Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Hamd, her halimize

Ahiret inancının, Allah’ın varlığının, yaratılış gerçeğinin, bir sivrisineğin insan vücudundan kanı nasıl emdiğinin üzerine deprem olmadan önce düşünmeli insan. Hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetini bilmeli, yaşlanmadan önce daha gençken yapılabilecekleri gözden geçirmeli insan. Elindekileri kaybetmeden önce değerini bilmeli insan. Elinde var olan ne varsa, hepsinin değerini bilmeli. Görebilmek, yürüyebilmek, düşünebilmek, konuşabilmek, duyabilmek, anlayabilmek, nefes alabilmek, sağlıklı bir bedene sahip olmak, yemek yiyebilmek ve daha ne varsa sahip olduğumuz hepsinin değerini bilmeli insan. Onun için hamd etmenin en güzel dile getirilişlerinden biri insanın her haline hamd etmesidir. Her halimize sonsuz hamd olsun Allah’ım. Diziler, filmler, sosyal medyanın sınırsız dünyası, popüler kültür, aşağılık kompleksi, Batı hayranlığı, Avrupa sevdası, Amerikan rüyası derken çok şeyleri unuttuk, birçok değerimizi kaybettik. Bir deprem kendimize getiriyor ama kısa süreliğine. Her şey çok kısa sürüyor artık. Belki de hayatın akışının çok hızlandığından olsa gerek. Her şey eskisinden hızlı ve tatsız sürüyor. Tıpkı hayat gibi, tıpkı bu dünya gibi. Bir dizi filmde geçiyor diyalog. Biri diğerine abisinin küçükken ona nasıl destek olduğunu anlatıyor. Diğeri, “Şimdi nerde abin, ne yapıyor?” diye soruyor. “Öldü” diyor arkadaşı. Söz diğerinde, “Çok üzüldüm, bilmiyordum” diyor. Bu biz değiliz, bu sözler bize ait değil, bu beden bizim, bu beden bu topraklarda dünyaya geldi ama bu zihin bizim değil. Biz biri öldüğünde, “Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, Cenab-ı Allah cennetinde buluştursun” deriz, bu şekilde dua ederiz. Biz ahireti bilerek yaşarız, ölümü, hesap gününü düşünerek varlığımızı devam ettiririz. Hesap gününe olan inancımızla insanî ilişkilerimizi, ticaretimizi, arkadaşlıklarımızı devam ettiririz. Bize deprem ihtiyaç olmasa gerek. Biz depremden önce de sonra da şehadet getiririz. Depremden önce de sonra da her an ölecekmiş gibi hissederiz, düşünürüz ve yaşarız. Aslında hayat çok zor değil sadece insanın bakış açısı bazı şeyleri zorlaştırıyor. Kanaat her türlü zenginlikten değerlidir, bilirseniz. Huzurlu bir aile her türlü dünyalıktan önemlidir, anlarsanız. Sahip olduklarınıza hamd edebilmek dünya dolusu maldan mülkten evladır, kıymetini bilirseniz. Aldığınız her nefes, tattığınız her helal lokma, Allah rızası için atılan her adım, insanlara faydalı olmaya dair ortaya koyulan her bir hamle, oyun ve eğlenceden ibaret olan yalan dünyanın her türlü aldatmacasından daha kıymetlidir, üzerine kafa yorarsanız. Deprem, tsunami, kasırga, sel, toprak kayması ve daha hangi felaket varsa, Allah korusun. En büyük silahımız dua, dua ile.
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2019 - Cuma

Hamd, her halimize

Ahiret inancının, Allah’ın varlığının, yaratılış gerçeğinin, bir sivrisineğin insan vücudundan kanı nasıl emdiğinin üzerine deprem olmadan önce düşünmeli insan. Hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetini bilmeli, yaşlanmadan önce daha gençken yapılabilecekleri gözden geçirmeli insan. Elindekileri kaybetmeden önce değerini bilmeli insan. Elinde var olan ne varsa, hepsinin değerini bilmeli. Görebilmek, yürüyebilmek, düşünebilmek, konuşabilmek, duyabilmek, anlayabilmek, nefes alabilmek, sağlıklı bir bedene sahip olmak, yemek yiyebilmek ve daha ne varsa sahip olduğumuz hepsinin değerini bilmeli insan. Onun için hamd etmenin en güzel dile getirilişlerinden biri insanın her haline hamd etmesidir. Her halimize sonsuz hamd olsun Allah’ım.

Diziler, filmler, sosyal medyanın sınırsız dünyası, popüler kültür, aşağılık kompleksi, Batı hayranlığı, Avrupa sevdası, Amerikan rüyası derken çok şeyleri unuttuk, birçok değerimizi kaybettik. Bir deprem kendimize getiriyor ama kısa süreliğine. Her şey çok kısa sürüyor artık. Belki de hayatın akışının çok hızlandığından olsa gerek. Her şey eskisinden hızlı ve tatsız sürüyor. Tıpkı hayat gibi, tıpkı bu dünya gibi. Bir dizi filmde geçiyor diyalog. Biri diğerine abisinin küçükken ona nasıl destek olduğunu anlatıyor. Diğeri, “Şimdi nerde abin, ne yapıyor?” diye soruyor. “Öldü” diyor arkadaşı. Söz diğerinde, “Çok üzüldüm, bilmiyordum” diyor. Bu biz değiliz, bu sözler bize ait değil, bu beden bizim, bu beden bu topraklarda dünyaya geldi ama bu zihin bizim değil. Biz biri öldüğünde, “Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, Cenab-ı Allah cennetinde buluştursun” deriz, bu şekilde dua ederiz. Biz ahireti bilerek yaşarız, ölümü, hesap gününü düşünerek varlığımızı devam ettiririz. Hesap gününe olan inancımızla insanî ilişkilerimizi, ticaretimizi, arkadaşlıklarımızı devam ettiririz. Bize deprem ihtiyaç olmasa gerek. Biz depremden önce de sonra da şehadet getiririz. Depremden önce de sonra da her an ölecekmiş gibi hissederiz, düşünürüz ve yaşarız.

Aslında hayat çok zor değil sadece insanın bakış açısı bazı şeyleri zorlaştırıyor. Kanaat her türlü zenginlikten değerlidir, bilirseniz. Huzurlu bir aile her türlü dünyalıktan önemlidir, anlarsanız. Sahip olduklarınıza hamd edebilmek dünya dolusu maldan mülkten evladır, kıymetini bilirseniz. Aldığınız her nefes, tattığınız her helal lokma, Allah rızası için atılan her adım, insanlara faydalı olmaya dair ortaya koyulan her bir hamle, oyun ve eğlenceden ibaret olan yalan dünyanın her türlü aldatmacasından daha kıymetlidir, üzerine kafa yorarsanız. Deprem, tsunami, kasırga, sel, toprak kayması ve daha hangi felaket varsa, Allah korusun. En büyük silahımız dua, dua ile.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.