Sevgili okurlar,
Yıllardır ülkemizde bitmeyen bir tartışma var: sağcı - solcu kavgası. Mahallelerde, sokaklarda, sosyal medyada, hatta aile içlerinde bile ayrılıklara yol açan bu mesele, aslında halkın meselesi değil. Daha çok, gölge ellerin yıllardır sahneye koyduğu planlı bir oyunun parçası.
Bir düşünün: Sağcı - solcu diye kavga eden halk yorulurken, ülkenin kritik noktalarında kimler güç kazanıyor? Biz birbirimizi "öteki" ilan ederken, perde arkasındaki aktörler sessizce kendi çıkarlarını devşiriyor.
Ankara'da Aynı Masada
Bu işin en çarpıcı yanı ise şu: Halk tabanda birbirine öfke duyar, sağcı - solcu diye ayrışırken; bazı siyasetçiler Ankara'da aynı sofrada buluşup kahkahalar eşliğinde yemek yiyebiliyor.
Evet, yanlış okumadınız. CHP'li, AK Partili, MHP'li, DEM Partili isimler aynı masada oturabiliyor. Peki, madem "dava" bu kadar keskin, neden halk birbirini kırarken o sofrada kahkahalar eksik olmuyor?
Bu tablo aslında çok şeyi anlatıyor. Halkın kavgası, çoğu zaman yalnızca halkın sırtına yük olurken; karar vericiler menfaat söz konusu olduğunda aynı masada buluşmayı gayet kolay başarabiliyor.
Gölge Ellerin Senaryosu
Tam da burada gerçek yüz ortaya çıkıyor: Sağ - sol kavgası aslında koca bir perde oyunu. Perdeyi araladığınızda göreceğiniz şey, dışarıdan kurgulanan düzen. Biz birbirimizi "farklı" gördükçe, onlar kendi planlarını daha kolay uyguluyor.
Halk enerjisini birbirini tüketmeye harcadığında, gölge ellerin işini kolaylaştırmış oluyor. Asıl tehlike işte burada başlıyor.
Türkiye Davası
Sevgili dostlar, bu topraklarda bizi bin yıldır ayakta tutan şey sağcılık ya da solculuk değildir. Bizi diri kılan, bizi bir arada tutan şey Türkiye davasıdır.
Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey:
Tek yürek olmak,
Tek bilek olmak,
Tek Türkiye için mücadele etmektir.
Çünkü biz kendi aramızda kavga ettikçe, kazanan biz olmayacağız. Kazanan, bu oyunu uzaktan seyredip çıkar sağlayanlar olacak.
Halkımıza Çağrı
Buradan çağrımdır: Gelin, bu yapay kavgaları artık bir kenara bırakalım. Sağcısı, solcusu, Kürdü, Türkü, Alevisi, Sünnisi… Hepimiz aynı bayrağın gölgesindeyiz.
Unutmayalım, ayrılıklar değil; birlik bu ülkenin geleceğini inşa edecek.