Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Sosyal medya üzerine-8

Yüz yüze iletişime bir alternatif olarak çıkan, insanı individüalizme esir eden, başkalarının derdi ile hemhal olmayı, yolda kalmışın elinden tutup, yetimi doyurmayı “bir twit de sen at” sloganı seviyesine düşüren, ahlâk ve maneviyata darbe üstüne darbe indiren, zinaya yaklaşmaya en müsait ortamları hazırlayan, insanın kendini olduğundan farklı göstermesine en büyük imkânı sağlayan sosyal medyaya biraz daha temkinli yaklaşmalıyız. Sosyal medya başta olmak üzere, yeni medya ürünleri ve teknolojileri ile sürekli bir vaziyette takip edildiğimizi, profillerimiz başta olmak üzere, tüm paylaşımlarımızın, yazdıklarımızın, arama motorlarına girdiğimiz kelimelerin, izlediğimiz videoların, bulunduğumuz mekânların konumlarının, kullandığımız programların, kredi kartı ile yaptığımız alışverişlerin ve daha birçok şeyin kayıt altına alındığını biliyor muydunuz? Tüm kullanıcı profillerinin, inançlarından, medeni durumlarına, aylık gelirlerinden, ne iş yaptıklarına, hangi ideolojiye sahip olduklarından, doğum tarihlerine, nerelerde okuduklarından, nerede yaşadıklarına kadar kaydedildiğini ve sadece bu verilerin kayıtlarda kalmayıp, bu kayıtların analizlerinin yapıldığını, raporlarının hazırlanarak sosyolojik tahliller yapıldığını biliyor muydunuz? Elbette bu raporlar İslam âlemine ve bütün insanlığa daha huzurlu bir dünya oluşturmak için kullanılmıyor. Twitter’da yapılan bir hashtag çalışmasında, mesela #benimicinislambirligi diyerek birkaç saat içinde milyonlarca insanın İslam Birliği hakkındaki görüşlerinin toplandığını gözden kaçırmayalım. Sizin anket şirketlerine para ile dahi yaptıramayacağınız büyüklükte bir işi adamlar tek bir kuruş harcamadan, sizin elinizle, sadece bir sosyal medya hesabı ile yapıyor. Bu veriler ve analizleri neticesinde de kontra aktivitelerine fikirsel ve fiziksel takviye sağlıyorlar. Acaba neden sosyal medya hesaplarının neredeyse tamamı Amerika menşeli, Facebook Çin’de neden yok, neden Çin devletinin kendilerine ait milli yazılımlı bir alternatif Facebook programları var, kredi kartı kullanımına zorlayan ve ihtiyaç fazlası tüketimi tetikleyen internet alışverişlerinde yerli esnaf ne kaybediyor, küresel güçler ne kazanıyor? Bunları iyi düşünmemiz, iyi hesap etmemiz lazım. Dikkat ederseniz sosyal medya, yıkımları tetikleyen, insanları karamsarlaştıran, sansürsüz yayının legal hale geldiği, kontrolü zor, iyilik ve güzelliklerin değil de kötülüklerin daha hızlı yayıldığı, bilginin gerçekliği probleminin önüne geçilemediği, veri manipülasyonunun durdurulamaz düzeylere ulaştığı, adalet, emniyet, hak ve özgürlükler noktalarında etik sorunların yaşandığı, ırkçı, ayrımcı ve ayrıştırıcı söylemlerin çoğaldığı ve bu söylemlerin gizli sahiplerinin kendilerine körpe dimağlar üzerinden zemin oluşturduğu, bilgi kirliliğinin yanında haber kaynağına ulaşma sorununun yaşandığı yönleri ile daha fazla etki alanı oluşturmaktadır. Tüm bu bilgilerden sonra şimdi siz karar verin, “Sosyal medya özgürlük mü? Esaret mi?” Kararınızı verin ve yenidünya düzeninin zalimlerinin sizi, insan hakları, eşitlik, adalet ve özgürlük hikâyeleri ile aldatmalarına asla müsaade etmeyin. Kulağa hoş gelen şeyleri konuşuyor ama yürekleri sızlatan, gözleri yaşartan işler yapıyorlar. Daha fazla iletişimden bahsediyor ama gönülden gönle giden tüm yolları kapatıyorlar. “Daha fazla adalet” diyorlar ama yaptıkları adaletsizlik ve zulüm arşa dayanıyor. Güzel elbiseleri, sinekkaydı tıraşları ve yüzlerinden eksik olmayan gülümsemeleri ile masada iyilik ve güzelliğe dair konuşuyor sahada milletleri birbirine düşürüyorlar. Sosyal medya özgürlük elbisesi giydirilmiş sosyolojik bir bombadır. Tesiri atom bombasından daha fazla olan bir bomba. Sosyal harbi kaybettiğimiz mecralarda yaşıyoruz en azından doğru kullanarak faydalı işler çıkarmaya çalışalım. Müslümanlar dünyaya barışı hâkim kılacak bombalar üretmediği sürece ya da İslâm düşmanları savaşı hâkim kılan bombalar patlattığı sürece özgürlük hikâyeleri ile uyutulmaya devam edeceğiz.
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2019 - Çarşamba

Sosyal medya üzerine-8

Yüz yüze iletişime bir alternatif olarak çıkan, insanı individüalizme esir eden, başkalarının derdi ile hemhal olmayı, yolda kalmışın elinden tutup, yetimi doyurmayı “bir twit de sen at” sloganı seviyesine düşüren, ahlâk ve maneviyata darbe üstüne darbe indiren, zinaya yaklaşmaya en müsait ortamları hazırlayan, insanın kendini olduğundan farklı göstermesine en büyük imkânı sağlayan sosyal medyaya biraz daha temkinli yaklaşmalıyız.

