Zafer Özcivan
Köşe Yazarı
Zafer Özcivan
 

2025 İN İLK YARISINDA BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIK REKOR SEVİYEDE

Bankacılık Sektörü Hız Kesmiyor 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde Türkiye bankacılık sektörü, yüksek faiz ortamı, artan kredi talepleri ve komisyon gelirleri sayesinde güçlü bir kârlılık performansı sergiledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonla mücadele kapsamında uyguladığı sıkı para politikası, kredi faiz oranlarını tarihi zirvelere taşırken, bankaların da gelirlerini önemli ölçüde artırdı. Aynı zamanda tüketici eğilimlerinde gözlenen kredi kartı kullanımındaki artış, dijital hizmetlerin yaygınlaşması ve bankaların maliyet optimizasyonuna yönelik adımları da kâr artışını destekleyen önemli faktörler arasında yer aldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde sektörün net dönem kârı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %42 oranında artarak 472 milyar TL’ye ulaştı. Bu artış, özellikle kamu bankaları ve büyük ölçekli özel bankalar öncülüğünde gerçekleşti. Faiz gelirlerindeki yükseliş ve kur korumalı mevduat (KKM) maliyetlerinin azalması da performansı yukarı çeken unsurlar arasında dikkat çekti. KÂRLILIĞIN DİNAMİKLERİ: FAİZ GELİRLERİ VE KOMİSYONLARDA SERT ARTIŞ Bankaların toplam faiz gelirleri yılın ilk yarısında %63 oranında artış göstererek 1,1 trilyon TL seviyesine yükseldi. Bu artışta özellikle ihtiyaç ve ticari kredilere uygulanan yüksek faiz oranlarının etkisi büyük oldu. TCMB'nin politika faizini yıl başından bu yana yüksek seviyelerde tutması, bankaların mevduat faizleri ile kredi faizleri arasındaki marjı açmasına olanak tanıdı. Bu da net faiz gelirlerini önemli ölçüde artırdı. Diğer taraftan, komisyon ve ücret gelirleri de güçlü bir artış gösterdi. Dijital bankacılık uygulamalarının yaygınlaşması ve bireysel kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte EFT, havale, kart işlemleri ve sigorta aracılık hizmetlerinden elde edilen gelirler ilk 6 ayda %35’lik artışla 96 milyar TL’ye ulaştı. Bankalar, yeni ürün ve hizmetlerini dijital platformlara taşıyarak hem operasyonel maliyetleri düşürmeyi başardı hem de ek gelir yaratmayı sürdürdü. KREDİ HACMİNDE SEÇİCİLİK VE RİSK YÖNETİMİ ÖNE ÇIKTI 2025 yılının ilk yarısında bankalar kredi hacmini büyütmekte temkinli bir politika izledi. Yüksek faiz ortamı nedeniyle bireysel kredi talebi sınırlı kalırken, ticari kredilerde ise seçici davranışlar ön plana çıktı. Kredi hacmi yıllık bazda %22 artışla 10,4 trilyon TL seviyesine ulaşsa da bu artışın büyük bir kısmı kamu bankaları tarafından sağlanan ticari finansmanlardan kaynaklandı. Özellikle ihracatçı firmalara yönelik destekleyici krediler ve KOBİ’lere sağlanan düşük maliyetli finansman paketleri bu dönemde öne çıktı. Öte yandan, bireysel kredi kartı kullanımında ciddi bir genişleme gözlendi. Tüketici enflasyonunun yüksek seyretmesi ve hane halkı harcamalarının kredi kartı üzerinden yapılması, kart borçlarında %39’luk artışa yol açtı. Bu durum, bankaların tüketici kredileri portföyünü büyütürken, aynı zamanda takibe düşen alacak oranlarında da hafif bir artışı beraberinde getirdi. BANKALARIN SERMAYE YAPISI VE AKTİF KALİTESİ GÜÇLÜ SEYREDİYOR BDDK verilerine göre, 2025 Haziran sonu itibarıyla sermaye yeterlilik oranı %18,3 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, uluslararası standartların oldukça üzerinde kalarak sektörün olası şoklara karşı dayanıklılığını sürdürdüğünü gösteriyor. Ayrıca, takipteki kredilerin toplam kredilere oranı %1,95 seviyesinde kalarak görece düşük bir düzeyde gerçekleşti. Bu, aktif kalitesinin korunduğunu ve bankaların risk yönetiminde başarılı bir sınav verdiğini ortaya koydu. Özellikle dijital bankacılık yatırımlarına hız veren özel bankalar, düşük maliyetli hizmet ağı sayesinde daha verimli çalışarak aktif kârlılığı artırdı. Bankaların dijital kanallar aracılığıyla