Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

KARANTİNADA ÇEMBER DARALMAYA DEVAM EDİYOR

Korona virüs salgını dolayısı ile her geçen gün tedbirler sıklaştırılarak, çember daraltılmaktadır. Bu durum ise keyfiyetten değil tam tersine mücadelede etkinliği artırmak adına yapılmaktadır. Devlet, insanlara “Sizin göz göre göre ölmenizi istemiyorum” bu yüzden “Siz kendinizi düşünmeseniz bile ben sizi düşünüyorum” demektedir. Sorumsuz bir şekilde ortalıkla “Saatli bomba gibi dolaşmanız sadece sizi değil, başkalarının hayatını da tehlikeye sokuyor” diyerek adeta kendini paralıyor.  Bütün bu tedbir ve ikazlara rağmen üç tip insan profili ortaya çıkmaktadır, bu tipleri sosyolojik bir vaka olarak incelediğimizde meselenin ahvali şeraiti şu şekildedir; Sorumsuzlar; hayatlarına eskiden olduğu gibi umursamaz bir şekilde devam ediyorlar. Hiçbir şeyden ödün vermedikleri gibi salgını hafife alarak sözüm ona bir de dalgasını geçiyorlar. Dizilerini izleyip, akraba günlerini yapmaya ve çarşı-pazar dolaşmaya devam ediyorlar. Bu halleriyle hem kötü örnek oldukları gibi hem de yapılan çalışmaların sekteye uğramasına sebep oluyorlar. Aymazlık, bu tiplerde genetik bir durum olduğu için miras olarak aldıkları bu tutumu devam ettirmeyi erdem olarak görüyorlar. Kendilerini akıllı, milleti de ahmak yerine koymaları da en karakteristik özellikleridir.  Muhalifler; her konuda olduğu gibi yapılan mücadelede bardağın sürekli boş tarafını görerek kendilerine yakışanı yapmaya devam ediyorlar. Korona virüs konusunda Türkiye başarısız olsa zil takıp oynamaya hazır kıta olarak sütre gerisinde açık bulmaya çalışarak beklemeye devam ediyorlar. Topluma sürekli negatif enerji yayarak motivasyonu bozmak adına ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Bu kronik tipleri memnun etmek mümkün olmadığı için Allah ıslah etsin demekten başka yapacak bir şey maalesef yok.  Mutmainler; bizi ayakta tutan ana gövde olarak bir çınar gibi dimdik ayakta kalarak mücadele gücümüzü artırıyorlar. Evlerine kapanmış durumdalar ve gelişmeleri büyük bir tevekkülle takip etmekteler. Yapılan her türlü ikaz ve uyarıyı harfiyen yerine getirerek sürece katkı sunuyorlar. Akıl ve bilimle hareket etmenin yanında duanın gücüne inanarak bu sürecin hasarsız atlatılmasına yardımcı oluyorlar. Polemik, provokasyon ve ajiteden uzak, kalpleri mutmain bir şekilde sınavı geçmeye çalışıyorlar. Sonuç olarak; evde kalmanın ve birlikte olmanın huzurunu keşfetmek adına bu krizi fırsata çevirmemiz fayda olarak hepimize iyi gelecektir. Bu salgını atlattığımızda geriye mutlaka maddi ve manevi izler bırakacağı muhakkaktır. Bırakacağı bu izlerin ileride hayatımıza değer katacak unsurlar olmasına özen göstermek zorundayız. Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2020 - Perşembe

KARANTİNADA ÇEMBER DARALMAYA DEVAM EDİYOR

Korona virüs salgını dolayısı ile her geçen gün tedbirler sıklaştırılarak, çember daraltılmaktadır. Bu durum ise keyfiyetten değil tam tersine mücadelede etkinliği artırmak adına yapılmaktadır.

Devlet, insanlara “Sizin göz göre göre ölmenizi istemiyorum” bu yüzden “Siz kendinizi düşünmeseniz bile ben sizi düşünüyorum” demektedir. Sorumsuz bir şekilde ortalıkla “Saatli bomba gibi dolaşmanız sadece sizi değil, başkalarının hayatını da tehlikeye sokuyor” diyerek adeta kendini paralıyor. 

Bütün bu tedbir ve ikazlara rağmen üç tip insan profili ortaya çıkmaktadır, bu tipleri sosyolojik bir vaka olarak incelediğimizde meselenin ahvali şeraiti şu şekildedir;

Sorumsuzlar; hayatlarına eskiden olduğu gibi umursamaz bir şekilde devam ediyorlar. Hiçbir şeyden ödün vermedikleri gibi salgını hafife alarak sözüm ona bir de dalgasını geçiyorlar. Dizilerini izleyip, akraba günlerini yapmaya ve çarşı-pazar dolaşmaya devam ediyorlar. Bu halleriyle hem kötü örnek oldukları gibi hem de yapılan çalışmaların sekteye uğramasına sebep oluyorlar. Aymazlık, bu tiplerde genetik bir durum olduğu için miras olarak aldıkları bu tutumu devam ettirmeyi erdem olarak görüyorlar. Kendilerini akıllı, milleti de ahmak yerine koymaları da en karakteristik özellikleridir. 

Muhalifler; her konuda olduğu gibi yapılan mücadelede bardağın sürekli boş tarafını görerek kendilerine yakışanı yapmaya devam ediyorlar. Korona virüs konusunda Türkiye başarısız olsa zil takıp oynamaya hazır kıta olarak sütre gerisinde açık bulmaya çalışarak beklemeye devam ediyorlar. Topluma sürekli negatif enerji yayarak motivasyonu bozmak adına ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Bu kronik tipleri memnun etmek mümkün olmadığı için Allah ıslah etsin demekten başka yapacak bir şey maalesef yok. 

Mutmainler; bizi ayakta tutan ana gövde olarak bir çınar gibi dimdik ayakta kalarak mücadele gücümüzü artırıyorlar. Evlerine kapanmış durumdalar ve gelişmeleri büyük bir tevekkülle takip etmekteler. Yapılan her türlü ikaz ve uyarıyı harfiyen yerine getirerek sürece katkı sunuyorlar. Akıl ve bilimle hareket etmenin yanında duanın gücüne inanarak bu sürecin hasarsız atlatılmasına yardımcı oluyorlar. Polemik, provokasyon ve ajiteden uzak, kalpleri mutmain bir şekilde sınavı geçmeye çalışıyorlar.

Sonuç olarak; evde kalmanın ve birlikte olmanın huzurunu keşfetmek adına bu krizi fırsata çevirmemiz fayda olarak hepimize iyi gelecektir. Bu salgını atlattığımızda geriye mutlaka maddi ve manevi izler bırakacağı muhakkaktır. Bırakacağı bu izlerin ileride hayatımıza değer katacak unsurlar olmasına özen göstermek zorundayız.

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.