Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Recai Kutan ve MG Kitap Kahve

AGD/MGV İzmir mezunları olarak son altı ay içerisinde önce İzmir’de ardından İstanbul’da ve son olarak da geçtiğimiz günlerde Ankara’da buluştuk. Ankara’daki buluşma mekânımız MG Kitap&Kahve oldu. MG Kitap&Kahve Balgat’ta Milli Görüş mensuplarının buluşma mekânı haline gelmiş. Açıldığı günden beri her Ankara’ya gelişimde uğramaya çalıştığım bir huzur, dostluk ve hasret giderme mekânı MG Kitap&Kahve. Uzun zamandır görmediğimiz, sosyal medya üzerinden iletişim halinde olduğumuz kardeşlerimizle yüz yüze gelme imkânını sağlayan kitap ve kahve kokulu bir ortam da diyebiliriz. Aslında ne büyük bir ihtiyaçmış. Bu defa her zamankinden farklı olarak bir sürpriz vardı MG Kitap&Kahve’de. Kapıdan girer girmez tam karşımızda Fazilet Partisi Genel Başkanı, rahmetli Erbakan Hocamızın sadık dava arkadaşı muhterem Recai Kutan abimiz bizi “selamünaleyküm” diyerek karşıladı. Selamını aldık ve hemen gidip elini öperek yanına bir sandalye çektik ve yüzüne bakarak kendisini dinlemeye başladık. Recai abi hem diliyle konuşuyor hem de gözleri, duruşu ve yüz hatları ile anlatıyordu. Yani hem madden hem de manen bir şeyler söylüyordu. Daha önce kitaplardan okuduklarımızı, dava büyüklerimizden duyduklarımızı ve bilmediklerimizi şimdi kendi dilinden dinliyorduk. Güler yüzü ile zaman zaman kahkahaya varan neşesiyle anlatıyordu ve biz dinliyorduk. Tarih, birikim, tecrübe ve sadakat konuşuyordu. Aşk, heyecan, iman ve asalet konuşuyordu. Recai abi anlatıyor ve biz gözümüzü bile kırpmadan adeta Milli Görüş tarihi adlı filmi izler gibi dinliyor, seyrediyorduk. Recai abinin Arif Nihat Asya’nın lise yıllarından öğrencisi olduğunu, Erbakan Hocamız üniversite son sınıftayken kendisinin aynı fakültede birinci sınıfa başladığını, Milli Selamet Partisi döneminde Erbakan Hocamızın talimatı ile teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığına atandığını, üniversite yıllarında ilk defa tanıştığı Erbakan Hocamızla yıllar sonra merhum Nurettin Topçu’nun da bulunduğu Mehmet ZahidKotku Hazretleri’nin bir sohbet halkasında tekrar karşılaştığını ilk defa kendi ağzından dinlemiş olduk. Bir güzel insan Recai Kutan abi anlatıyor ve biz dinliyorduk, dikkatle, gözümüzü kırpmadan, heyecanla ve zaman zaman da duygulanarak. Tabii ki daha birçok şey anlattı fakat benim en çok dikkatimi çeken Recai abinin morali oldu. O kadar mutlu ve huzurlu görünüyordu ki anlatamam. Üzerinde garip bir huzur vardı. Etrafındaki herkese bulaşan, sohbet halkamıza her oturana sirayet eden bir manevi huzur vardı. Sebebini belki bilemeyiz ama tahmin ettiğim kadarıyla bu huzur yarım asırlık mücadelelerinin geldiği noktadaki haliydi. Milli Görüş davasının inançlı kadrolarıyla dimdik ayakta durmasıydı. Her ilde teşkilatların ilk günkü aşk ve azimle çalışmaya devam etmesiydi. Milli Görüş’ün sadık erlerinin davalarından asla vazgeçmeden yollarına devam etmesiydi. Bu sadakat ehli, inanmış kadroların bin bir türlü imtihanı yüz aklığı ile vererek zafere olan inançları ile elif gibi dimdik ayakta durmalarıydı. Muhterem Recai abimiz konuştukça biz de huzur buluyorduk, o konuştukça davamıza olan güvenimiz, zafere olan inancımız artıyordu. Biz o gün Ankara’da yaşayan AGD/MGV İzmir mezunları ile buluşmak üzere MG Kitap&Kahve’deydik. Bir ara “Efendim, işte bizim bugünkü buluşmamıza katılan mezunlarımız” dediğimde oturduğu yerden yüzünü çevirerek dedi ki, “Siz bugün sadece Ankara’da yaşayan İzmir mezunları olarak bu kadar kardeşimizle bir ayara geldiniz, hâlbuki biz Erbakan Hocamızla yola çıktığımızda bu kadar bile değildik.” Allah ömrünüze bereket versin Recai abi, sağ olun, var olun.
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2019 - Cumartesi

