Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

AHMET MİDHAT EFENDİ

Kendisi Osmanlı’nın son döneminde yaşamış önemli bir Tanzimat dönemi yazar ve romancıdır. Popüler bir yazar olarak, 200 eser ortaya koyduğu için, “40 beygir gücünde yazı makinesi” olarak ifade edilmiştir. Tıpkı basım olarak Türk Dil Kurumu tarafından basılan 6 romanını peş peşe okuyunca bir değerlendirme yapmak kaçınılmaz oldu. Romanların dilinin günümüz Türkçesine çevrilmediği için oldukça ağdalı ve ağır olduğunu peşinen söylemekte fayda var. Eski dile vakıf olmayanlar için okuması oldukça külfeti olacağı için gerekli verimin elde edilmesi de zor olacaktır. Bu arada dilin yaşayan bir varlık olarak 130 senede nasıl bir değişim ve dönüşüm gösterdiğini anlamak açısından da faydalı olmuştur. Fakat dilde maalesef geriye doğru gidiş son derece can sıkıcı olmuştur. Günlük konuşma dilinin bile en az yarısı günümüzde tedavülde değildir. Dil dezavantajını bir kenara bırakırsak; konu, kurgu, tarz, sunuş, hikâye ve anlatım olarak kendi stilini oluşturmuş olması son derece takdire şayandır. Okuduğunuz bir romanda edebi olarak tam zirveyi gördüm, artık sonrası ne olabilir ki diye düşünürken bir başka romanda onunda ötesine geçilmiş olmasına hayret ve hayranlıkla ağzınız bir karış açık kalıyor. Günümüz romanları seviye olarak yerlerde süründüğü için mukayese bile kabil değildir. Ahmet Midhat, hikâyeye tam ortadan başlıyor, daha sonra başa dönerek devamında anlattığı ortayı atlayarak sonunda meseleyi hitama erdiriyor. Bu geçişler sırasında ise okuyucu ile hasbihal ederek karşılıklı konuşuyormuş gibi fikir teatisinde bulunuyor. Ayrıca hikâyeye fasıla vererek deneme tarzında dönemle ilgili hem sosyolojik hem de psikolojik tahlil ile esere değer katıyor. Dönemle ilgili olarak, Batı hayranlığı özellikle Fransa ve Fransızca çok baskın trend olarak neredeyse ikinci bir dil olmaktadır. Yine entelektüel yaşamın konak ve köşklerde geçtiği bunun yanında eğlencenin vazgeçilmez bir unsur olarak öne çıktığı da satır aralarında sunulmaktadır. Konak ve köşk olunca da illaki; uşak, kâhya, aşçı, bahçıvan ve cariyelerin özellikle gayrimüslimlerden oluştuğunu da müşahede ediyoruz. En büyük özelliği, romanlarda ki gidişat ve gelişmeleri asla tahmin edemiyorsunuz. Öyle sürpriz gelişmelerle bir final sizi bekliyor ki âdeta abandone oluyorsunuz. Günümüz romancılarının model olarak kendisini örnek almaları edebiyatımız için de katkı olacaktır. Sonuç olarak; Ahmet Midhat özellikle roman konusunda hem okunması hem de idol olarak baş tacı olması gereken bir mertebededir. Bu önemli şahsiyet ve değerimizin tekrar hak ettiği kıymeti bulması adına herkese tavsiye ediyorum. Tabii öncelikle Osmanlıcayı bir şekilde hazmetmek şartıyla! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 26 May 2025 - Monday

AHMET MİDHAT EFENDİ

Kendisi Osmanlı’nın son döneminde yaşamış önemli bir Tanzimat dönemi yazar ve romancıdır. Popüler bir yazar olarak, 200 eser ortaya koyduğu için, “40 beygir gücünde yazı makinesi” olarak ifade edilmiştir. Tıpkı basım olarak Türk Dil Kurumu tarafından basılan 6 romanını peş peşe okuyunca bir değerlendirme yapmak kaçınılmaz oldu. Romanların dilinin günümüz Türkçesine çevrilmediği için oldukça ağdalı ve ağır olduğunu peşinen söylemekte fayda var. Eski dile vakıf olmayanlar için okuması oldukça külfeti olacağı için gerekli verimin elde edilmesi de zor olacaktır. Bu arada dilin yaşayan bir varlık olarak 130 senede nasıl bir değişim ve dönüşüm gösterdiğini anlamak açısından da faydalı olmuştur. Fakat dilde maalesef geriye doğru gidiş son derece can sıkıcı olmuştur. Günlük konuşma dilinin bile en az yarısı günümüzde tedavülde değildir. Dil dezavantajını bir kenara bırakırsak; konu, kurgu, tarz, sunuş, hikâye ve anlatım olarak kendi stilini oluşturmuş olması son derece takdire şayandır. Okuduğunuz bir romanda edebi olarak tam zirveyi gördüm, artık sonrası ne olabilir ki diye düşünürken bir başka romanda onunda ötesine geçilmiş olmasına hayret ve hayranlıkla ağzınız bir karış açık kalıyor. Günümüz romanları seviye olarak yerlerde süründüğü için mukayese bile kabil değildir. Ahmet Midhat, hikâyeye tam ortadan başlıyor, daha sonra başa dönerek devamında anlattığı ortayı atlayarak sonunda meseleyi hitama erdiriyor. Bu geçişler sırasında ise okuyucu ile hasbihal ederek karşılıklı konuşuyormuş gibi fikir teatisinde bulunuyor. Ayrıca hikâyeye fasıla vererek deneme tarzında dönemle ilgili hem sosyolojik hem de psikolojik tahlil ile esere değer katıyor. Dönemle ilgili olarak, Batı hayranlığı özellikle Fransa ve Fransızca çok baskın trend olarak neredeyse ikinci bir dil olmaktadır. Yine entelektüel yaşamın konak ve köşklerde geçtiği bunun yanında eğlencenin vazgeçilmez bir unsur olarak öne çıktığı da satır aralarında sunulmaktadır. Konak ve köşk olunca da illaki; uşak, kâhya, aşçı, bahçıvan ve cariyelerin özellikle gayrimüslimlerden oluştuğunu da müşahede ediyoruz. En büyük özelliği, romanlarda ki gidişat ve gelişmeleri asla tahmin edemiyorsunuz. Öyle sürpriz gelişmelerle bir final sizi bekliyor ki âdeta abandone oluyorsunuz. Günümüz romancılarının model olarak kendisini örnek almaları edebiyatımız için de katkı olacaktır. Sonuç olarak; Ahmet Midhat özellikle roman konusunda hem okunması hem de idol olarak baş tacı olması gereken bir mertebededir. Bu önemli şahsiyet ve değerimizin tekrar hak ettiği kıymeti bulması adına herkese tavsiye ediyorum. Tabii öncelikle Osmanlıcayı bir şekilde hazmetmek şartıyla! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.