Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

YARI HACI OLMAK KAVRAMI VE ÖTESİ

 Hac, zengin olan Müslümanlara farz olan mali bir ibadettir. Bu rüknü yerine getiren kişilere de hacı denir. Toplumda hacıya gitmek gibi yanlış bir ifade olsa da doğrusu hacca gitmek ve hacı olmaktır.  Özellikle sosyal medyada dağlara, taşlara yapılan ziyaret sonrasında “yarı hacı oldum, yarı hacı sayılırım” gibi ifadeler yanlıştır. Dini bir kavram ve kutsal değerlerimizden olan hac bu şekilde hafife alınacak bir husus değildir. Bununla dalga geçmek ve alaya almak büyük vebal ve günah olarak herkesi bağlayıcı hükmündedir.  Uzmanlık ve ihtisas yarımı kabul etmez. Bu yüzden bir atasözü “yarı hoca dinden, yarım hekim candan eder” şeklinde çok vecizdir. Bir şey ya vardır, ya yoktur ikisinin ortası olmaz. Onun içinde yarım hacı ifadesi gerek sosyolojik, gerek inanç ve gerekse itikadı bakımından sakıncalıdır. Bunu bilinçli veya bilinçsiz olarak birileri kullanıyor, diğerleri de etki-tepki çerçevesinde bunu devam ettiriyor. Bu durumda hem kutsallarımız aşınmış oluyor, hem de bunlar sulandırıldığı için matah bir şeymiş gibi lanse ediliyor. Birileri de çıkıp “öyle şey olur mu” demediği için bu durum bu şekilde yayılmaya devam ediyor. Daha acı olanı yapılan yorumlarda bazı aklı evveller durumu daha dramatik bir hale getiriyor. Şöyle ki; “aslında yarım değil, tam hacı sayılırsın. Çünkü dünyanın önünde eğildiği birinin huzurundasın” diye gaz vermeye devam ediyor. Bir başkası “darısı başımıza” ve “Allah bizlere de nasip etsin inşallah” diyerek, meseleye adeta tüy dikiyor. Bu durumu düzeltmek adına kibarca uyardığınızda aldığınız cevap genellikle şu şekilde olmaktadır; “bana göre bu da kutsal değer, arkadaşlarımın da çoğu öyle düşünüyor, bir şeyin kutsal olması için illa dini mi olması gerekiyor!” Bu durumda polemiği daha fazla uzatmanın faydası yok çıkmaz sokağa girmişsinizdir. O zaman kutsallarınız, size de arkadaşlarınıza da hayırlı olsun deyip kenara çekiliyorsunuz.  Bu ifadelerin neresinden başlayıp, neresini düzelteceksiniz. Kendisinin ve arkadaşlarının çoğunlukla öyle düşünüyor olmasını mutlak doğru kabul eden birisi ile varılacak bir yer yoktur. Ayrıca “bana göre bu da kutsal değerdir” demek nasıl bir özgüvendir anlayan beri gelsin.  Sonuç olarak; toplum hızlı bir şekilde dini değer ve kutsalların içini boşaltarak kabuk Müslümanlığını benimsemiş görünüyor. Dini ve kutsal değerler konusunda kendi kanaatini doğru olarak kabul ile kendine taraftar buluyor. Yeni bir aşamanın eşiği ve uçurumun kenarında muallakta kalmış durumdayız. Allah sonumuzu hayreylesin demekten başka bir elimizden gelmiyor. Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 12 Ağustos 2019 - Pazartesi

YARI HACI OLMAK KAVRAMI VE ÖTESİ

 Hac, zengin olan Müslümanlara farz olan mali bir ibadettir. Bu rüknü yerine getiren kişilere de hacı denir. Toplumda hacıya gitmek gibi yanlış bir ifade olsa da doğrusu hacca gitmek ve hacı olmaktır.

 Özellikle sosyal medyada dağlara, taşlara yapılan ziyaret sonrasında “yarı hacı oldum, yarı hacı sayılırım” gibi ifadeler yanlıştır. Dini bir kavram ve kutsal değerlerimizden olan hac bu şekilde hafife alınacak bir husus değildir. Bununla dalga geçmek ve alaya almak büyük vebal ve günah olarak herkesi bağlayıcı hükmündedir.

 Uzmanlık ve ihtisas yarımı kabul etmez. Bu yüzden bir atasözü “yarı hoca dinden, yarım hekim candan eder” şeklinde çok vecizdir. Bir şey ya vardır, ya yoktur ikisinin ortası olmaz. Onun içinde yarım hacı ifadesi gerek sosyolojik, gerek inanç ve gerekse itikadı bakımından sakıncalıdır. Bunu bilinçli veya bilinçsiz olarak birileri kullanıyor, diğerleri de etki-tepki çerçevesinde bunu devam ettiriyor. Bu durumda hem kutsallarımız aşınmış oluyor, hem de bunlar sulandırıldığı için matah bir şeymiş gibi lanse ediliyor. Birileri de çıkıp “öyle şey olur mu” demediği için bu durum bu şekilde yayılmaya devam ediyor. Daha acı olanı yapılan yorumlarda bazı aklı evveller durumu daha dramatik bir hale getiriyor. Şöyle ki; “aslında yarım değil, tam hacı sayılırsın. Çünkü dünyanın önünde eğildiği birinin huzurundasın” diye gaz vermeye devam ediyor. Bir başkası “darısı başımıza” ve “Allah bizlere de nasip etsin inşallah” diyerek, meseleye adeta tüy dikiyor.

Bu durumu düzeltmek adına kibarca uyardığınızda aldığınız cevap genellikle şu şekilde olmaktadır; “bana göre bu da kutsal değer, arkadaşlarımın da çoğu öyle düşünüyor, bir şeyin kutsal olması için illa dini mi olması gerekiyor!” Bu durumda polemiği daha fazla uzatmanın faydası yok çıkmaz sokağa girmişsinizdir. O zaman kutsallarınız, size de arkadaşlarınıza da hayırlı olsun deyip kenara çekiliyorsunuz.

 Bu ifadelerin neresinden başlayıp, neresini düzelteceksiniz. Kendisinin ve arkadaşlarının çoğunlukla öyle düşünüyor olmasını mutlak doğru kabul eden birisi ile varılacak bir yer yoktur. Ayrıca “bana göre bu da kutsal değerdir” demek nasıl bir özgüvendir anlayan beri gelsin.

 Sonuç olarak; toplum hızlı bir şekilde dini değer ve kutsalların içini boşaltarak kabuk Müslümanlığını benimsemiş görünüyor. Dini ve kutsal değerler konusunda kendi kanaatini doğru olarak kabul ile kendine taraftar buluyor. Yeni bir aşamanın eşiği ve uçurumun kenarında muallakta kalmış durumdayız. Allah sonumuzu hayreylesin demekten başka bir elimizden gelmiyor.

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.