Kapitalizm,savaşta ölenleri sayıların gücü ile kolayca unutturur. Kanı ,canı ,hatıraları olan insanlar bir kez sayılara dönüştürüldükten sonra geriye bir şey kalmaz .
Diğer taraftan sayılar vasıtasıyla ölenlerin değersizleştirilmesi yeni bir nevi,gerektiğinde kullanılmak üzere dondurma işlemine benzetebiliriz. Kapitalizm, toplumu yönlendirmek için bireyleri sayılara dönüştürülürse de bunların içinden gerekenleri gerektiği zaman kullanmaktan asla vazgeçmez. Kapitalizm, savaşa inanarak gidenler ya da kamuoyunun etkisi ile savaş lehine tavır alanlar arasında birkaç tanesini seçer ve kamuoyunun kendini özleştirmerebilmesi için Yıldız haline getirir.
Ölü yıldızlar ........
İşte kadına şiddet meselesi de Kapitalizm için rezerv konularındandır.Erkeklerle kadınlar arasında Özlenen ayrıştırmanın tam olarak sağlanması için neredeyse kadın cinayetlerinin tamamı kullanılır.Her kadın ölümü günlerce kamuoyunu meşgul eder durum öyle bir hal alır ki kamuoyu erkeklerin sadece kadınları öldürmek için var olduklarını konuşmaya başlar.
Sahi 18 ağustosta vuku bulan menfur bir cinayet niçin 23 Ağustosta büyük bir gürültü ile kamuoyuna servis edildi?! O tarihler arasın da kamuoyunun dikkatinden kaçırılanlar ne olabir ki?!
Ve saygıdeğer kadınlar.... Hanımefendiler ...
Hiç merak etmeyin,Sizler kapitalizm için erkeklerden de değersizsiniz.Kapitalizm kadını en baştan beri bir Meta olarak görmüştür.
Düşünün lütfen:Çözülen Doğu Bloğuyla pazara düşen Slav kadınlar ya da Irak işgalinin ve Suriye savaşının ertesinde pazara düşen Arap kadınlar,neden kimsenin umurunda olmadı? Ve olmuyor ... Bakın para karşılığı fuhuş tüm hızıyla devam ediyor.Yani kadın bedeni halen para karşılığı alınıp satılıyor ancak neden feministler ya da kadın hakları savunucuları bu konuda tek laf etmiyor.
Kadınlar kapitalizmin hiçbir zaman umurunda olmadı.Onlar sadece toplumun hücrelerine kadar dağılmasının peşindeler.
Yuvasından ve sahiplenen bir erkten koparmayı başardıkları bir kadını,daha kolay Manipüle edileceğini, onlar çok iyi biliyorlar.Böylece kadına daha rahat ulaşacaklarını da biliyorlar.Onların kadına ulaşmadaki tek engeli aile ve onu sahiplenen erkektir.Kadının,aile ve erkekle arasına mesafe koymayı başararak kadını savunmasız bırakmayı hedefliyorlar. Bunun için de şimdilik onları tatmin edecek AYRICALIKLI ödüller veriyorlar..Ama dikkat edin! Bu ödüller uzlaşana,anlaşana değil ayrışana/uzaklaşana veriliyor...Pozitif ayrımcılık. vs....
Hatırlıyor musunuz?Unutturmaya çalışıyorlar belki ama ev içi kavga ya da tartışmalar eskiden bir şekilde çözülürdü. Arabulucu komşu ya da akrabalar dayı,amca kolayca bulunurdu.Sonunda da bir şekilde bir araya gelen eşler konuşur, anlaşırlardı.Medeni bir şekilde bir karar verirlerdi.... Sonu ayrılık bile olsa ciddi travmalara yol açabilecek bir husumet olmuyordu.Oysa güncel bir takım mevzuatlar ile karşılaşan bir ailede bu mümkün mü? Aksine...
Şimdi sadece ayrılmıyor insanlar...Sistematik bir şekilde AYRIŞTIRILIYORLAR..
Sahi asıl şiddet kadın bedeninin pazarlanması değil mi?!
Kalın sağlıcakla..Bâki selâmlar