Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Sivil toplumda zihin kayması

“Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi faaliyetleri, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.” (2016 – Vikipedi) Tabi ki bu tanım hem batı dünyasının hem de bizim topraklarımızın kültürel, tarihi ve manevi değerleri merkeze alındığında eksik kalmaktadır. Bugün batı dünyasının sivil toplum kuruluşlarının kendi topraklarında tanımına ve amacına uygun çalıştığını görebilirsiniz fakat aynı sivil toplumun İslâm coğrafyasındaki faaliyetlerini araştırdığınızda içerisinde akla hayale gelmeyen, insanlığa sığmayan çirkinlikleri görürsünüz. Bu bağlamda sadece Arap Baharı sürecindeki faaliyetlerini ele almak yeterli olacaktır. Biz asıl konumuza yani sivil toplumun ülkemizdeki zihin kaymasına dönelim. Bazen tanımlar, tarihe, iklime, coğrafyaya ve özellikle bölgesel sosyolojiye göre farklılık gösterir. Mesela ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının tanımını yaparken şanlı tarihimizin insanlığa sunduğu önemli hizmetlerden olan vakıf kültürünü ele almazsak tanımı eksik yapmış oluruz. Yani bizde sivil toplum demek esasen vakıf kültürü demektir. Vakıf kültürünün temel ilkesi, hiçbir karşılık beklemeden, yalnız Allah rızası için insanlığa faydalı işler yapmak üzere bir araya gelerek her türlü hayır faaliyetlerinde bulunmak olmuştur. Bu ilke İslâmî bir anlayışla, başta insan olmak üzere her türlü canlıya sevgiyi, merhameti merkeze almıştır. Vakıf kültürünün faaliyet alanlarını ve özellikle Osmanlı dönemindeki çalışmalarını araştırdığınızda karşınıza kültürün de ötesinde olağanüstü bir medeniyet çıkacaktır. Eleştirimiz post modern taarruzun içerisinde vakıf medeniyetimizin de ağır darbe alan yönlerimizden bir tanesi olması sebebiyledir. Şöyle ki, bugün adına ister sivil toplum kuruluşları isterse vakıf kültürü deyin birçoğunun genel çalışma yöntemi, insanlığa hizmet alanından, çıkarlara hizmet alanına doğru yönelmiştir. Maalesef aslına uygun çalışma yapan çok az sivil toplum kuruluşunun dışında kalan önemli bir kısım bu acı tablonun bir parçasını oluşturmaktadır. Sivil toplum çalışmalarının ülkemizde beklenen önemli hizmetlerinden biri genç neslin ahlâk ve maneviyatı önceleyen, sevgi ve kardeşliği merkeze alan, ülkemize, İslâm âlemine dolayısıyla bütün insanlığa faydalı işler yapacak nitelikte yetişmesine en büyük katkıyı sağlamasıdır. Bu durumun tam aksine sivil toplumun aldığı en büyük eleştiri de yine genç neslin arzu edilen esaslara uygun yetiştirilememesinden kaynaklanmaktadır. Eğer sivil toplum kuruluşları birer PR merkezine, siyasal alana sıçrama tahtasına dönüşmüşse. Projeler ülke geleceğine katkı sağlamak yerine kurumların kasalarına biraz daha nakit aktarma maksatlı hazırlanıyorsa. Genç nesil, sivil toplum kuruluşlarında aldıkları görevleri arkalarına alarak bir yerlerde söz sahibi olmaya, devlet yetkililerine söz geçirmeye çalışırsa. Bırakın sivil toplum yetkililerini, üyeleri bile sadece mensubiyetlerinden dolayı haksız imtiyaz sahibi oluyorsa. Birçok insana ulaşma ve hizmet götürme amacıyla kurulan koca koca kuruluşların başındaki üç beş kişi kimseyi yanlarına yanaştırmıyor ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda yıllarca koltukları zapt ediyorsa elbette bu sivil toplum anlayışı faydalı sonuçlar doğurmak yerine içinden çıkılmaz problemlerin kaynağı haline gelmiş demektir. Sivil toplum bir takım siyasi hareketlerin, iktidarların ya da birilerinin adamlarından oluşan topluluk değildir, olmamalıdır. Sivil toplum, vakıf kültürünü esas alan, insanlığa hizmeti şiar edinmiş, ülke meselelerinin eksiklerini tamamlayan, yeri geldiğinde sağlam projelerle katkı sağlayan sağduyulu, gayretli ve samimi insanların birlikteliklerinin adıdır.  
Ekleme Tarihi: 25 Ağustos 2018 - Cumartesi

