Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

YENGE VE DENGE MESELESİ

Hayatın her alanında dengeye ihtiyaç duyulmaktadır. Dengelerin değiştiği bir dünyada mizan da bozulacağı için istikrardan söz etmek olası değildir. O yüzden de her konuda olduğu gibi eşler arasında da mutlaka bir dengenin olması kaçınılmazdır. Vücudumuzda tüm organlar çift yaratılmışken kalbimiz tekdir. Bunun hikmetlerinden birisi de kalbini tamamlayacak diğer yarısını bulmaktır. Bir insan ancak evlendiği zaman kalbi bir bütün haline gelmiş olacaktır. İnsanların birbiri ile karşılaştıklarında kucaklaşmaları da bu kapsamda önemlidir. Böyle yaparak kalpten kalbe bir yol açılmaktadır. Yine bizim toplumda hayâ ve edep timsali olarak eşlerden bahisle yenge kavramı kullanılmaktadır. Burada ince bir ayrıntı, eşsiz bir duyarlılık ve hassas bir tutum öne çıkmaktadır. Eşler çeşitli sebeplerle bir süre evden uzaklaştığında özellikle erkekler için denge bozulmuştur. Bu sebeple, “Yenge yoksa denge de yok!” şekilde bir deyim literatüre girmiştir. Bizim toplumda yaygın olan bir soruya bilerek veya bilmeyerek yanlış ve eksik bir cevap verilmektedir. O da, “Yenge çalışıyor mu?” sorusudur. Verilen cevap klasik olarak, “Hayır çalışmıyor, ev hanımı!” şeklindedir. Bu cevap yengeye, hanıma, kadına ve de eşe büyük saygısızlıktır. Oysaki en büyük, en yoğun, en ağır, en sonsuz, en acımasız ve en bitmeyen iş ev hanımlığıdır. Ne mesai saatleri belli, ne tatili belli, ne çalışma şartları belli, be de sosyal güvencesi belli... Bu kadar belirsizlik yetmiyormuş gibi kimseyi memnun etmekte mümkün değildir. Bu arada; hasta olmaya, yorulmaya, şikâyet etmeye, sızlamaya, öfkelenmeye ve hatta Allah korusun ölmeye bile hakkı yoktur. Bitmeyen ve sonsuz işlere saçını süpürge ederken en büyük darbeyi de yine en yakınlarından yemektedirler. Koca, çocuklar ve ebeveynler kadir ve kıymet bilmeyerek meseleye tüy dikmeleri de ayrı bir hicran yarası olmaktadır. Sonuç olarak; evdeki dengeyi büyük oranda kadın oluşturmaktadır. Eşler arasında fıtri olarak eşitlik olmadığı gibi birbirlerine üstünlükte mevcut değildir. Bir elmanın iki yarısı gibi birbirlerini tamamladıklarında ancak bir insan olmaktadırlar, aksi takdirde hep yarım insan olarak kalacaklardır. İyi günde ve kötü günde diye verilen sözler unutulmadan her zaman ve her şartta yemine sadık kalmak aile yuvasını ayakta tutacaktır. Aksi takdirde denge bozulduğunda ortada yenge de kalmayacaktır. Aman dikkat siz siz olun dengeyi bozmayın! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2023 - Pazartesi

YENGE VE DENGE MESELESİ

Hayatın her alanında dengeye ihtiyaç duyulmaktadır. Dengelerin değiştiği bir dünyada mizan da bozulacağı için istikrardan söz etmek olası değildir. O yüzden de her konuda olduğu gibi eşler arasında da mutlaka bir dengenin olması kaçınılmazdır. Vücudumuzda tüm organlar çift yaratılmışken kalbimiz tekdir. Bunun hikmetlerinden birisi de kalbini tamamlayacak diğer yarısını bulmaktır. Bir insan ancak evlendiği zaman kalbi bir bütün haline gelmiş olacaktır. İnsanların birbiri ile karşılaştıklarında kucaklaşmaları da bu kapsamda önemlidir. Böyle yaparak kalpten kalbe bir yol açılmaktadır. Yine bizim toplumda hayâ ve edep timsali olarak eşlerden bahisle yenge kavramı kullanılmaktadır. Burada ince bir ayrıntı, eşsiz bir duyarlılık ve hassas bir tutum öne çıkmaktadır. Eşler çeşitli sebeplerle bir süre evden uzaklaştığında özellikle erkekler için denge bozulmuştur. Bu sebeple, “Yenge yoksa denge de yok!” şekilde bir deyim literatüre girmiştir. Bizim toplumda yaygın olan bir soruya bilerek veya bilmeyerek yanlış ve eksik bir cevap verilmektedir. O da, “Yenge çalışıyor mu?” sorusudur. Verilen cevap klasik olarak, “Hayır çalışmıyor, ev hanımı!” şeklindedir. Bu cevap yengeye, hanıma, kadına ve de eşe büyük saygısızlıktır. Oysaki en büyük, en yoğun, en ağır, en sonsuz, en acımasız ve en bitmeyen iş ev hanımlığıdır. Ne mesai saatleri belli, ne tatili belli, ne çalışma şartları belli, be de sosyal güvencesi belli... Bu kadar belirsizlik yetmiyormuş gibi kimseyi memnun etmekte mümkün değildir. Bu arada; hasta olmaya, yorulmaya, şikâyet etmeye, sızlamaya, öfkelenmeye ve hatta Allah korusun ölmeye bile hakkı yoktur. Bitmeyen ve sonsuz işlere saçını süpürge ederken en büyük darbeyi de yine en yakınlarından yemektedirler. Koca, çocuklar ve ebeveynler kadir ve kıymet bilmeyerek meseleye tüy dikmeleri de ayrı bir hicran yarası olmaktadır. Sonuç olarak; evdeki dengeyi büyük oranda kadın oluşturmaktadır. Eşler arasında fıtri olarak eşitlik olmadığı gibi birbirlerine üstünlükte mevcut değildir. Bir elmanın iki yarısı gibi birbirlerini tamamladıklarında ancak bir insan olmaktadırlar, aksi takdirde hep yarım insan olarak kalacaklardır. İyi günde ve kötü günde diye verilen sözler unutulmadan her zaman ve her şartta yemine sadık kalmak aile yuvasını ayakta tutacaktır. Aksi takdirde denge bozulduğunda ortada yenge de kalmayacaktır. Aman dikkat siz siz olun dengeyi bozmayın! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
İrfan Güray
(18.12.2023 08:38 - #416)
Üstadım hayırlı sabahlar Günaydınlar Allah başımızdan eksik etmesin acı keder vermesin Aman dengemiz bozulmasın sağlıkla sağlıcakla kalmanız dileğiyle Rabbim e emanet olunuz inşaAllah saygılarımla
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.