Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Nefes alabiliyorum öyleyse varım

Aslında çok da zor olmasa gerek. Kısaca anlatayım: Mesela Almanya’da bazı eyaletler arasında farklı uygulamalar olsa bile eğitim sistemi ana hatları ile şöyle işliyor. Toplamda dört çeşit okul var. Sonderschule, Hauptschule, Realschule ve Gymnasium. İlkokul dördüncü sınıftan itibaren bir öğrencinin hangi okula gideceğine karar veriliyor. Sonderschule, özel eğitim alması gereken öğrenciler için. Hauptschule, ağırlıklı olarak meslek sahibi olmak isteyen öğrenciler için ama bu alandaki meslekler daha sıradan yani çok fazla formasyona ihtiyaç duyulmayan meslekleri kapsamaktadır. Öğrenci aynı zamanda gayret eder çalışırsa Realschule’ye geçiş yapabilir. Realschule, daha nitelikli meslekler için kurgulanmıştır. Öğrenci performansı düşerse Realschule’den Hauptschule’ye düşeceği gibi performansını artırırsa Gymnasium’a da geçebilir. Gymnasium ise tamamen akademik alan olarak kurgulanmıştır. Yani öğrenci Gymnasium’u bitirdiğinde sınavsız olarak istediği üniversitede istediği bölümü okumaya başlayabilir. Sadece tercih etmesi yeterlidir. Yine Gymnasium’da da eğer öğrencinin performansı düşerse bir alt okul olan Realschule’ye düşürülür. Özet olarak Almanya’da eğitim sistemi bu şekilde. Sizce böyle bir sistemi ülkemizde kurgulamak çok mu zor? Ya da Almanya’daki eğitim sistemini bizim yöneticilerimiz bilmiyor mu? Veyahut Almanya’nın eğitim sistemi başka bir ülkede uygulanamaz mı? Herhangi bir yasak falan mı var? Yok, hayır. Bunların hiçbiri değil. Pekâlâ, dünyada başka başarılı eğitim sistemi olan ülkeler yok mu? Var tabi ki. Mesela Finlandiya, İsviçre, İsrail, Norveç ve daha bir sürü ülke. Almanya örneği bizim açımızdan en azından nüfus benzerliği dikkate alındığında uygun bir örnek olarak duruyor. Dünya üzerinde bu kadar başarılı sistem varken acaba bizde neden yeni sistemler denenir? Her sene farklı bir sistemle sanki her şey çok güzel olacakmış gibi hayaller yıkılır? Bir ülkenin geleceğinin yegâne teminatı olan genç neslinin eğitiminin başındaki kişi sürekli değiştirilir? İnsan nasıl ve ne şekilde izah edeceğini bilemiyor gerçekten! Daha ilkokul çağlarında çocuklarımıza okuma kitapları veriyoruz. Bunlar gerçekten okuma anlamındaki okuma kitapları mı yoksa okumama anlamında oku(MA) kitapları mı? Özellikle Anadolu liselerinde bir öğrenciye neredeyse 12 yıl İngilizce dersi verip sonunda İngilizce konuşamayan bireyler bizden başka ülkelerde de yetiştirilebiliyor mu acaba? Bu arada ilkokula başlayan cevher niteliğindeki çocuklarımıza yıllarca sayfalar dolusu düz çizgi, eğri çizgi, yuvarlak çizdirdiğimiz yılları asla unutmayacağız. Tıpkı bir özürlüye muamele eder gibi geçen yılları! Acaba sorun gerçekten nerede? Fullbright mı? Evet, en önemli problemlerimizden bir tanesi olsa gerek. Son Milli Eğitim Bakanımızdan herkes çok ümitliydi. Gerçekten nitelikli, mesleğine âşık ve kariyeri başarılarla dolu bir insan ama bazı problemleri çözmesi çok zor. Baştan beri söylüyorum, bu ülkede bir şeylerin değişmesi için gerçek iktidarlara ihtiyaç var. Bir makama sahip olmak ya da o makamda daimi kalabilmek için yapılan işlerle, o makam aracılığı ile yapılabilecek işleri başarmak, fırsatı değerlendirmek arasında dağlar kadar fark var. İşte en önemli problemlerimizden bir diğeri de bu. İşte bu sebepten dolayı yerelde fazlaca bireysel üretim oluşturan, yetenekli ve becerili insanlara ihtiyacımız var. Sistem ne olursa olsun ve hatta sisteme rağmen başarmaktan vazgeçmeyen insanlara ihtiyacımız var. Kurallar, kanunlar yanlış koyulsa da bir insan daha kazanma derdiyle dertlenen insanlara ihtiyacımız var. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından, yaşayabilmeyi başaran insanlarla devleti ayakta tutmaya çalıştığımız günlere geldik. Hâlâ nefes alabilen her bir ülke evladına selam olsun.
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2019 - Cuma

