Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

YENİ İMTİHAN MECRAMIZ; SOSYAL MEDYA!

Eskiden ilim ve irfan yuvası dergâhların giriş kapısında "Edep Ya Hu!" lafzı ile insanlar karşılanırmış. Edebi; terbiye, nezaket, incelik ve zarafet olarak tanımlarsak burada aynı zamanda bir ikaz ve uyarı vardır. "Edeple gelen hürmetle veya lütufla gider" ifadesi ise, elde edilen kazanımın göstergesidir.   Bilişim çağının toplumu olarak bu tür kavramlar çok eskilerde kaldı dersek abartmış olmayız. Sosyal medya dediğimiz mecraya göz attığımız zaman hayâ ve edepten ne kadar yoksun olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Sosyal medyanın sınır ve çerçevesi bunun yanında müeyyidesi de olmadığı için ipini koparmış çılgınlar gibi akla hayale gelmeyen paylaşımlar yapılmaktadır.  Mesela eskiden herkesin yediği-içtiği sır gibi saklanır ve de ifşa edilmezdi. Hatta komşuya bir tabak yemek verildiğinde üstü örtüldüğü gibi kokusu çıkmasın diye de üzeri özenle kapatılırdı. Oysaki günümüzde tüm mahrem durumlarda dâhil olmak üzere her anımız el-âleme ifşa edilmektedir. Adam hanımının en özel anlarını bunun yanında yaptığı yemekleri bile sonsuz sayıda fotoğrafla ortaya dökmektedir. Bütün bunları üstelik insanların beğenisine sunarak aldığı tık oranıyla da hava atmaktadır. Hasta yatağında ölümle pençeleşen yakınıyla öz-çekim yaparak beğeni bekliyor bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, anlayan beri gelsin. Biz hangi ara bu kadar değerlerimizden koptuk?  Bilişim çağı sınırları ortadan kaldırırken, bu ve benzeri kültürel emperyalizmle kimyamız bozulmuştur. Biz ise bunu gelişmişlik olarak algılayıp mutlu oluyoruz, ne büyük gaflet.  Toplum olarak okuma konusunda, ortaya koyduğumuz performans tescilli olmakla birlikte sosyal medya ile de yazma konusunda da ne kadar geride olduğumuz da anlaşılmış oldu. İmla ve dil bilgisi konusundaki yanlışların düzeltmeye ömrümüz yetmez, bunun yanında çok büyük yazım yanlışları da yapılmaktadır.  Bunlara misal olması için ben bir kaç kavramın doğrusunu yazmak istiyorum; HERKES, YEĞEN, AĞABEY, SAĞ OL, SAĞDIÇ, ŞARJ, DİREKT, MAĞDUR, DEĞERLİ... Bunların yanında bazı kelimelerin kısaltılması tam bir facia (Selam yerine-slm, Aleyküm Selam yerine-as ve teşekkür yerine-tşk gibi) Bir de fotoğrafla resim hep birbirine karışıyor, kısaca çekilen fotoğraf yapılan ise resimdir.  Yaşadığımız   bütün bunları özetlemek adına İbrahim Bin Ethem'in bir sözü ile meseleye nokta koyarak ben kenara çekiliyorum. Üstat çağlar ötesinden mealen şöyle demiş; " Dünyayı yamamak için parçalarız dini biz; Sonra ne din kalır elde, ne yama diktiğimiz."   Saygılarımla,  Erol Aydın 
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2019 - Salı

YENİ İMTİHAN MECRAMIZ; SOSYAL MEDYA!

Eskiden ilim ve irfan yuvası dergâhların giriş kapısında "Edep Ya Hu!" lafzı ile insanlar karşılanırmış. Edebi; terbiye, nezaket, incelik ve zarafet olarak tanımlarsak burada aynı zamanda bir ikaz ve uyarı vardır. "Edeple gelen hürmetle veya lütufla gider" ifadesi ise, elde edilen kazanımın göstergesidir.  

Bilişim çağının toplumu olarak bu tür kavramlar çok eskilerde kaldı dersek abartmış olmayız. Sosyal medya dediğimiz mecraya göz attığımız zaman hayâ ve edepten ne kadar yoksun olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Sosyal medyanın sınır ve çerçevesi bunun yanında müeyyidesi de olmadığı için ipini koparmış çılgınlar gibi akla hayale gelmeyen paylaşımlar yapılmaktadır. 

Mesela eskiden herkesin yediği-içtiği sır gibi saklanır ve de ifşa edilmezdi. Hatta komşuya bir tabak yemek verildiğinde üstü örtüldüğü gibi kokusu çıkmasın diye de üzeri özenle kapatılırdı. Oysaki günümüzde tüm mahrem durumlarda dâhil olmak üzere her anımız el-âleme ifşa edilmektedir. Adam hanımının en özel anlarını bunun yanında yaptığı yemekleri bile sonsuz sayıda fotoğrafla ortaya dökmektedir. Bütün bunları üstelik insanların beğenisine sunarak aldığı tık oranıyla da hava atmaktadır. Hasta yatağında ölümle pençeleşen yakınıyla öz-çekim yaparak beğeni bekliyor bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, anlayan beri gelsin. Biz hangi ara bu kadar değerlerimizden koptuk? 

Bilişim çağı sınırları ortadan kaldırırken, bu ve benzeri kültürel emperyalizmle kimyamız bozulmuştur. Biz ise bunu gelişmişlik olarak algılayıp mutlu oluyoruz, ne büyük gaflet. 

Toplum olarak okuma konusunda, ortaya koyduğumuz performans tescilli olmakla birlikte sosyal medya ile de yazma konusunda da ne kadar geride olduğumuz da anlaşılmış oldu. İmla ve dil bilgisi konusundaki yanlışların düzeltmeye ömrümüz yetmez, bunun yanında çok büyük yazım yanlışları da yapılmaktadır. 

Bunlara misal olması için ben bir kaç kavramın doğrusunu yazmak istiyorum; HERKES, YEĞEN, AĞABEY, SAĞ OL, SAĞDIÇ, ŞARJ, DİREKT, MAĞDUR, DEĞERLİ... Bunların yanında bazı kelimelerin kısaltılması tam bir facia (Selam yerine-slm, Aleyküm Selam yerine-as ve teşekkür yerine-tşk gibi) Bir de fotoğrafla resim hep birbirine karışıyor, kısaca çekilen fotoğraf yapılan ise resimdir. 

Yaşadığımız   bütün bunları özetlemek adına İbrahim Bin Ethem'in bir sözü ile meseleye nokta koyarak ben kenara çekiliyorum. Üstat çağlar ötesinden mealen şöyle demiş; " Dünyayı yamamak için parçalarız dini biz; Sonra ne din kalır elde, ne yama diktiğimiz."  

Saygılarımla, 

Erol Aydın 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.