Vahit Koç
Köşe Yazarı
Vahit Koç
 

İZMİR BASININDA SESSİZ FIRTINA: KİM BU YATIRIMCILAR?

İzmir’de bir şeyler oluyor. Son zamanlarda arka arkaya açılan yeni televizyon kanalları, parlayan gazeteler, görkemli medya binaları ve istihdam edilen kalabalık kadrolar... Kentin basın sektöründe, alışık olmadığımız bir hareketlilik göze çarpıyor. Bu hareket, öylesine hızlı ve güçlü ki, yıllarını bu işe vermiş bazı kurumlar bile şaşkınlıkla izliyor bu gelişmeleri. Evet, bir yandan sevindirici. İzmir'in sesi daha çok çıkacak, yerel medya güçlenecek, vatandaş daha fazla alternatifle buluşacak. Ama öte yandan… kafaları kurcalayan bazı sorular var. Bu kadar büyük yatırımı kim yapıyor? Ve neden? İzmir’de medyaya yapılan bu devasa yatırımların arkasında kimlerin olduğu tam olarak bilinmiyor. Konuşulan isimler var, iddialar var ama somut bir açıklama yok. Ne kamuoyuna şeffaf bir bilgilendirme yapılıyor ne de bu medya atılımının stratejik hedefi net olarak paylaşılıyor. Bir gazete bir anda ofis açıyor, tam kadro işe alımlar başlıyor. Bir televizyon kanalı bir haftada uyduya çıkıyor. Dev dijital stüdyolar, milyonluk ekipmanlar, profesyonel organizasyonlar... Bunlar öyle “hadi yapalım” denilecek işler değil. Arkada kim var? Kim susturulmak isteniyor, kim parlatılıyor? Medya bir güçtür. Hele ki bu dönemde, bilgiye hükmeden, algıyı yönetir. Bu yüzden İzmir’de bu hızla kurulan basın ordularının sadece “habercilik aşkıyla” kurulduğunu söylemek, açıkçası biraz naif olur. Yatırımcılar neden isimlerini gizli tutuyor? Sıradan değil çünkü bu işler. Belli ki birileri İzmir medyasını baştan dizayn etmek istiyor. Amaç ne? Yerel siyaseti yönlendirmek mi, bölgesel ticaretin nabzını kontrol etmek mi, yoksa daha büyük bir ajandanın taşlarını mı döşemek? Şimdilik elimizde net cevaplar yok. Ama bir gerçek var ki, kısa süre sonra İzmir'de bağımsız gazeteciliği ayakta tutmak daha da zorlaşacak. Çünkü karşımıza devasa bir medya imparatorluğu çıkacak. Ve o imparatorluk kimin menfaatine çalışacak, işte bu bilinmeyen bir denklem. Biz gazeteciler biliriz ki, sorular bazen cevaplardan daha çok şey anlatır. Bu yüzden bu köşede şimdilik sadece soru soruyorum. Ama şunu da not düşüyorum: İzmir basını göz göre göre dönüşüyor. Sormazsak, sorgulamazsak, bir sabah kendi sesimizi başka bir merkezden çıkan yankıyla duyabiliriz. Uyanık ol İzmir… Çünkü basın, sadece haber değildir. Güçtür. Ve bu güç kimin elindeyse, söz de onundur.
Ekleme Tarihi: 13 May 2025 - Tuesday

İZMİR BASININDA SESSİZ FIRTINA: KİM BU YATIRIMCILAR?

İzmir’de bir şeyler oluyor.

Son zamanlarda arka arkaya açılan yeni televizyon kanalları, parlayan gazeteler, görkemli medya binaları ve istihdam edilen kalabalık kadrolar... Kentin basın sektöründe, alışık olmadığımız bir hareketlilik göze çarpıyor. Bu hareket, öylesine hızlı ve güçlü ki, yıllarını bu işe vermiş bazı kurumlar bile şaşkınlıkla izliyor bu gelişmeleri.

Evet, bir yandan sevindirici. İzmir'in sesi daha çok çıkacak, yerel medya güçlenecek, vatandaş daha fazla alternatifle buluşacak. Ama öte yandan… kafaları kurcalayan bazı sorular var.

Bu kadar büyük yatırımı kim yapıyor? Ve neden?

İzmir’de medyaya yapılan bu devasa yatırımların arkasında kimlerin olduğu tam olarak bilinmiyor. Konuşulan isimler var, iddialar var ama somut bir açıklama yok. Ne kamuoyuna şeffaf bir bilgilendirme yapılıyor ne de bu medya atılımının stratejik hedefi net olarak paylaşılıyor.

Bir gazete bir anda ofis açıyor, tam kadro işe alımlar başlıyor. Bir televizyon kanalı bir haftada uyduya çıkıyor. Dev dijital stüdyolar, milyonluk ekipmanlar, profesyonel organizasyonlar... Bunlar öyle “hadi yapalım” denilecek işler değil.

Arkada kim var? Kim susturulmak isteniyor, kim parlatılıyor?

Medya bir güçtür. Hele ki bu dönemde, bilgiye hükmeden, algıyı yönetir. Bu yüzden İzmir’de bu hızla kurulan basın ordularının sadece “habercilik aşkıyla” kurulduğunu söylemek, açıkçası biraz naif olur.

Yatırımcılar neden isimlerini gizli tutuyor?
Sıradan değil çünkü bu işler. Belli ki birileri İzmir medyasını baştan dizayn etmek istiyor. Amaç ne? Yerel siyaseti yönlendirmek mi, bölgesel ticaretin nabzını kontrol etmek mi, yoksa daha büyük bir ajandanın taşlarını mı döşemek?

Şimdilik elimizde net cevaplar yok. Ama bir gerçek var ki, kısa süre sonra İzmir'de bağımsız gazeteciliği ayakta tutmak daha da zorlaşacak. Çünkü karşımıza devasa bir medya imparatorluğu çıkacak. Ve o imparatorluk kimin menfaatine çalışacak, işte bu bilinmeyen bir denklem.

Biz gazeteciler biliriz ki, sorular bazen cevaplardan daha çok şey anlatır.

Bu yüzden bu köşede şimdilik sadece soru soruyorum. Ama şunu da not düşüyorum:

İzmir basını göz göre göre dönüşüyor. Sormazsak, sorgulamazsak, bir sabah kendi sesimizi başka bir merkezden çıkan yankıyla duyabiliriz.

Uyanık ol İzmir… Çünkü basın, sadece haber değildir. Güçtür. Ve bu güç kimin elindeyse, söz de onundur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.