Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

ÖLMEYE İHTİYACIMIZ VAR

ÖLMEYE İHTİYACIMIZ VAR  En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…   Allah Rasulü efendimizin çok güzel sözlerinden biri ‘Ölmeden önce ölünüz’hadisidir. Ömür muhasebesini dünyada yapan insan, ölmeden evvel ölmüş demektir. Dünya hayatının bitimiyle yeni bir hayata geçilir. Tabi ki bu ahiret hayatına iman eden insanlar için geçerlidir. O hâlde, bu dünyada âhiret için hazırlanan insan ölmeden evvel ölmüş demektir.   Ölümden korkar mı insan? Korkar, her insanın korkması da farklı tabi. Kimi insan imansız gitmekten korkarken, kimi bu dünyanın sefasını bırakmaktan korkar. Kimi de bu dünyada ki işlediği günahlarından dolayı cezalandırılmaktan korkar ve ölümü istemez. Kendi adıma söylemeliyim ki ölmekten ben de korkuyorum. ‘Keşke’ demekten, yapabilecekken yapmadığım hayırlardan, Allah yolunda Allah’ın kulları için vermemekten daha çok hayır söylememekten gibi  birçok şeyden dolayı ölmekten bende korkuyorum galiba.  Günlük hayatımızın tam da orta yerine oturan ‘Ölüm’ kavramını biraz daha derinden düşünmemize sebep, önü alınamayan bu virüs oldu. Herkes içten içe belirsizliğin kapladığı, endişenin hakim olduğu huzursuz bir zamanı yaşıyor. Tüm dünyanın tüm dengesi bir anda değişti. Bu salgına yakalanmak ve bundan korunabilmek önceliğimiz oldu. Bu durumda tüm insanlık nasıl hareket edebilirizin derdinde.  Bu akşam  bir haber programında, virüsle ilgili konuşan hocalardan biri, Hastanelerde salgına yakalanan hastalarında gözlemlediği şeyin, tedavi olurken kimsenin televizyon izlemediği, haberleri dinlemediği tam bir sessizliğin hakim olduğunu söyledi. İnsan ölümle yüzleştiği anlarda öyle olur. Çok değer verdiğimiz dünyanın bize hiç değer vermediğini, kendi inancımızın ve bakış açılarımızın şekillendirdiği bu dünya ile yüzleşmedir aslında. Nedir hakikat ve ne kalır gerçek adına bu çok sevdiği dünyada?  İnsanlar ölürken tüm hayatını gözlerinin önünden geçeceği söylenir. Eğer o hayat Allah’ın rızasına uygun bir yaşam olmuşsa ne mutlu. Ama bizler bu kısacık yaşantımızın içinde dünyaya daldık  ve asıl yapmamız gereken şeyleri yapmadık. Hz. Lut (a.s.) kavmi helâk olurken yetmiş bin kişinin gece ibadetinde olduğu söylenir. ’Neden?’ diye sorulduğunda ‘Onlar emri bil maruf nehyi’l anil münker yapmıyorlardı’ buyurulmuş. Günümüzde haksızlığa, zulme, kötülüğe ‘Dur’ demek için elimizi taşın altına koymamaya başladık. Yardıma ihtiyacının var olduğunu bildiklerimize ‘Nasılsa birileri yardım eder’ diye yüzümüzü çevirdik. Bazı hocaların dinin emir ve yasaklarını kolaylık adına itibarsızlaştırdık. En değerli sayılacak ibadetlerin içine gösteriş ve riyayı  soktuk amelimizden de olduk! Ölüm hayatımızın merkezinden kaybolmuştu. Bizim ölmeye ihtiyacımız vardı! Ölüp ölüp dirilmeye  çok ihtiyacımız vardı!  Eskiden insanlar gök gürültüsünden korkar, şimşekten kaçınırdı. Zelzeleden korkar gücün kuvvetin kimde olduğunu bilirdi ama bu korkular sadece anlık oldu ve biz korkuyu da unuttuk. Şimdi ise uzun süreli bir korkuyla sınanıyoruz.   Ölmeden evvel ölenler ise Hakka bu dünyada rücu ederler; hayatlarını ilâhî emirler dairesinde geçirirler; Allah'ın rahmetine dünyada iltica eder, gazabından da yine dünyada korkarlar. İşte bu bahtiyar insanlar âhirette de Hakka rücu ederler; ama bu rücu onlar için Allah'a vâsıl olma ve lütfuna erme rızasını kazanma şeklinde tezahür eder.  ’ İlahi bizim maksadımız sensin, Rızanı talep ederiz…’ Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 28 Mart 2020 - Cumartesi