Nefes alabiliyorum öyleyse varım

Aslında çok da zor olmasa gerek. Kısaca anlatayım: Mesela Almanya’da bazı eyaletler arasında farklı uygulamalar olsa bile eğitim sistemi ana hatları ile şöyle işliyor. Toplamda dört çeşit okul var. Sonderschule, Hauptschule, Realschule ve Gymnasium. İlkokul dördüncü sınıftan itibaren bir öğrencinin hangi okula gideceğine karar veriliyor. Sonderschule, özel eğitim alması gereken öğrenciler için. Hauptschule, ağırlıklı olarak meslek sahibi olmak isteyen öğrenciler için ama bu alandaki meslekler daha sıradan yani çok fazla formasyona ihtiyaç duyulmayan meslekleri kapsamaktadır. Öğrenci aynı zamanda gayret eder çalışırsa Realschule’ye geçiş yapabilir. Realschule, daha nitelikli meslekler için kurgulanmıştır. Öğrenci performansı düşerse Realschule’den Hauptschule’ye düşeceği gibi performansını artırırsa Gymnasium’a da geçebilir. Gymnasium ise tamamen akademik alan olarak kurgulanmıştır. Yani öğrenci Gymnasium’u bitirdiğinde sınavsız olarak istediği üniversitede istediği bölümü okumaya başlayabilir. Sadece tercih etmesi yeterlidir. Yine Gymnasium’da da eğer öğrencinin performansı düşerse bir alt okul olan Realschule’ye düşürülür.

Özet olarak Almanya’da eğitim sistemi bu şekilde. Sizce böyle bir sistemi ülkemizde kurgulamak çok mu zor? Ya da Almanya’daki eğitim sistemini bizim yöneticilerimiz bilmiyor mu? Veyahut Almanya’nın eğitim sistemi başka bir ülkede uygulanamaz mı? Herhangi bir yasak falan mı var? Yok, hayır. Bunların hiçbiri değil. Pekâlâ, dünyada başka başarılı eğitim sistemi olan ülkeler yok mu? Var tabi ki. Mesela Finlandiya, İsviçre, İsrail, Norveç ve daha bir sürü ülke. Almanya örneği bizim açımızdan en azından nüfus benzerliği dikkate alındığında uygun bir örnek olarak duruyor. Dünya üzerinde bu kadar başarılı sistem varken acaba bizde neden yeni sistemler denenir? Her sene farklı bir sistemle sanki her şey çok güzel olacakmış gibi hayaller yıkılır? Bir ülkenin geleceğinin yegâne teminatı olan genç neslinin eğitiminin başındaki kişi sürekli değiştirilir? İnsan nasıl ve ne şekilde izah edeceğini bilemiyor gerçekten!

Daha ilkokul çağlarında çocuklarımıza okuma kitapları veriyoruz. Bunlar gerçekten okuma anlamındaki okuma kitapları mı yoksa okumama anlamında oku(MA) kitapları mı? Özellikle Anadolu liselerinde bir öğrenciye neredeyse 12 yıl İngilizce dersi verip sonunda İngilizce konuşamayan bireyler bizden başka ülkelerde de yetiştirilebiliyor mu acaba? Bu arada ilkokula başlayan cevher niteliğindeki çocuklarımıza yıllarca sayfalar dolusu düz çizgi, eğri çizgi, yuvarlak çizdirdiğimiz yılları asla unutmayacağız. Tıpkı bir özürlüye muamele eder gibi geçen yılları!

Acaba sorun gerçekten nerede? Fullbright mı? Evet, en önemli problemlerimizden bir tanesi olsa gerek. Son Milli Eğitim Bakanımızdan herkes çok ümitliydi. Gerçekten nitelikli, mesleğine âşık ve kariyeri başarılarla dolu bir insan ama bazı problemleri çözmesi çok zor. Baştan beri söylüyorum, bu ülkede bir şeylerin değişmesi için gerçek iktidarlara ihtiyaç var. Bir makama sahip olmak ya da o makamda daimi kalabilmek için yapılan işlerle, o makam aracılığı ile yapılabilecek işleri başarmak, fırsatı değerlendirmek arasında dağlar kadar fark var. İşte en önemli problemlerimizden bir diğeri de bu.

İşte bu sebepten dolayı yerelde fazlaca bireysel üretim oluşturan, yetenekli ve becerili insanlara ihtiyacımız var. Sistem ne olursa olsun ve hatta sisteme rağmen başarmaktan vazgeçmeyen insanlara ihtiyacımız var. Kurallar, kanunlar yanlış koyulsa da bir insan daha kazanma derdiyle dertlenen insanlara ihtiyacımız var. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından, yaşayabilmeyi başaran insanlarla devleti ayakta tutmaya çalıştığımız günlere geldik. Hâlâ nefes alabilen her bir ülke evladına selam olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.