Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

İstanbul Sözleşmesi Huzur Vermedi

İstanbul Sözleşmesi Huzur Vermedi  En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…   Mesafeli normalleşme süreci yaşamaya çalıştığımız yeni dünyaya alışmaya çalışırken, olumlu ve güzel haberler de  duymaya başladık.  Nedir efendim bu güzel haber? İki gün önce Numan Kurtulmuş Beyin bir açıklaması oldu. Son dönemlerde bayağı bir konu olan eleştirilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili, ‘Sözleşmeden çekilme ile ilgili hazırlık yapılıyor. İstanbul Sözleşmesi, imzalanması yanlıştı. O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak.’ Dedi   Bir yanda sevinç çığlıkları atılırken bir yanda da veryansın edenler, hatta her fırsatta alay ettikleri her türlü hakareti reva gördükleri bazı kimselerden konuya ilişkin yardım istemişler. Gözlerim yaşardı doğrusu…Her neyse  benim asıl üzerinde durmak  isteğim şey; bu gurubun sözleşme iptal edilirse ‘ Tüm kadınlar şiddet görür, yada şiddet görenler nereye gider’ diye bir endişe etmeleri.   Türkiye, sözleşmeyi  11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Sekiz yıldır yürürlükte olan bir ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır. Buna mukabil Ülkenin durumu hiçte iyiye gitmemiş. Adalet Bakanlığı verilerine göre, aile içi şiddette kolluk kuvvetlerinin aldığı, mahkemeler tarafından onaylanan karar sayısı 2013’te 60 bin civarındayken 2017’de 100 bine yaklaştı. Bu durumda son 5 yılda kolluk kuvvetlerinin acil durum kapsamında verdiği koruma kararı sayısında yüzde 70’e yakın bir artış var.  2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle evli olmayan kadınlara da korunma talebinde bulunabilme hakkı tanınmıştı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, yasanın yürürlüğe girdiği ilk yılda koruma taleplerinde 2 kattan fazla artış yaşandı. 2012'den bu yana geçen sürede korunma talebinde bulunan kadınların sayısı beş kat arttı.(Verilerle Türkiye’de kadına şiddetin anatomisi –NTV.com tr)    Benim merak ettiğim (araştırdım ama bulamadım) Kaç ailenin şiddete bağlı olarak ailesinde iyileşme oldu? Aile içinde şiddet hukuksal haklar üzerinden iyileşmez. İyileştiremezsiniz! Kadın ve erkeği karşı karşıya getirmekten başka işe yaramaz. Ben inançlı biriyim ve fikirlerimi bu inanç üzerinden anlatırım. Buna göre kadın ve erkek birbirlerine merhamet etmedikleri taktirde orada huzurdan bahsedemeyiz. Ya da bu merhameti kanunla veremezsiniz ve kadını koruyamazsınız.  Veda Hutbesinde Efendimiz: ’Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve  Allah'ın emriyle kendinize helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.’ Buyurarak dikkat çekmiş   eşleriyle olan ilişkilerinde kendi kızlarına karşı  olan davranışlarıyla tüm insanlığa örnek olmuştur.   Bu sözleşmenin iptali söz konusu olursa daha çok şiddet olacakmış gibi bir algı oluşturuluyor. Göz ardı ettikleri en büyük sorunlardan birisi olan televizyon dizlerinin ahlâkı nasıl etkilediği, internet üzerinden yayın yapan sapkın ve şiddet içerikli dizilerin izlenme rekorları kırdığını kimse gündeme getirmek istemiyor. Toplumun büyük bir kısmının izlediği bu dizlerle toplum ahlakı nasıl korunacak ve yaşanan olumsuzluklar nasıl giderilecek.     Yüce Rabbimizin şeytanın insanı kandırdığını ve insanı alçaltmak için neler yapabildiğini bildirmiş. Bunlar sürpriz değil ki! Bizim ne yaptığımız neleri yapmadığımız önemli. Başlarımızı kuma gömüp bize dokunmayan yılan bin yaşasın demeye devam mı edeceğiz? Elimizden kayıp giden çocuklarımız için ailemiz için şimdi bir şeyler yapmazsak yarın çok geç olacak. Değişen dünyaya göre değişmeyen temel esasları onlara anlatmamız ve onlarla ilgilenmemiz lazım. Kendimizi iyileştirmemiz ve kendimize gelmemiz gerekir.    Kadın ve erkek birbirine karşı merhameti kaybettiği anda  birbirlerine karşı sorumluluk duymayacak ve aile içinde her türlü  huzursuzluk yaşanmaya başlar. Bu sorunların özümü karakollarda veya mahkeme salonlarında olmayacaktır. Yaşanan olumsuzluğun ve sorunun çözümü yine aile içinde olmalıdır.    Şiddetin çözümünün inanç üzerinden çözüleceğine inanıyorum. Şiddetin kaynağı zaten merhamet yoksunluğundan kaynaklanan anlayıştan çıkar. İnsanda merhamet ve inanç olmadı mı,  kadına da zulüm eder, çocuğa da hatta hayvana bile bu zulmü reva görür.   İslam  bir çok konuda olduğu gibi bize yön ve çözüm sunan tek gerçek. Kur’an’dan ve İslam’dan ayrı olan türlü çözüm yolu bana göre zaman kaybı olacaktır.  Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 05 Temmuz 2020 - Pazar