Sivil toplumda zihin kayması

“Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi faaliyetleri, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.” (2016 – Vikipedi)

Tabi ki bu tanım hem batı dünyasının hem de bizim topraklarımızın kültürel, tarihi ve manevi değerleri merkeze alındığında eksik kalmaktadır. Bugün batı dünyasının sivil toplum kuruluşlarının kendi topraklarında tanımına ve amacına uygun çalıştığını görebilirsiniz fakat aynı sivil toplumun İslâm coğrafyasındaki faaliyetlerini araştırdığınızda içerisinde akla hayale gelmeyen, insanlığa sığmayan çirkinlikleri görürsünüz. Bu bağlamda sadece Arap Baharı sürecindeki faaliyetlerini ele almak yeterli olacaktır. Biz asıl konumuza yani sivil toplumun ülkemizdeki zihin kaymasına dönelim.

Bazen tanımlar, tarihe, iklime, coğrafyaya ve özellikle bölgesel sosyolojiye göre farklılık gösterir. Mesela ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının tanımını yaparken şanlı tarihimizin insanlığa sunduğu önemli hizmetlerden olan vakıf kültürünü ele almazsak tanımı eksik yapmış oluruz. Yani bizde sivil toplum demek esasen vakıf kültürü demektir. Vakıf kültürünün temel ilkesi, hiçbir karşılık beklemeden, yalnız Allah rızası için insanlığa faydalı işler yapmak üzere bir araya gelerek her türlü hayır faaliyetlerinde bulunmak olmuştur. Bu ilke İslâmî bir anlayışla, başta insan olmak üzere her türlü canlıya sevgiyi, merhameti merkeze almıştır. Vakıf kültürünün faaliyet alanlarını ve özellikle Osmanlı dönemindeki çalışmalarını araştırdığınızda karşınıza kültürün de ötesinde olağanüstü bir medeniyet çıkacaktır.

Eleştirimiz post modern taarruzun içerisinde vakıf medeniyetimizin de ağır darbe alan yönlerimizden bir tanesi olması sebebiyledir. Şöyle ki, bugün adına ister sivil toplum kuruluşları isterse vakıf kültürü deyin birçoğunun genel çalışma yöntemi, insanlığa hizmet alanından, çıkarlara hizmet alanına doğru yönelmiştir. Maalesef aslına uygun çalışma yapan çok az sivil toplum kuruluşunun dışında kalan önemli bir kısım bu acı tablonun bir parçasını oluşturmaktadır. Sivil toplum çalışmalarının ülkemizde beklenen önemli hizmetlerinden biri genç neslin ahlâk ve maneviyatı önceleyen, sevgi ve kardeşliği merkeze alan, ülkemize, İslâm âlemine dolayısıyla bütün insanlığa faydalı işler yapacak nitelikte yetişmesine en büyük katkıyı sağlamasıdır. Bu durumun tam aksine sivil toplumun aldığı en büyük eleştiri de yine genç neslin arzu edilen esaslara uygun yetiştirilememesinden kaynaklanmaktadır.

Eğer sivil toplum kuruluşları birer PR merkezine, siyasal alana sıçrama tahtasına dönüşmüşse. Projeler ülke geleceğine katkı sağlamak yerine kurumların kasalarına biraz daha nakit aktarma maksatlı hazırlanıyorsa. Genç nesil, sivil toplum kuruluşlarında aldıkları görevleri arkalarına alarak bir yerlerde söz sahibi olmaya, devlet yetkililerine söz geçirmeye çalışırsa. Bırakın sivil toplum yetkililerini, üyeleri bile sadece mensubiyetlerinden dolayı haksız imtiyaz sahibi oluyorsa. Birçok insana ulaşma ve hizmet götürme amacıyla kurulan koca koca kuruluşların başındaki üç beş kişi kimseyi yanlarına yanaştırmıyor ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda yıllarca koltukları zapt ediyorsa elbette bu sivil toplum anlayışı faydalı sonuçlar doğurmak yerine içinden çıkılmaz problemlerin kaynağı haline gelmiş demektir.

Sivil toplum bir takım siyasi hareketlerin, iktidarların ya da birilerinin adamlarından oluşan topluluk değildir, olmamalıdır. Sivil toplum, vakıf kültürünü esas alan, insanlığa hizmeti şiar edinmiş, ülke meselelerinin eksiklerini tamamlayan, yeri geldiğinde sağlam projelerle katkı sağlayan sağduyulu, gayretli ve samimi insanların birlikteliklerinin adıdır.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.