sunduğu hizmetlerin toplam işlem hacmindeki payı %87’ye ulaşırken, mobil bankacılık kullanıcı sayısında da %28’lik bir artış kaydedildi. GELECEĞE BAKIŞ: YILIN İKİNCİ YARISI İÇİN BEKLENTİLER 2025’in ikinci yarısına girilirken, sektörde temkinli bir iyimserlik hâkim. TCMB'nin yıl sonuna kadar faiz indirimine gitmeyeceğine dair beklentiler, bankaların faiz marjlarını korumasına olanak tanıyabilir. Ancak kredi büyümesinde daha seçici ve risk odaklı bir yaklaşımın sürmesi bekleniyor. Özellikle takibe düşen kredilerdeki olası artış, sektörde aktif kalitesinin dikkatle izlenmesini gerektiriyor. Bununla birlikte, dijitalleşme yatırımlarının sürmesi, maliyetlerin kontrol altında tutulması ve katma değeri yüksek ürünlerle gelir çeşitliliğinin artırılması, sektörün kârlılığını yılın geri kalanında da destekleyebilir. Ayrıca, yurt dışı piyasalardan sağlanacak kaynakların maliyeti ve döviz likiditesi de sektörün genel performansını etkileyecek önemli faktörler arasında yer alacak. SONUÇ: 2025'TE GÜÇLÜ PERFORMANS, TEMKİNLİ YAKLAŞIM Sonuç olarak, 2025’in ilk yarısında Türk bankacılık sektörü, yüksek faiz ortamı ve artan dijital hizmet gelirleri sayesinde tarihinin en yüksek kârlılıklarından birine ulaştı. Ancak sektör oyuncuları, potansiyel risklere karşı temkinli duruşlarını sürdürüyor. Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların sonucu olarak kredi talebinin şekilleneceği ve risk yönetiminin öneminin artacağı bir ikinci yarı sektörün gündeminde olacak. Bankaların yılın geri kalanında da sağlam bilançolarını koruyarak sürdürülebilir kârlılık sağlamaları, ekonomi yönetimiyle olan uyumlu politikaları sürdürmelerine bağlı olacak. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
Ekleme Tarihi: 09 Ağustos 2025 -Cumartesi

2025 İN İLK YARISINDA BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KARLILIK REKOR SEVİYEDE

Bankacılık Sektörü Hız Kesmiyor
2025 yılının ilk 6 aylık döneminde Türkiye bankacılık sektörü, yüksek faiz ortamı, artan kredi talepleri ve komisyon gelirleri sayesinde güçlü bir kârlılık performansı sergiledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonla mücadele kapsamında uyguladığı sıkı para politikası, kredi faiz oranlarını tarihi zirvelere taşırken, bankaların da gelirlerini önemli ölçüde artırdı. Aynı zamanda tüketici eğilimlerinde gözlenen kredi kartı kullanımındaki artış, dijital hizmetlerin yaygınlaşması ve bankaların maliyet optimizasyonuna yönelik adımları da kâr artışını destekleyen önemli faktörler arasında yer aldı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde sektörün net dönem kârı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %42 oranında artarak 472 milyar TL’ye ulaştı. Bu artış, özellikle kamu bankaları ve büyük ölçekli özel bankalar öncülüğünde gerçekleşti. Faiz gelirlerindeki yükseliş ve kur korumalı mevduat (KKM) maliyetlerinin azalması da performansı yukarı çeken unsurlar arasında dikkat çekti.
KÂRLILIĞIN DİNAMİKLERİ: FAİZ GELİRLERİ VE KOMİSYONLARDA SERT ARTIŞ
Bankaların toplam faiz gelirleri yılın ilk yarısında %63 oranında artış göstererek 1,1 trilyon TL seviyesine yükseldi. Bu artışta özellikle ihtiyaç ve ticari kredilere uygulanan yüksek faiz oranlarının etkisi büyük oldu. TCMB'nin politika faizini yıl başından bu yana yüksek seviyelerde tutması, bankaların mevduat faizleri ile kredi faizleri arasındaki marjı açmasına olanak tanıdı. Bu da net faiz gelirlerini önemli ölçüde artırdı.
Diğer taraftan, komisyon ve ücret gelirleri de güçlü bir artış gösterdi. Dijital bankacılık uygulamalarının yaygınlaşması ve bireysel kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte EFT, havale, kart işlemleri ve sigorta aracılık hizmetlerinden elde edilen gelirler ilk 6 ayda %35’lik artışla 96 milyar TL’ye ulaştı. Bankalar, yeni ürün ve hizmetlerini dijital platformlara taşıyarak hem operasyonel maliyetleri düşürmeyi başardı hem de ek gelir yaratmayı sürdürdü.