İstanbul Sözleşmesi Huzur Vermedi

İstanbul Sözleşmesi Huzur Vermedi
 En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
  Mesafeli normalleşme süreci yaşamaya çalıştığımız yeni dünyaya alışmaya çalışırken, olumlu ve güzel haberler de  duymaya başladık.  Nedir efendim bu güzel haber? İki gün önce Numan Kurtulmuş Beyin bir açıklaması oldu. Son dönemlerde bayağı bir konu olan eleştirilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili, ‘Sözleşmeden çekilme ile ilgili hazırlık yapılıyor. İstanbul Sözleşmesi, imzalanması yanlıştı. O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak.’ Dedi
  Bir yanda sevinç çığlıkları atılırken bir yanda da veryansın edenler, hatta her fırsatta alay ettikleri her türlü hakareti reva gördükleri bazı kimselerden konuya ilişkin yardım istemişler. Gözlerim yaşardı doğrusu…Her neyse  benim asıl üzerinde durmak  isteğim şey; bu gurubun sözleşme iptal edilirse ‘ Tüm kadınlar şiddet görür, yada şiddet görenler nereye gider’ diye bir endişe etmeleri.
  Türkiye, sözleşmeyi  11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Sekiz yıldır yürürlükte olan bir ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır. Buna mukabil Ülkenin durumu hiçte iyiye gitmemiş.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, aile içi şiddette kolluk kuvvetlerinin aldığı, mahkemeler tarafından onaylanan karar sayısı 2013’te 60 bin civarındayken 2017’de 100 bine yaklaştı. Bu durumda son 5 yılda kolluk kuvvetlerinin acil durum kapsamında verdiği koruma kararı sayısında yüzde 70’e yakın bir artış var. 
2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle evli olmayan kadınlara da korunma talebinde bulunabilme hakkı tanınmıştı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, yasanın yürürlüğe girdiği ilk yılda koruma taleplerinde 2 kattan fazla artış yaşandı. 2012'den bu yana geçen sürede korunma talebinde bulunan kadınların sayısı beş kat arttı.(Verilerle Türkiye’de kadına şiddetin anatomisi –NTV.com tr)
   Benim merak ettiğim (araştırdım ama bulamadım) Kaç ailenin şiddete bağlı olarak ailesinde iyileşme oldu? Aile içinde şiddet hukuksal haklar üzerinden iyileşmez. İyileştiremezsiniz! Kadın ve erkeği karşı karşıya getirmekten başka işe yaramaz. Ben inançlı biriyim ve fikirlerimi bu inanç üzerinden anlatırım. Buna göre kadın ve erkek birbirlerine merhamet etmedikleri taktirde orada huzurdan bahsedemeyiz. Ya da bu merhameti kanunla veremezsiniz ve kadını koruyamazsınız.
 Veda Hutbesinde Efendimiz: ’Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve  Allah'ın emriyle kendinize helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.’ Buyurarak dikkat çekmiş   eşleriyle olan ilişkilerinde kendi kızlarına karşı  olan davranışlarıyla tüm insanlığa örnek olmuştur.
  Bu sözleşmenin iptali söz konusu olursa daha çok şiddet olacakmış gibi bir algı oluşturuluyor. Göz ardı ettikleri en büyük sorunlardan birisi olan televizyon dizlerinin ahlâkı nasıl etkilediği, internet üzerinden yayın yapan sapkın ve şiddet içerikli dizilerin izlenme rekorları kırdığını kimse gündeme getirmek istemiyor. Toplumun büyük bir kısmının izlediği bu dizlerle toplum ahlakı nasıl korunacak ve yaşanan olumsuzluklar nasıl giderilecek.  
  Yüce Rabbimizin şeytanın insanı kandırdığını ve insanı alçaltmak için neler yapabildiğini bildirmiş. Bunlar sürpriz değil ki! Bizim ne yaptığımız neleri yapmadığımız önemli. Başlarımızı kuma gömüp bize dokunmayan yılan bin yaşasın demeye devam mı edeceğiz? Elimizden kayıp giden çocuklarımız için ailemiz için şimdi bir şeyler yapmazsak yarın çok geç olacak. Değişen dünyaya göre değişmeyen temel esasları onlara anlatmamız ve onlarla ilgilenmemiz lazım. Kendimizi iyileştirmemiz ve kendimize gelmemiz gerekir. 
  Kadın ve erkek birbirine karşı merhameti kaybettiği anda  birbirlerine karşı sorumluluk duymayacak ve aile içinde her türlü  huzursuzluk yaşanmaya başlar. Bu sorunların özümü karakollarda veya mahkeme salonlarında olmayacaktır. Yaşanan olumsuzluğun ve sorunun çözümü yine aile içinde olmalıdır.
   Şiddetin çözümünün inanç üzerinden çözüleceğine inanıyorum. Şiddetin kaynağı zaten merhamet yoksunluğundan kaynaklanan anlayıştan çıkar. İnsanda merhamet ve inanç olmadı mı,  kadına da zulüm eder, çocuğa da hatta hayvana bile bu zulmü reva görür.   İslam  bir çok konuda olduğu gibi bize yön ve çözüm sunan tek gerçek. Kur’an’dan ve İslam’dan ayrı olan türlü çözüm yolu bana göre zaman kaybı olacaktır. 
Ravza Zeybek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.