Serpil Güleçyüz
Köşe Yazarı
Serpil Güleçyüz
 

BİRLİK VE HUZUR MÜMKÜN MÜ

Yüzyıllardır farklı kültürlerin, dillerin, inançların yaşadığı bir coğrafyada şimdi yeni bir hikaye yazılıyor. 2025 yılı PKK'nın silah bıraktığı ve silahlı mücadelenin sonlandırılması kararı aldığı tarih olarak kayıtlara geçti. Abdullah Öcalan video mesajında  "Silah değil,sosyal barış kazansın" diyor. Devletle sembolik bir silahsızlanma töreni düzenlendi. Silahlar yakıldı. Ama temsilen silahları bırakanların hiç biri Devletimize teslim olmadılar? Ardından TBMM bünyesinde  süreci düzenlemek üzere bir komisyon kuruldu. Bu sürecin sadece el sıkışmasıyla değil kanun ve kurumlar desteğiyle sürdürülmesi gibi bir iyi niyetin  işareti olmasına rağmen, DEM partisinin reform talepleri,Milliyetçi  partilerin ve halkın tepkisi yolun taşlı olduğunu gösteriyor. Demokrasi ve kapsayıcılıkla yoğrulmuş, güven temelli bir yol haritası çizmek gerekiyor. Hem hukuk hem toplumsal uzlaşma ile huzur var olabilir. Bu coğrafya, her zaman farklı kültürlerin,dillerin ve inançların yaşadığı  bir ülke oldu. Bu zengin mozaik, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Araplar,Boşnak,Pomaklar, Yörükler ve daha bir çok etnik topluluğu içinde barındırıyor. Anayasanın eşitlik ilkesi,tüm vatandaşların,kanun önünde eşit haklara sahip olduğunu söylüyor. Peki pratikte durum nasıl? Son yıllarda özellikle Kürt vatandaşların hakları üzerinden tartışmalar sıkça gündeme geliyor. Oysa bugün Türkiye'de Kürt vatandaşlarımız dilediği okula gidebiliyor, Devlet kademesinde en yüksek görevlere kadar yükselebiliyor,milletvekili,bakan, hatta başbakan olabiliyor. Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı,gazete ve sosyal medyada Kürtçe yayınlar, müzikler özgürce yapılabiliyor.  DEM partisinin ileri sürdüğü gibi, Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki belediyelere kayyum atanmıyor, çeşitli bölgelerdeki belediyelerede gerektiğinde kayyum atanabiliyor. Yani Kürt vatandaşlarımıza bu ülkede, hukuken ve fiilen temel vatandaşlık açısından bir kısıtlama bulunmuyor? Peki diğer etnik gruplar? Laz, Çerkes,Arap,Boşnak yada Gürcü vatandaşlarımız kendi dillerinde eğitim  haklarına ulaşabiliyorlar mı? Kendi dillerinde yayın yapan TV kanalları  var mı? Başbakanlığa kadar yükselen Gürcü, Çerkes vatandaşımız var mı? Kamuoyunda ki tüm tartışmalar çoğu zaman Kürt meselesi ekseninde dönüyor ve bu da coğrafyadaki çok kültürlü yapının tamamını görmemizi zorlaştırıyor. Oysa eşitlik,yalnızca tek bir grubun değil,tüm etnik toplulukların haklarının korunmasıyla mümkün olur. Demokratik bir ülkede kimliğini özgürce ifade etmek ve kültürünü yaşamak  tüm vatandaşların en doğal hakkıdır. Anayasal güvence ve pratik uygulama arasındaki mesafenin kapanması ancak kapsayıcı bir anlayışla mümkündür. Tek bir etnik kökene ayrıcalık tanımak,farklı kimlikleri yok saymak, aidiyet duygusunu zayıflatır. Farklı kimliklerin varlığını tanımak,onları da görünür kılmak, ülkenin birliğini zayıflatmaz tam tersine aidiyet  duygusunu güçlendirir. Çünkü eşitlik yazmakla değil,hayatın her alanında hissedilmekle anlam kazanır. Halk, uzlaşma konusunda gerçek bir umut taşıyor.  Destek büyük,ama güven hâlâ kırılgan. Bu noktada beklenti şudur; .Sürecin sembolik kalmaması, .Hukuka, toplumsal ve kurumsal zemine dayandırılması. .Şeffaf olunması ve bir zaman çizelgesine oturtulması. Sürecin, Sayın Cumhurbaşkanımızın  Anayasa değişikliği veya yeniden adaylıklarına zemin hazırlamayı amaçladığına dair tatrtışmalar ne yazık ki kamuoyunda yankı buluyor. Her  şey sadece silahların susması değildir. Silahların sustuğu gün, yolculuğun bittiği değil, hep  birlikte yolculuğun başladığı bir gün olmalı. Bir ülkede, huzur,mutluluk, uzlaşma ve birlik yoksa ayakta kalmak mümkün olmaz. Barış, güven, eşitlik ve adaletin ses bulmasıdır. Gerçek barış ve uzlaşma geleceğe umutla bakabilen ve geçmişle yüzleşen bir toplumla mümkündür.
Ekleme Tarihi: 13 Ağustos 2025 -Çarşamba

BİRLİK VE HUZUR MÜMKÜN MÜ

Yüzyıllardır farklı kültürlerin, dillerin, inançların yaşadığı bir coğrafyada şimdi yeni bir hikaye yazılıyor.

