Bünyamin Ertekin
Köşe Yazarı
Bünyamin Ertekin
 

İLÂHİYAT FAKÜLTELERİ NEREYE GİDİYOR?

Geçtiğimiz günlerde Kuranı Kerimde ve Hadisi Şeriflerde namusu iffeti ile mukaddesleşen adeta anıtlaşan Hazreti Meryem annemize zina iftirasında/ imasında bulunan bir İlahiyatçı hocayı! Dinledikten ve öncesinde İlahiyatçı geçinen ve Kur’an‘ın ayetlerini tenkit eden, Hazreti peygamberimiz Muhammet Sav’in hadislerini ve sünnetini inkâr noktasında olan Mezheplere yok diyen mucizeyi kabul etmeyen vb. sapkın fikirlere kapılan birçok İlahiyat hocasına Kamuoyuna yansıyan yönleri ile şahit olmak artık günlük bir hadise gibi oldu. Şimdi bazıları da hemen diyecek ki bunlar bilim adamı kendi dini görüşlerini bir kenara koymak zorundalar. Peki, Siz hiç Matematik ve Fizik kuramlarını inkâr eden Matematikçi ya da Dil bilgisini inkâr eden bir Edebiyatçı gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü görmeniz demek O bilimin inandırıcılığını yitirmesi demektir. O zaman bende bu fikriyattaki kişilere derim ki; git felsefeci ol bilmem neci ol olda ol git ne olursan olda elini eteğini bizim mahalleden çek Anadolu’nun İmanlı gençlerini ifsat etme Müslüman mahallesinde salyangoz satma derim. İslam'ı doğru anlamanın ve doğru yaşamanın tek yolu Allah'ın kelamı Kur'an ve Peygamberimizin sav sünnetini öğrenip onlarla amel etmektir. Kur'an'ı sünnetten ve sünneti de Kur'an'dan ayırmak mümkün değildir. İlahiyat Fakültelerinde “İslam dininin, Tefsir, Hadis, Akaid, Fıkıh, Siyer, Ahlak gibi bütün ilim dalları, 1400 küsur yıldan beri Müctehid âlimlerce asli kaynaklarına uygun olarak bize kadar ulaşan esaslar ve ölçüler çerçevesinde öğretilecek bir model geliştirilmelidir. Aksi taktirde sapkın fikirlere dur diyecek bir model geliştirmez isek, bu tarz sapkın fikirli Hocaları dinleyen İlahiyattaki gençlerden bu tuzağa düşenler, ilerde din diyanet camiasında hoca, muallim, ifta, vaiz gibi mukaddes vazifelerde ve makamlarda geldiklerinde! Sapkın fikirlerini İnsanımıza enjekte edecekler. Ahlakı yozlaşmanın, fikri sapkınlıkların, akidevi buhranların zirve yaparak maneviyatımıza, milli örfümüze, bizi biz yapan kutsal değerlerimiz ki başta aile kurumumuz ve dinimiz olmak üzere bu ulvi kurumlarımızın köklerine saldırarak bu kirli asrın umudu olan bu mukaddes topraklarda yeşerme umudu olan asımın nesline kim ya da kimler ama bilerek ama cehillerinden zarar vermek istiyor, Kimler? Topla tüfekle değiştiremedikleri İslami şuuru sarsmaya çalışıyor. Peki, bizler evlatlarımızı neden İlahiyat Fakültesine gönderiyoruz? İstiyoruz ki milli birlik, beraberliktik ve dahi ümmet birliğimizin teminatı olan mukaddesatımız daha ali olsun daha kavi olsun ilim Halkaları kıyamet sabahına kadar devam etsin. Yoksa! Fakülteye gönderip evlatlarımızın Akaidleri bozulsun, İmanı zafiyet içine girsin, devamında milletin Akaidini zedeleyip yıpratmaları gibi bir derdimiz yok. Devletin herhangi bir kurumunda görev yapsanız O kurumun birliğine bütünlüğüne kuruluş amacına aykırı iş ve söylemlerde bulunursanız Hakkınızda soruşturma açılır ve gereği yapılır. Üniversitelerde