29 Ekim 2020…
Sıradan bir gün değildi benim için. O gün bir karar verdim.
Daha adil, daha vicdanlı, daha insan odaklı bir yolda yürümeye niyet ettim.
Kendimden, rahatlığımdan, hatta zaman zaman sevdiklerimden fedakârlık ederek çıktığım bu yol; bir dava, bir inanç, bir hayaldi.
Kimi zaman yalnız hissettim, kimi zaman görmezden gelindim, kimi zaman da kandırıldım.
Emeğim hiçe sayıldı, iyi niyetim suistimal edildi, yardım elimi uzattığım insanlar tarafından bile sorgulandım.
Ama hiçbir zaman inancımı yitirmedim.
Çünkü ben yola çıkarken bir makama, bir alkışa, bir menfaate değil; kalplere dokunmaya, yaraları sarmaya, sesini duyuramayanlara ses olmaya niyet ettim.
Geceyi gündüze kattım, uykusuz kaldım, yoruldum belki ama asla vazgeçmedim.
Ve bugün… Hamdolsun ki 20.000 güzel yürek olduk.
Bu sadece bir rakam değil; her biri bir emek, bir hikaye, bir umut taşıyan 20.000 insan…
Bu, bir kişinin adanmışlığıyla başlayan yolun artık binlerin yürüyüşüne dönüşmesidir.
Bu, her “Ben yalnızım” diyene “Hayır, biz varız” diyebilmenin gururudur.
Bu, Türkiye’nin dört bir yanında adaletsizliğe uğrayan, sesi kısılmaya çalışılan, yok sayılan her birey için açık bir kapı olmanın onurudur.
Benim kapım; hiç kapanmadı.
Kendini yalnız hisseden, ezilen, dışlanan, haksızlığa uğrayan herkes için daima açık kaldı.
Ve bu yüzden yargılandım, bu yüzden hedef gösterildim.
Ama ben yine de iyilikten, adaletten, insanı yaşatmaktan vazgeçmedim.
Çünkü biliyorum ki; haklılık, er ya da geç kendini gösterir.
Ve yürekten yapılan hiçbir şey, boşa gitmez.
Bugün dönüp baktığımda, 29 Ekim 2020’deki yalnız yürüyüşüm, şimdi binlerce kalbin omuz omuza verdiği büyük bir harekete dönüştü.
Ne mutlu bana ki bu yürüyüşte birlikteyiz.
Ne mutlu bana ki, doğru bildiğim yolda, doğru insanlarla yürüyorum.
Bu yol kolay değil ama yolda olmak kıymetli.
Varsın yargılasınlar, varsın anlamasınlar.
Biz anlayanlarla, vicdanlılarla, yüreğiyle düşünenlerle büyümeye devam edeceğiz.
Ve elbette… Bu yolculukta beni bir an olsun yalnız bırakmayan, inanan, destek olan herkese gönülden teşekkür ederim.
Başta her koşulda yanımda duran aileme, ilk andan itibaren bana inanan kıymetli danışanlarıma, dostluklarıyla beni güçlendiren tüm gönüldaşlarıma…
Ve özellikle de yazılarımdan seminerlerime, tanıtım çalışmalarından gece gündüz süren mücadelelerimize kadar her adımda omuz omuza yürüdüğüm,
herkese nasip olmayan bir kalp bağı kurduğum, kan bağına ihtiyaç duymadan ruhumla bağlı olduğum kadim dostum, kıymetlim Vahit Koç’a sonsuz teşekkürlerimle…
İyi ki varsınız.
İyi ki birlikteyiz.
Bu daha başlangıç…