ÖLMEYE İHTİYACIMIZ VAR

ÖLMEYE İHTİYACIMIZ VAR 

En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
  Allah Rasulü efendimizin çok güzel sözlerinden biri ‘Ölmeden önce ölünüz’hadisidir. Ömür muhasebesini dünyada yapan insan, ölmeden evvel ölmüş demektir. Dünya hayatının bitimiyle yeni bir hayata geçilir. Tabi ki bu ahiret hayatına iman eden insanlar için geçerlidir. O hâlde, bu dünyada âhiret için hazırlanan insan ölmeden evvel ölmüş demektir.
  Ölümden korkar mı insan? Korkar, her insanın korkması da farklı tabi. Kimi insan imansız gitmekten korkarken, kimi bu dünyanın sefasını bırakmaktan korkar. Kimi de bu dünyada ki işlediği günahlarından dolayı cezalandırılmaktan korkar ve ölümü istemez. Kendi adıma söylemeliyim ki ölmekten ben de korkuyorum. ‘Keşke’ demekten, yapabilecekken yapmadığım hayırlardan, Allah yolunda Allah’ın kulları için vermemekten daha çok hayır söylememekten gibi  birçok şeyden dolayı ölmekten bende korkuyorum galiba.
 Günlük hayatımızın tam da orta yerine oturan ‘Ölüm’ kavramını biraz daha derinden düşünmemize sebep, önü alınamayan bu virüs oldu. Herkes içten içe belirsizliğin kapladığı, endişenin hakim olduğu huzursuz bir zamanı yaşıyor. Tüm dünyanın tüm dengesi bir anda değişti. Bu salgına yakalanmak ve bundan korunabilmek önceliğimiz oldu. Bu durumda tüm insanlık nasıl hareket edebilirizin derdinde.
 Bu akşam  bir haber programında, virüsle ilgili konuşan hocalardan biri, Hastanelerde salgına yakalanan hastalarında gözlemlediği şeyin, tedavi olurken kimsenin televizyon izlemediği, haberleri dinlemediği tam bir sessizliğin hakim olduğunu söyledi. İnsan ölümle yüzleştiği anlarda öyle olur. Çok değer verdiğimiz dünyanın bize hiç değer vermediğini, kendi inancımızın ve bakış açılarımızın şekillendirdiği bu dünya ile yüzleşmedir aslında. Nedir hakikat ve ne kalır gerçek adına bu çok sevdiği dünyada?
 İnsanlar ölürken tüm hayatını gözlerinin önünden geçeceği söylenir. Eğer o hayat Allah’ın rızasına uygun bir yaşam olmuşsa ne mutlu. Ama bizler bu kısacık yaşantımızın içinde dünyaya daldık  ve asıl yapmamız gereken şeyleri yapmadık. Hz. Lut (a.s.) kavmi helâk olurken yetmiş bin kişinin gece ibadetinde olduğu söylenir. ’Neden?’ diye sorulduğunda ‘Onlar emri bil maruf nehyi’l anil münker yapmıyorlardı’ buyurulmuş. Günümüzde haksızlığa, zulme, kötülüğe ‘Dur’ demek için elimizi taşın altına koymamaya başladık. Yardıma ihtiyacının var olduğunu bildiklerimize ‘Nasılsa birileri yardım eder’ diye yüzümüzü çevirdik.
Bazı hocaların dinin emir ve yasaklarını kolaylık adına itibarsızlaştırdık. En değerli sayılacak ibadetlerin içine gösteriş ve riyayı  soktuk amelimizden de olduk! Ölüm hayatımızın merkezinden kaybolmuştu. Bizim ölmeye ihtiyacımız vardı! Ölüp ölüp dirilmeye  çok ihtiyacımız vardı!
 Eskiden insanlar gök gürültüsünden korkar, şimşekten kaçınırdı. Zelzeleden korkar gücün kuvvetin kimde olduğunu bilirdi ama bu korkular sadece anlık oldu ve biz korkuyu da unuttuk. Şimdi ise uzun süreli bir korkuyla sınanıyoruz.
  Ölmeden evvel ölenler ise Hakka bu dünyada rücu ederler; hayatlarını ilâhî emirler dairesinde geçirirler; Allah'ın rahmetine dünyada iltica eder, gazabından da yine dünyada korkarlar. İşte bu bahtiyar insanlar âhirette de Hakka rücu ederler; ama bu rücu onlar için Allah'a vâsıl olma ve lütfuna erme rızasını kazanma şeklinde tezahür eder.
 ’ İlahi bizim maksadımız sensin, Rızanı talep ederiz…’
Ravza Zeybek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.