de üst kurul YÖK Yüksek Öğrenim Kuruludur. Peki, YÖK İlahiyat Fakültelerinde, Peygamber mesleği diyebileceğimiz ulvi bir Makama gelip O makamın kutsiyetini zedeleyecek davranışlarda bulunanlara karşı ne gibi tavır alıyor? İslam’ın Ruhuna maneviyeyi kudsiyesine pervasızca saldıran, dil uzatan ve bunu din öğretimi adına yapanlara karşı ne gibi ceza veriyor. Sonuçta Akademisyende olsa bir memur. Her suçun ağırlığına göre Üniversitelerin kendi içerisinde bir cezayı karşılığı vardır. Peki, bu bahsi geçen İslam’a saldırıların bir cezası yok mudur? Bilmediğim için soruyorum. Birde Ülkemizde Din işlerimizin idare edildiği Diyanet Kurumu var. Peki diyanette Fetva Makamında olup da bu görüşler hakkında bir Fetvası olan yokmudur? Var diyecekler elbet İnternet sitemizde yayınladık diyecekler, ama kabulüm değil bakın bu konular ulu orta konuşuluyor basın ve sosyal medya yolu ile gencecik tertemiz evlatlarımızın önüne geliyor. Sizlerden de aynı minvalde Kamuoyuna yansıyacak Basında ve Sosyal Medyada sapkın fikirleri çürütecek tarzda çıkışlar bekliyoruz.   Aksi takdirde bu işin sonu iyiye gitmiyor Çünkü bütün Kutsallarımız bir bir kronolojik bir şekilde sıra ile değersizleştirilmeye çalışılıyor. Kimi Hocalar bazı Hadisleri, kimi Hocalar bütün Hadisleri inkâr etti, yetmedi Ayetlere uydurulmuş diyenler oldu, dinimizi asıl kaynağından nakleden o büyük Hadis imamlarımıza müsteşriklere parmak ısıtırcasına saldırdılar, şefaati şehitliği yok saydılar, miracı kaderi inkâr edip Kudüs’ün kutsallığına halel getirdiler, Peygamberi sav sıradanlaştırıp Kudsiyetini buharlaştırıp postacı gibi arz ettiler, mucizeleri inkâr edip, yüce Allah in habibine bildirdiği geleceği bilemez dediler, değil sade İslam âlemine tüm âleme hukuk talim etmiş cihanda görülmemiş mükemmel nizamı ile Müslim gayri Müslim tüm insanlığın adaletine şehadet ettiği Ehlisünnet imamlarına ve onların kutlu yollarını takip ederek yürüyen ehlisünnet mezhepleri reddederken, batılı papazlardan bozma felsefecilerden adeta masum imamlar gibi bahsettiler. Deizm ve Peygamber Sav nefreti yayanlar, İslam’ın kudsiyetine ve Ruhuna saldıranlar kademe kademe bu şekilde ilerliyorlar.   Son olarak ezcümle Bozuk itikada sahip bu gibi şahısların ilahiyat fakültelerinde yer alması ciddi bir tehlikedir. Üniversitelerin İlahiyat fakültelerinde tez zamanda Ehli Sünnet karşıtı görüş paylaşan ne kadar akademisyen varsa hepsiyle Üniversiteler yollarını ayırmalıdır. İlgililerin söz konusu şahıslar ile ilgili olarak gerekeni en acil şekilde yapması zaruridir.   Güzel örnek arayacak olursak çok uzağa gitmeden Şanlı ecdadımızın uygulamalarına bakmamız yeterlidir. O mübarek Dedelerimiz Selçukluda da Osmanlıda da İslam’ı “tebliğ ve tedris”te Dört Mezheb’i esas almak suretiyle itikad ve ibadette bulunmuşlardır. Bu uygulama onları geriletmemiş, bilakis yüzyıllar boyunda dünya hâkimiyetine götürmüştür. Üç kıtaya huzur ve sükûn gelmiştir. Hatta gayr-i müslim tebaa bile memnuniyetlerini izhar eder hâle gelmişlerdir.
Ekleme Tarihi: 27 Mart 2022 - Pazar

İLÂHİYAT FAKÜLTELERİ NEREYE GİDİYOR?

