Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Üniversiteler kapatılsın

Herkes üniversite okumak zorunda mı? Kesinlikle hayır. Üniversite mezunu olmak artık Türkiye’de ne anlama geliyor? Çok da önemli değil. Türkiye’deki üniversite sayısını nasıl değerlendirirsiniz? Haddinden fazla ve gereksiz bir oranda. Peki, Türkiye’de kaç tane çok iyi üniversite var? Olması gerekenden çok daha az. Türkiye’de uluslararası standartlarda kaç üniversite var? Bazıları üç beş tane sayabilir, üniversite hayatına Almanya’da başlamış biri olarak söylüyorum, bence yok. Türkiye’deki üniversitelerde özgürlük var mı? Buna siz cevap verin. Türkiye’deki üniversite hocaları gerçekten tüm ideolojik yaklaşımlardan arınmış bir şekilde sadece ülke geleceğini düşünerek donanımlı gençler yetiştirmek için mi çalışıyor? Maalesef, hayır. Türkiye’deki üniversitelerin fiziki şartları ne durumda? Çoğu üniversite dökülüyor. Bu ve benzeri sorular devam ettikçe aşağı yukarı cevapların da neler olabileceğini artık tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Bugün üniversite hayatına hazırlanan gençlerin çoğunun yurtdışı hayali kurmasının sebepleri başka ama eğer gençlerimiz bir de onları üniversitelerde nelerin beklediğini bilseler ne yapar eder yurtdışına çıkmanın bir çaresini bulmaya çalışırlardı. Bu kanıya şuradan vardım. 28 Şubat’ta yaşanan zulmün mağduru bir vatandaş olarak üniversiteye Almanya’da başlamıştım. Üç yıl sonra Türkiye’de sınava girerek Dokuz Eylül üniversitesini kazandım ve geri döndüm. Bir süre sonra da kendime ve arkadaşlarıma hep şunu söyledim. “Eğer Türkiye’de bir üniversite görüp sonra Almanya’ya gitseydim, asla geri dönmezdim.” Bugün ülkemizin geleceğini kurtarmak istiyorsak önce milli eğitimde ardından yükseköğretimde köklü değişiklikler yapmak zorundayız. Önümüzde, herkesin bildiği çok basit ve uygulanabilir, başarısı ispatlanmış eğitim öğretim modelleri varken biz neden hala modelden modele savrulur, ne yapacağımıza karar veremeyiz, anlamak mümkün değil. Mesela yükseköğretimde çok basit bir hamle ile sorunlarımızı önemli ölçüde çözebiliriz. Mevcut üniversitelerin yarısını, son açılandan başlayarak kapatmak çok basit, pratik ve hızlıca sonuca ulaşabileceğimiz bir yöntem. Siz, geleceğiniz olan, yarınlarınızın tüm çalışanlarını yetiştirdiğiniz okullarınızda dahi ne yapacağınızı bilemezken, hangi sorunla baş edebilirsiniz ki? Kendi evlatlarını tanımadan, özelliklerine göre ayırmadan, yetkinliklerini geliştirmeden, karma bir yöntem ve hala her an değişebilir sistemlerle, nereye gittiğini bilmeyen eğitim öğretim politikaları ile nasıl bir gelecek inşa edebilirsiniz ki? Değinilecek o kadar çok sorunumuz var ki, insan bırakın yazmayı, düşünürken bile yoruluyor. Sistem değişikliği ya da düzenlemesinden, bir şeylerin gözden geçirilip, daha iyi hale getirilmesinden çok da ümidimiz olmadığı için, mecburen mevcut düzen içerisinde nelere dikkat etmek lazım, nasıl bir yol haritası belirlemek lazım onu konuşuyoruz. Dolayısıyla üzülerek şunları ifade etmek durumundayım. “Çocuğum mutlaka üniversite okumak zorunda” diye kendinizi şartlandırmayın. Hatta bazı çocuklarımız kesinlikle üniversite okumamalı. Başka alanlara yetenekleri varsa, bu yetenekler keşfedilmeli ve geliştirmek için gereken tedbirler alınmalı. Bugün akademik zekâsı olmamasına rağmen, ebeveyn zoru ile üniversitelere gönderilen gençlerin bozuk para gibi harcandığına, akla gelemeyecek tehlikelerle karşılaştıklarına, ellerimizden kayıp gittiklerine şahitlik ediyoruz. Kısacası içinde yaşadığımız dönemi ve coğrafyamızı iyi okumamız lazım. Bugün beğenmediğimiz birçok meslek yakın zamanda inanılmaz popüler olacak. Bugün popüler zannettiğimiz birçok meslek de yakın gelecekte yok olacak. Ayrıca ayakkabı tamirciliği, mobilya ustalığı, tesisatçılık, inşaat ustalığı, terzilik gibi birçok meslek de en az üniversite, yüksek lisans ya da doktora mezunu olmak kadar değerlidir. İnsanın işini severek, huzurla ve geliştirerek yapmasından daha değerli bir şey var mı Allah aşkına? Topyekün kalkınma ancak her alanda çalışıp, başararak mümkün olur. Gençlerimizin hepsini üniversitelere istifleyerek değil.
Ekleme Tarihi: 17 Haziran 2022 - Cuma

