Ortaya çıkan Korona virüs salgını, dünya tarihinde bir miladın da başlangıcı olmuştur. Dünyaya kendisini süper, gelişmiş ülke olarak lanse eden devletlerin ne kadar aciz duruma düştüklerini hep birlikte müşahede etmiş olduk. Bu salgının biyolojik bir savaş olduğu komplolarını bir tarafa bırakmak gerektiği de çok açıktır. Bu durum çok büyük risk taşıdığı için akla ve mantığa uygun değildir. Dünyanın en güçlü ordularına sahip olsanız da mikron mertebesinde bir virüs karşısında halkınızı korumakta ne kadar çaresiz olduğunuz ortaya çıkmıştır. Bundan sonra büyüklük ve gelişmişlik olgusu sağlık ve gıda konusunda başardıklarınızla ölçülecektir. Tabi ki bu gibi salgın durumlarını öngörerek ihtiyacınız on katı malzeme bulundurmanız mantıklı ve efektif olmayabilir. Fakat böyle bir krizle karşılaştığınızda otomatik refleks göstererek krizi yönetebilmek as olandır.  Bu konuda ülkemiz öncesi ve sonrası ile aldığı tedbirlerle örnek ve model olabilmeyi başarmıştır. Meseleye ideolojik yaklaşanların eleştiri ve karalamalarını bir kenara bırakırsan, genel anlamda panik havası oluşmamıştır. Devletin almış olduğu tedbirlerle tek başına problemi çözmesi söz konusu değildir. Bizler birey olarak farkındalık ortaya koymadığımızda başarı şansı mümkün değildir. İlk başlarda meselenin ehemmiyeti konusunda çok fazla ciddiyet olmasa da alınan tedbirler herkesin bakış açısını değiştirmiştir. Olayın vahameti konusunda ortaya çıkan hassasiyet sonrasında, büyük çoğunluk gerekli yasaklara uymaya başlamıştır. Tedbir almakla birlikte bundan daha önemlisi panik havasının oluşmasını önlemek daha önceliklidir. Panik oluştuğunda vücudun bağışıklık direnci de düşeceği için korunma adına, her türlü tedbire evet fakat panik havasına hayır demek durumundayız.  Hijyen konusunda ortaya çıkan hassasiyet bundan sonra da kalıcı bir kültür olarak yerleşmesi durumunda bu şerden bir hayrın çıkması adına önemlidir. Birçok işletmenin kapatılmış olması ile ortaya çıkan kayıpların giderilmesi adına devletin alacağı tedbirlerle bu durum da zamanın akışı içerisinde halledilmiş olacaktır. Birlik ve beraberlik bu günler için hayati önem taşımaktadır. Sonuç olarak: yaşadığımız bu süreçte durumun daha da vahim sonuçlar doğurmadan, herkesin elini taşın altına koyması kaçınılmazdır. Sadece devletin tedbir alması yetmez, bizlerin de her konuda yardımcı olmak adına duyarlı olmamız gerekmektedir. Bütün dünya için ise; bundan sonra ki süreçte güvenli gıda ve koruyucu sağlık konusunda uzun vadeli projeksiyonlarla vizyon oluşturarak bu krizi fırsata çevirmek hepimiz için en büyük kazanç olacaktır. Esenlik dileklerimle, Erol Aydın