Geçtiğimiz günlerde Kuranı Kerimde ve Hadisi Şeriflerde namusu iffeti ile mukaddesleşen adeta anıtlaşan Hazreti Meryem annemize zina iftirasında/ imasında bulunan bir İlahiyatçı hocayı! Dinledikten ve öncesinde İlahiyatçı geçinen ve Kur’an‘ın ayetlerini tenkit eden, Hazreti peygamberimiz Muhammet Sav’in hadislerini ve sünnetini inkâr noktasında olan Mezheplere yok diyen mucizeyi kabul etmeyen vb. sapkın fikirlere kapılan birçok İlahiyat hocasına Kamuoyuna yansıyan yönleri ile şahit olmak artık günlük bir hadise gibi oldu.
Şimdi bazıları da hemen diyecek ki bunlar bilim adamı kendi dini görüşlerini bir kenara koymak zorundalar. Peki, Siz hiç Matematik ve Fizik kuramlarını inkâr eden Matematikçi ya da Dil bilgisini inkâr eden bir Edebiyatçı gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü görmeniz demek O bilimin inandırıcılığını yitirmesi demektir. O zaman bende bu fikriyattaki kişilere derim ki; git felsefeci ol bilmem neci ol olda ol git ne olursan olda elini eteğini bizim mahalleden çek Anadolu’nun İmanlı gençlerini ifsat etme Müslüman mahallesinde salyangoz satma derim.
İslam'ı doğru anlamanın ve doğru yaşamanın tek yolu Allah'ın kelamı Kur'an ve Peygamberimizin sav sünnetini öğrenip onlarla amel etmektir. Kur'an'ı sünnetten ve sünneti de Kur'an'dan ayırmak mümkün değildir. İlahiyat Fakültelerinde “İslam dininin, Tefsir, Hadis, Akaid, Fıkıh, Siyer, Ahlak gibi bütün ilim dalları, 1400 küsur yıldan beri Müctehid âlimlerce asli kaynaklarına uygun olarak bize kadar ulaşan esaslar ve ölçüler çerçevesinde öğretilecek bir model geliştirilmelidir. Aksi taktirde sapkın fikirlere dur diyecek bir model geliştirmez isek, bu tarz sapkın fikirli Hocaları dinleyen İlahiyattaki gençlerden bu tuzağa düşenler, ilerde din diyanet camiasında hoca, muallim, ifta, vaiz gibi mukaddes vazifelerde ve makamlarda geldiklerinde! Sapkın fikirlerini İnsanımıza enjekte edecekler.
Ahlakı yozlaşmanın, fikri sapkınlıkların, akidevi buhranların zirve yaparak maneviyatımıza, milli örfümüze, bizi biz yapan kutsal değerlerimiz ki başta aile kurumumuz ve dinimiz olmak üzere bu ulvi kurumlarımızın köklerine saldırarak bu kirli asrın umudu olan bu mukaddes topraklarda yeşerme umudu olan asımın nesline kim ya da kimler ama bilerek ama cehillerinden zarar vermek istiyor, Kimler? Topla tüfekle değiştiremedikleri İslami şuuru sarsmaya çalışıyor.
Peki, bizler evlatlarımızı neden İlahiyat Fakültesine gönderiyoruz? İstiyoruz ki milli birlik, beraberliktik ve dahi ümmet birliğimizin teminatı olan mukaddesatımız daha ali olsun daha kavi olsun ilim Halkaları kıyamet sabahına kadar devam etsin. Yoksa! Fakülteye gönderip evlatlarımızın Akaidleri bozulsun, İmanı zafiyet içine girsin, devamında milletin Akaidini zedeleyip yıpratmaları gibi bir derdimiz yok.
Devletin herhangi bir kurumunda görev yapsanız O kurumun birliğine bütünlüğüne kuruluş amacına aykırı iş ve söylemlerde bulunursanız Hakkınızda soruşturma açılır ve gereği yapılır. Üniversitelerde de üst kurul YÖK Yüksek Öğrenim Kuruludur. Peki, YÖK İlahiyat Fakültelerinde, Peygamber mesleği diyebileceğimiz ulvi bir Makama gelip O makamın kutsiyetini zedeleyecek davranışlarda bulunanlara karşı ne gibi tavır alıyor? İslam’ın Ruhuna maneviyeyi kudsiyesine pervasızca saldıran, dil uzatan ve bunu din öğretimi adına yapanlara karşı ne gibi ceza veriyor. Sonuçta Akademisyende olsa bir memur. Her suçun ağırlığına göre Üniversitelerin kendi içerisinde bir cezayı karşılığı vardır. Peki, bu bahsi geçen İslam’a saldırıların bir cezası yok mudur? Bilmediğim için soruyorum.
Birde Ülkemizde Din işlerimizin idare edildiği Diyanet Kurumu var. Peki diyanette Fetva Makamında olup da bu görüşler hakkında bir Fetvası olan yokmudur? Var diyecekler elbet İnternet sitemizde yayınladık diyecekler, ama kabulüm değil bakın bu konular ulu orta konuşuluyor basın ve sosyal medya yolu ile gencecik tertemiz evlatlarımızın önüne geliyor. Sizlerden de aynı minvalde Kamuoyuna yansıyacak Basında ve Sosyal Medyada sapkın fikirleri çürütecek tarzda çıkışlar bekliyoruz.
 
