İletişim…
Her şeyin başlangıcı.
Bizi birbirimize bağlayan, doğrulayan, anlamamıza ve anlaşılmamıza aracı olan görünmez bir köprüdür.
Endişelerimizi, korkularımızı, sevinç ve hüzünlerimizi paylaştığımız yerdir.
Bugün, teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz.
Artık sevdiklerimize saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Mesajlarımız, görüntülerimiz, duygularımız dijital yollarla taşınıyor.
Ancak bu büyük kolaylığın içinde küçük bir tehlike de gizli: Gerçekten iletişimde miyiz, yoksa sadece bağlantıda mı kalıyoruz?
Evet, teknoloji sayesinde sınırlar kalktı.
Görüntülü konuşmalar, sosyal medya, çeviri araçları hayatımızı kolaylaştırdı.
Ama aynı zamanda yüz yüze konuşmalar azaldı, göz göze gelmek eskisi kadar özel olmamaya başladı.
Birbirimizi “duymak” yerine sadece “görüyor” gibiyiz. Ve duygular zamanla sessizleşiyor.
Bir ilişkiyi ayakta tutan en güçlü bağ, birinin diğerini gerçekten görebilmesidir.
Ama ne yazık ki aşk dolu ilişkilerde bile zamanla heyecan kaybolabilir.
Bunun en yaygın nedeni, birbirimizin kıymetini bilmeyi, birbirimizi fark etmeyi bırakmamızdır.
Dijital mesajlar duygunun yerini tutmaz; bazen bir dokunuş, bir bakış kadar güçlü olamaz.
Bir an için geçmişe dönün.
İlk tanıştığınız o ana…
O kadar insan içinden onu seçmenizin bir nedeni vardı. Neydi o?
Bu seçim, hayatınızın gidişatını belirledi.
Bu sizin hayatınız.
Ve düşündüğünüzden çok daha hızlı geçiyor.
Ya hayatı birlikte seçtiğiniz kişiyle dolu dolu yaşarsınız…
Ya da ekranların ardında sessizce tükenirsiniz.
Birlikte geçirilen sıradan anlar, hayatın gerçek dokusudur.
Sofrada paylaşılan bir kahvaltı, yürürken tutulan bir el, uyumadan önce edilen bir cümle…
Birlikte olduğunuz sürece her şey daha kolaydır, daha güzeldir.
Ve birlikteyken daha güçlüsünüzdür.
Ama ilişkilerde sessizce büyüyen bazı sorunlar vardır.
Ve bu sorunlar özellikle erkeklerde sıkça görülür.
Bir baba, bir eş olarak eşinin ilgisinin tamamen çocuklara yönelmesiyle başa çıkmakta zorlanabilir.
Kendini unutulmuş hisseder.
Özlenmediğini düşünür.
Görünmez olduğunu hissettiğinde ise sessizleşir, geri çekilir.
Ve bazen bu sessizlik, en tehlikeli uzaklıktır.
Teknolojinin sunduğu her kolaylık, aynı zamanda bir tuzaktır da:
Eşiniz yan odadaysa ama siz telefonla meşgulseniz, aradaki mesafe yalnızca metrelerle değil, kalple ölçülür.
Mesajlaşmak yetmez; hissettiklerimizi dile getirmek, kalpten kalbe konuşmak gerekir.
Unutmayın, ilişkinizi seçtiğiniz gün aslında bir hayatı da seçtiniz.
Ve o hayat, birlikte büyütülmeyi bekliyor.
Birbirinizi görün, duyun, hissedin.
Çünkü iletişim her şeydir.
Ve onsuz hiçbir şey tam değildir.