AK Parti’nin önde gelen isimlerinden Metin Külünk, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve çevresine yönelik çok sert ifadeler kullandı. Külünk, perde arkasından siyaset yapıldığını öne sürerek, “Açık açık sahneye çıkın, perde gerisinden pusuyla siyaset olmaz” dedi.   “Delikanlı Gibi Siyaset Yapın”   Metin Külünk, Gül ve ekibine doğrudan hitaben şu çağrıyı yaptı: • “Sözde kardeşim dediğin insanlara pusu kurmayı bırak. • Yanına Bülent Bey’i ve diğer arkadaşlarını da al, siyasetini perde arkasından değil, milletin önünde yap. • Sayın Erdoğan’a karşı düello istiyorsan, açıkça yap; pusu siyasetiyle değil.”   Bu açıklamalar, siyasetin kulislerinde büyük yankı uyandırdı.     Finansal Darbe İddiası   Külünk ayrıca, Türkiye’de son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalarla ilgili de sert ifadeler kullandı. Ekrem İmamoğlu’nun adının geçtiği ve “çıkar amaçlı suç örgütü yapılanması” olarak nitelendirdiği bir süreçten bahseden Külünk, “Finansal darbenin arkasında kim var? Artık gün gibi ortada” dedi.     15 Temmuz ve FETÖ Vurgusu   Külünk, Abdullah Gül ve ekibini hedef alarak şu iddialarda bulundu: • “15 Temmuz öncesinde ve sonrasında FETÖ hakkında tek kelime etmeyen ekip bu. • Sayın Erdoğan’ı içerideki sızıntı unsurlarla yalnızlaştırmaya çalışan, onu kilitlemeye uğraşan ve AK Parti’yi CHP ile koalisyona mecbur bırakmak isteyen kadro da bu. • Demek ki 15 Temmuz’un arkasındaki sinsi yapı da bu ekip!”     “Türkiye’yi Emperyalizme Teslim Etmek İstiyorlar”   Külünk, açıklamalarında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu küresel tehditlere de değindi: • Oded Yinon Planı ve Büyük İsrail Projesine atıf yaparak, bu projelerin arkasında aynı zihniyetin bulunduğunu ileri sürdü. • Yerlilik, vatanseverlik, bağımsızlık ve Anadolu irfanı gibi değerlerin tasfiye edilmek istendiğini söyledi. • “Ümmet” ve “dindarlık” kavramlarının da emperyalist amaçlarla istismar edildiğini ifade etti.      Açık Hesaplaşma Çağrısı   Metin Külünk, açıklamalarının sonunda şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin kaderiyle oynamaya çalışan bu yapılar sadece siyasi bir mesele değildir. Bu doğrudan milletin ve devletin bekasıyla ilgilidir. Gereken açık duruş, açık mücadele ve açık hesaplaşmadır. Gerisi sadece oyalamadır.”