Aksi takdirde bu işin sonu iyiye gitmiyor
Çünkü bütün Kutsallarımız bir bir kronolojik bir şekilde sıra ile değersizleştirilmeye çalışılıyor. Kimi Hocalar bazı Hadisleri, kimi Hocalar bütün Hadisleri inkâr etti, yetmedi Ayetlere uydurulmuş diyenler oldu, dinimizi asıl kaynağından nakleden o büyük Hadis imamlarımıza müsteşriklere parmak ısıtırcasına saldırdılar, şefaati şehitliği yok saydılar, miracı kaderi inkâr edip Kudüs’ün kutsallığına halel getirdiler, Peygamberi sav sıradanlaştırıp Kudsiyetini buharlaştırıp postacı gibi arz ettiler, mucizeleri inkâr edip, yüce Allah in habibine bildirdiği geleceği bilemez dediler, değil sade İslam âlemine tüm âleme hukuk talim etmiş cihanda görülmemiş mükemmel nizamı ile Müslim gayri Müslim tüm insanlığın adaletine şehadet ettiği Ehlisünnet imamlarına ve onların kutlu yollarını takip ederek yürüyen ehlisünnet mezhepleri reddederken, batılı papazlardan bozma felsefecilerden adeta masum imamlar gibi bahsettiler. Deizm ve Peygamber Sav nefreti yayanlar, İslam’ın kudsiyetine ve Ruhuna saldıranlar kademe kademe bu şekilde ilerliyorlar.
 
Son olarak ezcümle Bozuk itikada sahip bu gibi şahısların ilahiyat fakültelerinde yer alması ciddi bir tehlikedir. Üniversitelerin İlahiyat fakültelerinde tez zamanda Ehli Sünnet karşıtı görüş paylaşan ne kadar akademisyen varsa hepsiyle Üniversiteler yollarını ayırmalıdır. İlgililerin söz konusu şahıslar ile ilgili olarak gerekeni en acil şekilde yapması zaruridir.
 
Güzel örnek arayacak olursak çok uzağa gitmeden Şanlı ecdadımızın uygulamalarına bakmamız yeterlidir. O mübarek Dedelerimiz Selçukluda da Osmanlıda da İslam’ı “tebliğ ve tedris”te Dört Mezheb’i esas almak suretiyle itikad ve ibadette bulunmuşlardır. Bu uygulama onları geriletmemiş, bilakis yüzyıllar boyunda dünya hâkimiyetine götürmüştür. Üç kıtaya huzur ve sükûn gelmiştir. Hatta gayr-i müslim tebaa bile memnuniyetlerini izhar eder hâle gelmişlerdir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.