayı bekliyorum?  Sadece bu sorular bile kişinin aslında kendini toparlamasına ve terazisinin tamirine yeter.  Tabi önce terazinin ne kadar önemli olduğunu bilmeli, terazisinin bozuk olduğunu fark edebilmeli.  Yoksa biz ne anlatırsak anlatalım,bizim anlattığımız insanların anladıkları kadardır.  Hadi anlayın bakalım.... 
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2019 - Pazartesi

Terazi çok önemlidir.

İnsan kendi kendinin doktoru mu bilmem ama kendi kendinin terazisi olması lazım. 
Cenab-ı Allah her insana, iyiyi doğruyu ayır edebilecek bir kalp vermiştir, bu kalbi bizler bazen vicdan olarak da tabir ediyoruz. Bazılarına çok vicdanlı derken, bazılarına vicdansız diyoruz mesela. 
Burada bir paradoks var aslında, rabbim her insana ayır edebilecek bir vicdan vermiş, fakan bazılarının vicdan terazisi bozuk ve bundan kaynaklı hep yanlış tartıyor, yanlış tartığı zaman terazisi düzgün olanlar, yanlış tarttıldığını hemen anlayıp belki vicdansız sözünü kullanıyorlar. 
Vicdan terazisini bozan kim peki? 
Aslında oda insanın ta kendisidir. 
İnsan kendini hep kaf dagında görmek isterse, bilsin ki şeytan artık onu ele geçirmiş, ona hükmetmeye başlamıştır. Şeytanın hükmetmeye ilk başladığı şey vicdan terasizi dir. 
Hükmetmeyi istediği kişinin ilk olarak vicdan terazisini bozan şeytan, sonra ona haya duygularını törpülemesini emreder, görürsünüz ki vicdan terazisi bozulmuş kişilerin haya damarları tıkalıdır. 
"Rabbim bir insanda cehennemi murat ederse, ilk olarak ondan hayayı alır" sözünü hatırlar gibiyim, hayası alınan insanlar kendilerinin çok hayalı olduklarını hissederken, kralın çıplak olduğu asla göremezler, çünkü Hz Allah onların kalplerine artık bir maraz yerleştirmiştir, bu maraz ise belki bozuk bir terazidir. 
Artık hayatın içerisinde ne yaşarlar ise yaşasınlar, hep yanlış tartmaya başlayacaklarına inanmazlar, kendilerin hep doğru, etrafındakilerin ise yanlış yaptıkları kanısına inanmaya başlayacaklardır.
Öyleki başkalarını, yaptıkları şeylerden ayıplarken, yapılan ve ayıplanan şeyin aynısını kendilerinin daha fazlasını yaptıklarını dahi göremeyeceklerdir. 
İşte sonun başlangıcı denilen nokta aslında burasıdır,bundan sonra hep yanlış tartıp, hayatına ya öyle devam ederler veya rabbim izin verirde terazisinin yanlış tarttığını fark edip düzelme yoluna girerler. 
Ne yazık ki terazisinin şeytan tarafından bozulduğu gerçeğini anlayanlar bu çizgi de kendilerini kurtarma çabasına girerken, anlayamayanlar Rabbi rahimin kalplerine yerleştireceği marazı bekleyeceklerdir.
Kurtuluş yolu malum bir tanedir, 
Kişi önce  kendini bilecek 
Mesela ben kimim, neyim, buraya gelmeden önce ne idim, şimdi ne oldum, sonra ne olmayı bekliyorum? 
Sadece bu sorular bile kişinin aslında kendini toparlamasına ve terazisinin tamirine yeter. 
Tabi önce terazinin ne kadar önemli olduğunu bilmeli, terazisinin bozuk olduğunu fark edebilmeli. 
Yoksa biz ne anlatırsak anlatalım,bizim anlattığımız insanların anladıkları kadardır. 
Hadi anlayın bakalım.... 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.