KREDİ HACMİNDE SEÇİCİLİK VE RİSK YÖNETİMİ ÖNE ÇIKTI
2025 yılının ilk yarısında bankalar kredi hacmini büyütmekte temkinli bir politika izledi. Yüksek faiz ortamı nedeniyle bireysel kredi talebi sınırlı kalırken, ticari kredilerde ise seçici davranışlar ön plana çıktı. Kredi hacmi yıllık bazda %22 artışla 10,4 trilyon TL seviyesine ulaşsa da bu artışın büyük bir kısmı kamu bankaları tarafından sağlanan ticari finansmanlardan kaynaklandı.
Özellikle ihracatçı firmalara yönelik destekleyici krediler ve KOBİ’lere sağlanan düşük maliyetli finansman paketleri bu dönemde öne çıktı. Öte yandan, bireysel kredi kartı kullanımında ciddi bir genişleme gözlendi. Tüketici enflasyonunun yüksek seyretmesi ve hane halkı harcamalarının kredi kartı üzerinden yapılması, kart borçlarında %39’luk artışa yol açtı. Bu durum, bankaların tüketici kredileri portföyünü büyütürken, aynı zamanda takibe düşen alacak oranlarında da hafif bir artışı beraberinde getirdi.
BANKALARIN SERMAYE YAPISI VE AKTİF KALİTESİ GÜÇLÜ SEYREDİYOR
BDDK verilerine göre, 2025 Haziran sonu itibarıyla sermaye yeterlilik oranı %18,3 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, uluslararası standartların oldukça üzerinde kalarak sektörün olası şoklara karşı dayanıklılığını sürdürdüğünü gösteriyor. Ayrıca, takipteki kredilerin toplam kredilere oranı %1,95 seviyesinde kalarak görece düşük bir düzeyde gerçekleşti. Bu, aktif kalitesinin korunduğunu ve bankaların risk yönetiminde başarılı bir sınav verdiğini ortaya koydu.
Özellikle dijital bankacılık yatırımlarına hız veren özel bankalar, düşük maliyetli hizmet ağı sayesinde daha verimli çalışarak aktif kârlılığı artırdı. Bankaların dijital kanallar aracılığıyla sunduğu hizmetlerin toplam işlem hacmindeki payı %87’ye ulaşırken, mobil bankacılık kullanıcı sayısında da %28’lik bir artış kaydedildi.
GELECEĞE BAKIŞ: YILIN İKİNCİ YARISI İÇİN BEKLENTİLER
2025’in ikinci yarısına girilirken, sektörde temkinli bir iyimserlik hâkim. TCMB'nin yıl sonuna kadar faiz indirimine gitmeyeceğine dair beklentiler, bankaların faiz marjlarını korumasına olanak tanıyabilir. Ancak kredi büyümesinde daha seçici ve risk odaklı bir yaklaşımın sürmesi bekleniyor. Özellikle takibe düşen kredilerdeki olası artış, sektörde aktif kalitesinin dikkatle izlenmesini gerektiriyor.
Bununla birlikte, dijitalleşme yatırımlarının sürmesi, maliyetlerin kontrol altında tutulması ve katma değeri yüksek ürünlerle gelir çeşitliliğinin artırılması, sektörün kârlılığını yılın geri kalanında da destekleyebilir. Ayrıca, yurt dışı piyasalardan sağlanacak kaynakların maliyeti ve döviz likiditesi de sektörün genel performansını etkileyecek önemli faktörler arasında yer alacak.
SONUÇ: 2025'TE GÜÇLÜ PERFORMANS, TEMKİNLİ YAKLAŞIM
Sonuç olarak, 2025’in ilk yarısında Türk bankacılık sektörü, yüksek faiz ortamı ve artan dijital hizmet gelirleri sayesinde tarihinin en yüksek kârlılıklarından birine ulaştı. Ancak sektör oyuncuları, potansiyel risklere karşı temkinli duruşlarını sürdürüyor. Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların sonucu olarak kredi talebinin şekilleneceği ve risk yönetiminin öneminin artacağı bir ikinci yarı sektörün gündeminde olacak. Bankaların yılın geri kalanında da sağlam bilançolarını koruyarak sürdürülebilir kârlılık sağlamaları, ekonomi yönetimiyle olan uyumlu politikaları sürdürmelerine bağlı olacak.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.