2025 yılı PKK'nın silah bıraktığı ve silahlı mücadelenin sonlandırılması kararı aldığı tarih olarak kayıtlara geçti.

Abdullah Öcalan video mesajında  "Silah değil,sosyal barış kazansın" diyor.

Devletle sembolik bir silahsızlanma töreni düzenlendi.
Silahlar yakıldı.
Ama temsilen silahları bırakanların hiç biri Devletimize teslim olmadılar?

Ardından TBMM bünyesinde  süreci düzenlemek üzere bir komisyon kuruldu.
Bu sürecin sadece el sıkışmasıyla değil kanun ve kurumlar desteğiyle sürdürülmesi gibi bir iyi niyetin  işareti olmasına rağmen,
DEM partisinin reform talepleri,Milliyetçi  partilerin ve halkın tepkisi yolun taşlı olduğunu gösteriyor.

Demokrasi ve kapsayıcılıkla yoğrulmuş, güven temelli bir yol haritası çizmek gerekiyor.

Hem hukuk hem toplumsal uzlaşma ile huzur var olabilir.

Bu coğrafya, her zaman farklı kültürlerin,dillerin ve inançların yaşadığı  bir ülke oldu.

Bu zengin mozaik, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Araplar,Boşnak,Pomaklar, Yörükler ve daha bir çok etnik topluluğu içinde barındırıyor.

Anayasanın eşitlik ilkesi,tüm vatandaşların,kanun önünde eşit haklara sahip olduğunu söylüyor.

Peki pratikte durum nasıl?

Son yıllarda özellikle Kürt vatandaşların hakları üzerinden tartışmalar sıkça gündeme geliyor.

Oysa bugün Türkiye'de Kürt vatandaşlarımız dilediği okula gidebiliyor, Devlet kademesinde en yüksek görevlere kadar yükselebiliyor,milletvekili,bakan, hatta başbakan olabiliyor.

Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı,gazete ve sosyal medyada Kürtçe yayınlar, müzikler özgürce yapılabiliyor. 

DEM partisinin ileri sürdüğü gibi,
Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki belediyelere kayyum atanmıyor, çeşitli bölgelerdeki belediyelerede gerektiğinde kayyum atanabiliyor.

Yani Kürt vatandaşlarımıza bu ülkede, hukuken ve fiilen temel vatandaşlık açısından bir kısıtlama bulunmuyor?

Peki diğer etnik gruplar?

Laz, Çerkes,Arap,Boşnak yada Gürcü vatandaşlarımız kendi dillerinde eğitim  haklarına ulaşabiliyorlar mı?

Kendi dillerinde yayın yapan TV kanalları 
var mı?

Başbakanlığa kadar yükselen Gürcü, Çerkes vatandaşımız var mı?


Kamuoyunda ki tüm tartışmalar çoğu zaman Kürt meselesi ekseninde dönüyor ve bu da coğrafyadaki çok kültürlü yapının tamamını görmemizi zorlaştırıyor.

Oysa eşitlik,yalnızca tek bir grubun değil,tüm etnik toplulukların haklarının korunmasıyla mümkün olur.

Demokratik bir ülkede kimliğini özgürce ifade etmek ve kültürünü yaşamak  tüm vatandaşların en doğal hakkıdır.

Anayasal güvence ve pratik uygulama arasındaki mesafenin kapanması ancak kapsayıcı bir anlayışla mümkündür.

Tek bir etnik kökene ayrıcalık tanımak,farklı kimlikleri yok saymak, aidiyet duygusunu zayıflatır.

Farklı kimliklerin varlığını tanımak,onları da görünür kılmak, ülkenin birliğini zayıflatmaz tam tersine aidiyet  duygusunu güçlendirir.

Çünkü eşitlik yazmakla değil,hayatın her alanında hissedilmekle anlam kazanır.

Halk, uzlaşma konusunda gerçek bir umut taşıyor. 
Destek büyük,ama güven hâlâ kırılgan.

Bu noktada beklenti şudur;
.Sürecin sembolik kalmaması,
.Hukuka, toplumsal ve kurumsal zemine dayandırılması.
.Şeffaf olunması ve bir zaman çizelgesine oturtulması.

Sürecin, Sayın Cumhurbaşkanımızın  Anayasa değişikliği veya yeniden adaylıklarına zemin hazırlamayı amaçladığına dair tatrtışmalar ne yazık ki kamuoyunda yankı buluyor.

Her  şey sadece silahların susması değildir.
Silahların sustuğu gün, yolculuğun bittiği değil, hep  birlikte yolculuğun başladığı bir gün olmalı.

Bir ülkede, huzur,mutluluk, uzlaşma ve birlik yoksa ayakta kalmak mümkün olmaz.

Barış, güven, eşitlik ve adaletin ses bulmasıdır.

Gerçek barış ve uzlaşma geleceğe umutla bakabilen ve geçmişle yüzleşen bir toplumla mümkündür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.