Sosyal medya başta olmak üzere, yeni medya ürünleri ve teknolojileri ile sürekli bir vaziyette takip edildiğimizi, profillerimiz başta olmak üzere, tüm paylaşımlarımızın, yazdıklarımızın, arama motorlarına girdiğimiz kelimelerin, izlediğimiz videoların, bulunduğumuz mekânların konumlarının, kullandığımız programların, kredi kartı ile yaptığımız alışverişlerin ve daha birçok şeyin kayıt altına alındığını biliyor muydunuz? Tüm kullanıcı profillerinin, inançlarından, medeni durumlarına, aylık gelirlerinden, ne iş yaptıklarına, hangi ideolojiye sahip olduklarından, doğum tarihlerine, nerelerde okuduklarından, nerede yaşadıklarına kadar kaydedildiğini ve sadece bu verilerin kayıtlarda kalmayıp, bu kayıtların analizlerinin yapıldığını, raporlarının hazırlanarak sosyolojik tahliller yapıldığını biliyor muydunuz? Elbette bu raporlar İslam âlemine ve bütün insanlığa daha huzurlu bir dünya oluşturmak için kullanılmıyor.

Twitter’da yapılan bir hashtag çalışmasında, mesela #benimicinislambirligi diyerek birkaç saat içinde milyonlarca insanın İslam Birliği hakkındaki görüşlerinin toplandığını gözden kaçırmayalım. Sizin anket şirketlerine para ile dahi yaptıramayacağınız büyüklükte bir işi adamlar tek bir kuruş harcamadan, sizin elinizle, sadece bir sosyal medya hesabı ile yapıyor. Bu veriler ve analizleri neticesinde de kontra aktivitelerine fikirsel ve fiziksel takviye sağlıyorlar. Acaba neden sosyal medya hesaplarının neredeyse tamamı Amerika menşeli, Facebook Çin’de neden yok, neden Çin devletinin kendilerine ait milli yazılımlı bir alternatif Facebook programları var, kredi kartı kullanımına zorlayan ve ihtiyaç fazlası tüketimi tetikleyen internet alışverişlerinde yerli esnaf ne kaybediyor, küresel güçler ne kazanıyor? Bunları iyi düşünmemiz, iyi hesap etmemiz lazım.

Dikkat ederseniz sosyal medya, yıkımları tetikleyen, insanları karamsarlaştıran, sansürsüz yayının legal hale geldiği, kontrolü zor, iyilik ve güzelliklerin değil de kötülüklerin daha hızlı yayıldığı, bilginin gerçekliği probleminin önüne geçilemediği, veri manipülasyonunun durdurulamaz düzeylere ulaştığı, adalet, emniyet, hak ve özgürlükler noktalarında etik sorunların yaşandığı, ırkçı, ayrımcı ve ayrıştırıcı söylemlerin çoğaldığı ve bu söylemlerin gizli sahiplerinin kendilerine körpe dimağlar üzerinden zemin oluşturduğu, bilgi kirliliğinin yanında haber kaynağına ulaşma sorununun yaşandığı yönleri ile daha fazla etki alanı oluşturmaktadır.

Tüm bu bilgilerden sonra şimdi siz karar verin, “Sosyal medya özgürlük mü? Esaret mi?” Kararınızı verin ve yenidünya düzeninin zalimlerinin sizi, insan hakları, eşitlik, adalet ve özgürlük hikâyeleri ile aldatmalarına asla müsaade etmeyin. Kulağa hoş gelen şeyleri konuşuyor ama yürekleri sızlatan, gözleri yaşartan işler yapıyorlar. Daha fazla iletişimden bahsediyor ama gönülden gönle giden tüm yolları kapatıyorlar. “Daha fazla adalet” diyorlar ama yaptıkları adaletsizlik ve zulüm arşa dayanıyor. Güzel elbiseleri, sinekkaydı tıraşları ve yüzlerinden eksik olmayan gülümsemeleri ile masada iyilik ve güzelliğe dair konuşuyor sahada milletleri birbirine düşürüyorlar.

Sosyal medya özgürlük elbisesi giydirilmiş sosyolojik bir bombadır. Tesiri atom bombasından daha fazla olan bir bomba. Sosyal harbi kaybettiğimiz mecralarda yaşıyoruz en azından doğru kullanarak faydalı işler çıkarmaya çalışalım. Müslümanlar dünyaya barışı hâkim kılacak bombalar üretmediği sürece ya da İslâm düşmanları savaşı hâkim kılan bombalar patlattığı sürece özgürlük hikâyeleri ile uyutulmaya devam edeceğiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.