Üniversiteler kapatılsın

Herkes üniversite okumak zorunda mı? Kesinlikle hayır. Üniversite mezunu olmak artık Türkiye’de ne anlama geliyor? Çok da önemli değil. Türkiye’deki üniversite sayısını nasıl değerlendirirsiniz? Haddinden fazla ve gereksiz bir oranda. Peki, Türkiye’de kaç tane çok iyi üniversite var? Olması gerekenden çok daha az. Türkiye’de uluslararası standartlarda kaç üniversite var? Bazıları üç beş tane sayabilir, üniversite hayatına Almanya’da başlamış biri olarak söylüyorum, bence yok. Türkiye’deki üniversitelerde özgürlük var mı? Buna siz cevap verin. Türkiye’deki üniversite hocaları gerçekten tüm ideolojik yaklaşımlardan arınmış bir şekilde sadece ülke geleceğini düşünerek donanımlı gençler yetiştirmek için mi çalışıyor? Maalesef, hayır. Türkiye’deki üniversitelerin fiziki şartları ne durumda? Çoğu üniversite dökülüyor.

Bu ve benzeri sorular devam ettikçe aşağı yukarı cevapların da neler olabileceğini artık tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Bugün üniversite hayatına hazırlanan gençlerin çoğunun yurtdışı hayali kurmasının sebepleri başka ama eğer gençlerimiz bir de onları üniversitelerde nelerin beklediğini bilseler ne yapar eder yurtdışına çıkmanın bir çaresini bulmaya çalışırlardı. Bu kanıya şuradan vardım. 28 Şubat’ta yaşanan zulmün mağduru bir vatandaş olarak üniversiteye Almanya’da başlamıştım. Üç yıl sonra Türkiye’de sınava girerek Dokuz Eylül üniversitesini kazandım ve geri döndüm. Bir süre sonra da kendime ve arkadaşlarıma hep şunu söyledim. “Eğer Türkiye’de bir üniversite görüp sonra Almanya’ya gitseydim, asla geri dönmezdim.”

Bugün ülkemizin geleceğini kurtarmak istiyorsak önce milli eğitimde ardından yükseköğretimde köklü değişiklikler yapmak zorundayız. Önümüzde, herkesin bildiği çok basit ve uygulanabilir, başarısı ispatlanmış eğitim öğretim modelleri varken biz neden hala modelden modele savrulur, ne yapacağımıza karar veremeyiz, anlamak mümkün değil. Mesela yükseköğretimde çok basit bir hamle ile sorunlarımızı önemli ölçüde çözebiliriz. Mevcut üniversitelerin yarısını, son açılandan başlayarak kapatmak çok basit, pratik ve hızlıca sonuca ulaşabileceğimiz bir yöntem.

Siz, geleceğiniz olan, yarınlarınızın tüm çalışanlarını yetiştirdiğiniz okullarınızda dahi ne yapacağınızı bilemezken, hangi sorunla baş edebilirsiniz ki? Kendi evlatlarını tanımadan, özelliklerine göre ayırmadan, yetkinliklerini geliştirmeden, karma bir yöntem ve hala her an değişebilir sistemlerle, nereye gittiğini bilmeyen eğitim öğretim politikaları ile nasıl bir gelecek inşa edebilirsiniz ki?

Değinilecek o kadar çok sorunumuz var ki, insan bırakın yazmayı, düşünürken bile yoruluyor. Sistem değişikliği ya da düzenlemesinden, bir şeylerin gözden geçirilip, daha iyi hale getirilmesinden çok da ümidimiz olmadığı için, mecburen mevcut düzen içerisinde nelere dikkat etmek lazım, nasıl bir yol haritası belirlemek lazım onu konuşuyoruz. Dolayısıyla üzülerek şunları ifade etmek durumundayım. “Çocuğum mutlaka üniversite okumak zorunda” diye kendinizi şartlandırmayın. Hatta bazı çocuklarımız kesinlikle üniversite okumamalı. Başka alanlara yetenekleri varsa, bu yetenekler keşfedilmeli ve geliştirmek için gereken tedbirler alınmalı. Bugün akademik zekâsı olmamasına rağmen, ebeveyn zoru ile üniversitelere gönderilen gençlerin bozuk para gibi harcandığına, akla gelemeyecek tehlikelerle karşılaştıklarına, ellerimizden kayıp gittiklerine şahitlik ediyoruz.

Kısacası içinde yaşadığımız dönemi ve coğrafyamızı iyi okumamız lazım. Bugün beğenmediğimiz birçok meslek yakın zamanda inanılmaz popüler olacak. Bugün popüler zannettiğimiz birçok meslek de yakın gelecekte yok olacak. Ayrıca ayakkabı tamirciliği, mobilya ustalığı, tesisatçılık, inşaat ustalığı, terzilik gibi birçok meslek de en az üniversite, yüksek lisans ya da doktora mezunu olmak kadar değerlidir. İnsanın işini severek, huzurla ve geliştirerek yapmasından daha değerli bir şey var mı Allah aşkına? Topyekün kalkınma ancak her alanda çalışıp, başararak mümkün olur. Gençlerimizin hepsini üniversitelere istifleyerek değil.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.