Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye siyasetinin en tartışmalı isimlerinden biri olmaya devam ediyor. Özellikle muhalefet çevrelerinde, Erdoğan’ın attığı her adımın ardından “istifa” söylemleri sosyal medyada sıkça dile getiriliyor.

Gündelik Hayattan Siyasete Yansıyan Eleştiriler
Sosyal medyada sıklıkla paylaşılan örnekler arasında şu ifadeler öne çıkıyor:
• Dolmuştan indi, metrobüse bindi: “Tayyip istifa”
• Gemiden inip Marmaray’a geçti: “Tayyip istifa”
• Tatilden döndü, uçağa bindi: “Tayyip istifa”
• 6 saatlik yolu 3 saatte geçti: “Tayyip istifa”
Bu örnekler, muhalefetin bir kesiminin iktidara yönelik eleştirilerini artık rutinleşmiş bir slogana dönüştürdüğünü gösteriyor.
Algı ve Tepki
• Destekleyenler, bu durumu “demokratik tepki” olarak değerlendiriyor. Onlara göre vatandaşın hükümete hesap sorması en doğal hakkı.
• Eleştirenler ise, her gelişmenin ardından aynı sloganın tekrarlanmasını “otomatik muhalefet” olarak görüyor ve bu tavrın siyasi samimiyetini sorguluyor.
Siyasette Yeni Bir Dil Arayışı
Uzmanlara göre, Türkiye siyasetinde kutuplaşmanın en büyük göstergelerinden biri, bu tür sloganların hızla yayılması. İktidarın politikaları kadar, muhalefetin kullandığı dilin de toplumsal algıyı doğrudan etkilediği belirtiliyor.
Siyasi iletişim uzmanları, *“gerçekçi eleştiriler yerine sürekli tekrar eden sloganlar”*ın, toplumun geniş kesimlerinde ikna edici olmaktan çok, karşıtlık duygusunu pekiştirdiğini vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “istifa” çağrıları, Türkiye’nin siyasal atmosferinde hem muhalefet stratejisinin bir parçası hem de toplumsal tepkinin sembolü haline gelmiş durumda. Ancak bu söylemlerin, siyasette yeni bir dil üretme mi yoksa kutuplaşmayı derinleştirme mi getireceği, önümüzdeki dönemin en kritik sorularından biri olmaya devam edecek.