Tolga Turan
Köşe Yazarı
Tolga Turan
 

NEREDE O ÇOCUKLUĞUMUZUN ESKİ OYUNLARI?

"Ah, nerede o eski oyunlar" diye başlar söze anneanne, babaanne ve dedelerimiz oyunları anlatırken torunlarına… Yeni nesil çocukların ne kadar şanslı olduklarını ama yine de o eski oyunların nasıl kendilerini mutlu ettiklerinden bahsederler. Çivi, seksek, misket, dokuztaş, körebe, uzun eşek, lastik, yakar top oyunu… Gerçekten de "nerede o eski oyunlar!" Hâlâ, oynayan var mıdır o oyunları ya da bilen? Oysa bir hünerdir ipe basmadan atlamak, gizlendiği yerden yakalanmadan çıkmak ve sobelemek duvarı ya da üstü üste dizili 9 taşın hepsini serebilmek yere… Takım kurarken "aldım verdim ben seni yendim" tekerlemesiyle ilerleyen çocuğun kalbindeki heyecanı hangi bilgisayar oyunu sağlayabilir ki… Geçen zaman bugünümüzü mazi yaparken değerlerimizi de beraberinde götürdü sanki! Büyüklerimiz için oyun; gülmek, terlemek, kazanmak, yenildiğinde belki ağlamaktı. Bol hareket içeren o eski oyunlar, hep özlenen olacak! Peki neydi o oyunlar ve nasıl oynanıyordu? İşte, eskiden çocukların sıkça oynadığı oyunlar... Çivi: Çamurda, çivi ile oynanan bir sokak oyunu. Oynayacağınız yerde çamur cıvık değil de, hamur kıvamında olur. Elinizde çiviyi, yerdeki çamura fırlatır ve saplatırsınız. Her atış arasına doğru bir çizgi çizilir. Amaç, rakibinin attığı noktayı çevrelemek ve onu dışarı çıkartmaktır.  Günümüz kent koşullarında yoğun iş telaşı, stres, çoluk-çocuk ve geçim derdiyle uğraşırken bazı değerlerimizi hızla kaybettiğimizin farkında mıyız?  Zaman zaman eski mahallemizi, oradaki dostluğu, annelerimiz defalarca çağırana kadar oynadığımız oyunları özlemiyor muyuz? Çocukluğunda sokakta oynadığı oyunları hatırlayınca mutlu olmayanımız var mıdır? Ne zaman oyun söz konusu olsa biz büyükler "Nerede bizim çocukluğumuzdaki oyunlar!" der, anlatmaya başlarız ya.   Peki, şimdiki çocuklar bu oyunların hangilerini oynuyor? Hatta bırakın oynamayı, hangilerini biliyor? Zihinsel, bedensel gelişimi sağlayan, iletişimi öğreten, paylaşımı geliştiren eski oyunlarımız yaşam tarzımızın teknolojiye yenik düşmesi sonucunda sönmeye yüz tutarak kayboluyor.  Çocukluğumuzdaki oyunlar, işbirliğini, paylaşmayı, uyumu öğretirdi. Her şeyden önemlisi mutluluk getirirdi. Oysaki şimdiki oyunlar artık daha bireysel, bencil ve ruhsuz.  Bilgisayarda oyun oynayan veya televizyondan gözlerini ayırmayan çocuğumuza baktığımızda “Nasıl kurtarırım?” düşüncesi hepimizde yok mu?  İnternet, atari ve plastik oyuncaklarla vakit geçiren çocukların a-sosyal kişilik kazandığına şahit oluyoruzdur hepimiz.    Elimizde ekmek arası salça ile oyun alanlarımıza koşarken, kalbimizdeki heyecanı, titreşimi hangi bilgisayar verebilir ki?
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2019 - Çarşamba

NEREDE O ÇOCUKLUĞUMUZUN ESKİ OYUNLARI?

"Ah, nerede o eski oyunlar" diye başlar söze anneanne, babaanne ve dedelerimiz oyunları anlatırken torunlarına…

Yeni nesil çocukların ne kadar şanslı olduklarını ama yine de o eski oyunların nasıl kendilerini mutlu ettiklerinden bahsederler. Çivi, seksek, misket, dokuztaş, körebe, uzun eşek, lastik, yakar top oyunu…
Gerçekten de "nerede o eski oyunlar!" Hâlâ, oynayan var mıdır o oyunları ya da bilen?
Oysa bir hünerdir ipe basmadan atlamak, gizlendiği yerden yakalanmadan çıkmak ve sobelemek duvarı ya da üstü üste dizili 9 taşın hepsini serebilmek yere…
Takım kurarken "aldım verdim ben seni yendim" tekerlemesiyle ilerleyen çocuğun kalbindeki heyecanı hangi bilgisayar oyunu sağlayabilir ki…
Geçen zaman bugünümüzü mazi yaparken değerlerimizi de beraberinde götürdü sanki! Büyüklerimiz için oyun; gülmek, terlemek, kazanmak, yenildiğinde belki ağlamaktı.
Bol hareket içeren o eski oyunlar, hep özlenen olacak!
Peki neydi o oyunlar ve nasıl oynanıyordu? İşte, eskiden çocukların sıkça oynadığı oyunlar...
Çivi: Çamurda, çivi ile oynanan bir sokak oyunu. Oynayacağınız yerde çamur cıvık değil de, hamur kıvamında olur. Elinizde çiviyi, yerdeki çamura fırlatır ve saplatırsınız. Her atış arasına doğru bir çizgi çizilir. Amaç, rakibinin attığı noktayı çevrelemek ve onu dışarı çıkartmaktır. 

Günümüz kent koşullarında yoğun iş telaşı, stres, çoluk-çocuk ve geçim derdiyle uğraşırken bazı değerlerimizi hızla kaybettiğimizin farkında mıyız?

 Zaman zaman eski mahallemizi, oradaki dostluğu, annelerimiz defalarca çağırana kadar oynadığımız oyunları özlemiyor muyuz?

Çocukluğunda sokakta oynadığı oyunları hatırlayınca mutlu olmayanımız var mıdır? Ne zaman oyun söz konusu olsa biz büyükler "Nerede bizim çocukluğumuzdaki oyunlar!" der, anlatmaya başlarız ya. 

 Peki, şimdiki çocuklar bu oyunların hangilerini oynuyor? Hatta bırakın oynamayı, hangilerini biliyor? Zihinsel, bedensel gelişimi sağlayan, iletişimi öğreten, paylaşımı geliştiren eski oyunlarımız yaşam tarzımızın teknolojiye yenik düşmesi sonucunda sönmeye yüz tutarak kayboluyor.

 Çocukluğumuzdaki oyunlar, işbirliğini, paylaşmayı, uyumu öğretirdi. Her şeyden önemlisi mutluluk getirirdi. Oysaki şimdiki oyunlar artık daha bireysel, bencil ve ruhsuz.

 Bilgisayarda oyun oynayan veya televizyondan gözlerini ayırmayan çocuğumuza baktığımızda “Nasıl kurtarırım?” düşüncesi hepimizde yok mu?

 İnternet, atari ve plastik oyuncaklarla vakit geçiren çocukların a-sosyal kişilik kazandığına şahit oluyoruzdur hepimiz. 

 
Elimizde ekmek arası salça ile oyun alanlarımıza koşarken, kalbimizdeki heyecanı, titreşimi hangi bilgisayar verebilir ki?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.