Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

DİLDORA’YA SAHİP ÇIKMAK

Korona etkisi ile bütün hayatlar alt-üst olurken bundan en çokta öğrenciler etkilendiler. Özellikle yurt dışında okuyan üniversite öğrencileri için çözüm yolları ve çareler düşünülmeye başlandı. Geri getirilmeleri, sağlık taramaları, karantina uygulamaları derken, büyük bir seferberlik ilan edildi. Bütün bunlar olurken bir de ülkemizde okuyan yabancı öğrencilerin olduğu gündemimize hiç gelmedi. Dünyanın dört bir yanından öğrenim için ülkemizi tercih edenlere genelde duyarsız kaldık. Özellikle ata yurdumuz Türki Cumhuriyetlerden gelen öğrenciler çeşitli sebeplerden dolayı ülkelerine gidemezken onlara yeterince sahip çıkmadık. Bunlardan birisi de İlahiyat eğitimi için 9 Eylül Üniversitesini seçerek beş yıldır aramızda olan Dildora’dır. Kızımın sınıf arkadaşı olması hasebiyle tanışma bahtiyarlığına erdiğimiz ikinci bir kızımız olmuştu. Mezun olmasına sadece üç ay kalmışken korona onun da hayatını ters yüz etmişti. Hayalleri vardı, mezuniyetine ailesinin de gelmesini büyük bir heyecanla bekliyordu. Geçen yaz tatilinde evine gitmemiş olmasından dolayı büyük bir özlemle Haziran ayını iple çekiyordu.  Kaldığı yurtta kalan öğrenci sayısı azalınca, başka bir yurda transfer etmişlerdi. Tam yerleşip düzen kurmuşken, tekrar başka bir transfer söz konusu olduğunda daha kötü olan şartlarından dolayı gitmek istemeyince dört milyonluk İzmir’e sığamamıştı. Bir arkadaşının ısrar ve tavsiyesi üzerine ta 1800 km öteye Ağrı’ya gitmişti. Dersler on line olduğu için belki çok fazla mağdur olmasa da bu kadar uzağa gitmiş olması vicdanları yaralamıştır. Oysaki Dildora sayesinde ata yurdumuz olan Türk dünyasını tanımıştık. Özbek kültürünün farklılıkları olmakla birlikte bizim özümüz olduğunu görmüştük. Sürekli gülen yüzü, pozitif düşünce ve enerjisi ile herkesin takdirini kazanmıştır. Sovyetlerin bizleri ayrıştırmak için uyguladığı propagandaya rağmen onların; Özbek, Kazak, Tacik, Azeri, Türkmen olmadıklarını hepsinin aslında Türk olduğunu geçte olsa öğrenmiş olduk. Dildora sayesinde bir şeyin daha farkına vardık ki o da düşünce dünyalarının çok fazla dejenere olmadıklarıydı. Hiçbir ön yargı, kötü fikir, aykırı düşünceye sahip olmadıkları ile bizim bir asır önceki atalarımızın bugüne yansımaları gibiydiler.  Sonuç olarak; Dildora sayesinde bütün Türk dünyasını yakın olarak tanıma ve anlama fırsatı bulmuş olduk. Onları yabancı olarak görmek çok büyük haksızlık olacaktır. Farklı devletlerimiz olsa da; dilde, alfabede, düşüncede, duyguda birliktelik sağladığımızda gelecek yüzyıl Türk asrı olacaktır. Bunu gerçekleştirmek içinde bunun bir numunesi olan Dildora’lara hep birlikte sahip çıkmamız elzemdir. Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2020 - Pazartesi

DİLDORA’YA SAHİP ÇIKMAK

Korona etkisi ile bütün hayatlar alt-üst olurken bundan en çokta öğrenciler etkilendiler. Özellikle yurt dışında okuyan üniversite öğrencileri için çözüm yolları ve çareler düşünülmeye başlandı. Geri getirilmeleri, sağlık taramaları, karantina uygulamaları derken, büyük bir seferberlik ilan edildi.

Bütün bunlar olurken bir de ülkemizde okuyan yabancı öğrencilerin olduğu gündemimize hiç gelmedi. Dünyanın dört bir yanından öğrenim için ülkemizi tercih edenlere genelde duyarsız kaldık. Özellikle ata yurdumuz Türki Cumhuriyetlerden gelen öğrenciler çeşitli sebeplerden dolayı ülkelerine gidemezken onlara yeterince sahip çıkmadık.

Bunlardan birisi de İlahiyat eğitimi için 9 Eylül Üniversitesini seçerek beş yıldır aramızda olan Dildora’dır. Kızımın sınıf arkadaşı olması hasebiyle tanışma bahtiyarlığına erdiğimiz ikinci bir kızımız olmuştu. Mezun olmasına sadece üç ay kalmışken korona onun da hayatını ters yüz etmişti. Hayalleri vardı, mezuniyetine ailesinin de gelmesini büyük bir heyecanla bekliyordu. Geçen yaz tatilinde evine gitmemiş olmasından dolayı büyük bir özlemle Haziran ayını iple çekiyordu. 

Kaldığı yurtta kalan öğrenci sayısı azalınca, başka bir yurda transfer etmişlerdi. Tam yerleşip düzen kurmuşken, tekrar başka bir transfer söz konusu olduğunda daha kötü olan şartlarından dolayı gitmek istemeyince dört milyonluk İzmir’e sığamamıştı. Bir arkadaşının ısrar ve tavsiyesi üzerine ta 1800 km öteye Ağrı’ya gitmişti. Dersler on line olduğu için belki çok fazla mağdur olmasa da bu kadar uzağa gitmiş olması vicdanları yaralamıştır.

Oysaki Dildora sayesinde ata yurdumuz olan Türk dünyasını tanımıştık. Özbek kültürünün farklılıkları olmakla birlikte bizim özümüz olduğunu görmüştük. Sürekli gülen yüzü, pozitif düşünce ve enerjisi ile herkesin takdirini kazanmıştır. Sovyetlerin bizleri ayrıştırmak için uyguladığı propagandaya rağmen onların; Özbek, Kazak, Tacik, Azeri, Türkmen olmadıklarını hepsinin aslında Türk olduğunu geçte olsa öğrenmiş olduk.

Dildora sayesinde bir şeyin daha farkına vardık ki o da düşünce dünyalarının çok fazla dejenere olmadıklarıydı. Hiçbir ön yargı, kötü fikir, aykırı düşünceye sahip olmadıkları ile bizim bir asır önceki atalarımızın bugüne yansımaları gibiydiler. 

Sonuç olarak; Dildora sayesinde bütün Türk dünyasını yakın olarak tanıma ve anlama fırsatı bulmuş olduk. Onları yabancı olarak görmek çok büyük haksızlık olacaktır. Farklı devletlerimiz olsa da; dilde, alfabede, düşüncede, duyguda birliktelik sağladığımızda gelecek yüzyıl Türk asrı olacaktır. Bunu gerçekleştirmek içinde bunun bir numunesi olan Dildora’lara hep birlikte sahip çıkmamız elzemdir.

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.