Recai Kutan ve MG Kitap Kahve

AGD/MGV İzmir mezunları olarak son altı ay içerisinde önce İzmir’de ardından İstanbul’da ve son olarak da geçtiğimiz günlerde Ankara’da buluştuk. Ankara’daki buluşma mekânımız MG Kitap&Kahve oldu. MG Kitap&Kahve Balgat’ta Milli Görüş mensuplarının buluşma mekânı haline gelmiş. Açıldığı günden beri her Ankara’ya gelişimde uğramaya çalıştığım bir huzur, dostluk ve hasret giderme mekânı MG Kitap&Kahve. Uzun zamandır görmediğimiz, sosyal medya üzerinden iletişim halinde olduğumuz kardeşlerimizle yüz yüze gelme imkânını sağlayan kitap ve kahve kokulu bir ortam da diyebiliriz. Aslında ne büyük bir ihtiyaçmış.

Bu defa her zamankinden farklı olarak bir sürpriz vardı MG Kitap&Kahve’de. Kapıdan girer girmez tam karşımızda Fazilet Partisi Genel Başkanı, rahmetli Erbakan Hocamızın sadık dava arkadaşı muhterem Recai Kutan abimiz bizi “selamünaleyküm” diyerek karşıladı. Selamını aldık ve hemen gidip elini öperek yanına bir sandalye çektik ve yüzüne bakarak kendisini dinlemeye başladık. Recai abi hem diliyle konuşuyor hem de gözleri, duruşu ve yüz hatları ile anlatıyordu. Yani hem madden hem de manen bir şeyler söylüyordu. Daha önce kitaplardan okuduklarımızı, dava büyüklerimizden duyduklarımızı ve bilmediklerimizi şimdi kendi dilinden dinliyorduk. Güler yüzü ile zaman zaman kahkahaya varan neşesiyle anlatıyordu ve biz dinliyorduk. Tarih, birikim, tecrübe ve sadakat konuşuyordu. Aşk, heyecan, iman ve asalet konuşuyordu. Recai abi anlatıyor ve biz gözümüzü bile kırpmadan adeta Milli Görüş tarihi adlı filmi izler gibi dinliyor, seyrediyorduk.

Recai abinin Arif Nihat Asya’nın lise yıllarından öğrencisi olduğunu, Erbakan Hocamız üniversite son sınıftayken kendisinin aynı fakültede birinci sınıfa başladığını, Milli Selamet Partisi döneminde Erbakan Hocamızın talimatı ile teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığına atandığını, üniversite yıllarında ilk defa tanıştığı Erbakan Hocamızla yıllar sonra merhum Nurettin Topçu’nun da bulunduğu Mehmet ZahidKotku Hazretleri’nin bir sohbet halkasında tekrar karşılaştığını ilk defa kendi ağzından dinlemiş olduk. Bir güzel insan Recai Kutan abi anlatıyor ve biz dinliyorduk, dikkatle, gözümüzü kırpmadan, heyecanla ve zaman zaman da duygulanarak.

Tabii ki daha birçok şey anlattı fakat benim en çok dikkatimi çeken Recai abinin morali oldu. O kadar mutlu ve huzurlu görünüyordu ki anlatamam. Üzerinde garip bir huzur vardı. Etrafındaki herkese bulaşan, sohbet halkamıza her oturana sirayet eden bir manevi huzur vardı. Sebebini belki bilemeyiz ama tahmin ettiğim kadarıyla bu huzur yarım asırlık mücadelelerinin geldiği noktadaki haliydi. Milli Görüş davasının inançlı kadrolarıyla dimdik ayakta durmasıydı. Her ilde teşkilatların ilk günkü aşk ve azimle çalışmaya devam etmesiydi. Milli Görüş’ün sadık erlerinin davalarından asla vazgeçmeden yollarına devam etmesiydi. Bu sadakat ehli, inanmış kadroların bin bir türlü imtihanı yüz aklığı ile vererek zafere olan inançları ile elif gibi dimdik ayakta durmalarıydı.

Muhterem Recai abimiz konuştukça biz de huzur buluyorduk, o konuştukça davamıza olan güvenimiz, zafere olan inancımız artıyordu. Biz o gün Ankara’da yaşayan AGD/MGV İzmir mezunları ile buluşmak üzere MG Kitap&Kahve’deydik. Bir ara “Efendim, işte bizim bugünkü buluşmamıza katılan mezunlarımız” dediğimde oturduğu yerden yüzünü çevirerek dedi ki, “Siz bugün sadece Ankara’da yaşayan İzmir mezunları olarak bu kadar kardeşimizle bir ayara geldiniz, hâlbuki biz Erbakan Hocamızla yola çıktığımızda bu kadar bile değildik.” Allah ömrünüze bereket versin Recai abi, sağ olun, var olun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.