Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

HERŞEY HAKİKÂTİ GÖRMEKLE BAŞLAR.

HERŞEY HAKİKÂTİ GÖRMEKLE BAŞLAR   En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…   Uzun zamandan beri gerek muhalefet tarafından, gerekse terör gruplarının çıkardığı seslere baktığımızda Türkiye’nin güvensiz, yaşam kalitesi düşük, can güvenliğinin olmadığı bir ülkeymiş gibi bağırıp durdular… Oldukça da çok gürültü  çıkarmaya çalıştılar, her platformda ve özellikle medyada bas bas bağırdılar. Hatta halkın içinde vuku bulan  üzücü olayları allayıp pulladılar ki; ‘Gördünüz mü, biz size ne demiştik hükümetin insanları getirdiği nokta işte bu?’ demekten bile beri durmadılar. Bizim içimiz mi kötüleşti bilemiyorum ama toplumun içinde herne olursa olsun ‘Ya bunlar mı sebep oldu acaba?’ demekten kendimizi alamaz olduk. Niye böyle düşünür olduk?  Bu topraklarda olan her şeyin öylesine olmadığını öğrendiğimiz için her şeye şüphe ile bakar olduk! Bizim insanımız özünden vaz geçmedikten sonra onlardan böylesine kötü şeyler zuhur etmez diye bilirdik..!   Hatırlayalım daha düne kadar içimizdeki ve dışımızdaki düşmanların bizlere yaptırım gücü terör olaylarıydı.  Terör, herhangi bir amaca (bu amaç çoğunlukla siyasaldır) ulaşmak için, sivillerin veya güvenlik görevlilerinin, propagandaya yönelik, ses getirici eylemlerle öldürülmesidir(Y. E. Karamanoğlu / İstatistikçiler Dergisi: İstatistik & Aktüerya, 2016)   Devletin her alanda artan gücü ve kuvveti  uluslararası konularda ki başarıları ve ilişkileri, terörle vermiş olduğu mücadeledeki olumlu sonuçlarının neticesi olarak,  terör grupları da  faaliyetlerinin şeklini değiştirmiş durumda. Komplo teorileri ve toplumun sinir uçlarına basmak, özellikle medya üzerinden genele yayılan,  yalan yanlış haberler oluşturmaya başladılar. Ya tutarsa mantığıyla hareket eden bu şer odakları her türlü karalama ve algıyı sürdürmektedirler.   Güvenlik güçlerimizin bu bağlamda son dönemlerde çok başarılı çalışmaları olmuştur. Çıkabilecek birçok olumsuzlukların önünü kesmiştir. Bu kadar olumlu gelişmelerin yanında her geçen gün,  aile üzerine oynanan oyunlar başarıyla devam edegelmiştir. Kimi zaman bakıyorum sanki herkes mutsuz, kavgalı, geçimsizmiş gibi bir algı oluşturuldu. Televizyonlara çıkan herkes katil, eşini aldatan ve gayri meşru bir ilişkisi var..!   Aile içinde ki bu olumsuzlukları da her şeyde olduğu gibi devletin boynuna dolamayı başardılar. İnsan manevi değerlerden uzaklaştıkça, menfaatlerinin peşinde koştukça mutlu olamayacak. Özendirilen seküler anlayış bizden olmadığı gibi bizim derdimize deva da olmuyor. Özellikle  sosyal medyadan paylaşılan özel yaşam alanları, faaliyetleri, tatilleri yani yaşadıkları her şeyi ‘Başkalarına sunmalık’ olarak algılayan, beğeni sayısıyla veya izlenme sayısı ve yorumlarıyla mutlu veya mutsuz olan insanları gerçekçi duygular mutlu etmemekte. Aile içinde ‘Onda var  bende yok’, ‘Onlar gitmiş biz gitmiyoruz’ …Gibi daha nice birçok konuda aileler yara almakta.   Bizden olmayan ama bize dayatılan yaşam şekliyle mutsuzluğun kapısını araladığımız   aşikardır bunun içindir yüce Rabbimiz: ‘’ Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır’’(Nisa suresi 136.Ayet) Buyurmuştur.   Her sorun yine dönüp dolaşıp inancımızla veya inançsızlığımızla yüzleşiyor. Sorunun farkında olmak çözümü kolaylaştırır ama her dönemin imtihanı olan  mal, mülk ve dünya sevgisi oldukça iyileşemeyeceğiz. Ne yapmak gerek o zaman? Öze ve özümüze döneceğiz..! Buna mecburuz değişimlerimizi günümüze uyarlayabiliriz, sosyal medyayı kullanabiliriz, araç gereçleri kullanabiliriz ama kendimizi ve değerlerimize sarılarak yapabiliriz…       Ravza ZEYBEK
Ekleme Tarihi: 11 Aralık 2019 - Çarşamba

HERŞEY HAKİKÂTİ GÖRMEKLE BAŞLAR.

HERŞEY HAKİKÂTİ GÖRMEKLE BAŞLAR
 

En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
  Uzun zamandan beri gerek muhalefet tarafından, gerekse terör gruplarının çıkardığı seslere baktığımızda Türkiye’nin güvensiz, yaşam kalitesi düşük, can güvenliğinin olmadığı bir ülkeymiş gibi bağırıp durdular… Oldukça da çok gürültü  çıkarmaya çalıştılar, her platformda ve özellikle medyada bas bas bağırdılar. Hatta halkın içinde vuku bulan  üzücü olayları allayıp pulladılar ki; ‘Gördünüz mü, biz size ne demiştik hükümetin insanları getirdiği nokta işte bu?’ demekten bile beri durmadılar.
Bizim içimiz mi kötüleşti bilemiyorum ama toplumun içinde herne olursa olsun ‘Ya bunlar mı sebep oldu acaba?’ demekten kendimizi alamaz olduk. Niye böyle düşünür olduk?  Bu topraklarda olan her şeyin öylesine olmadığını öğrendiğimiz için her şeye şüphe ile bakar olduk! Bizim insanımız özünden vaz geçmedikten sonra onlardan böylesine kötü şeyler zuhur etmez diye bilirdik..!
  Hatırlayalım daha düne kadar içimizdeki ve dışımızdaki düşmanların bizlere yaptırım gücü terör olaylarıydı.  Terör, herhangi bir amaca (bu amaç çoğunlukla siyasaldır) ulaşmak için, sivillerin veya güvenlik görevlilerinin, propagandaya yönelik, ses getirici eylemlerle öldürülmesidir(Y. E. Karamanoğlu / İstatistikçiler Dergisi: İstatistik & Aktüerya, 2016)
  Devletin her alanda artan gücü ve kuvveti  uluslararası konularda ki başarıları ve ilişkileri, terörle vermiş olduğu mücadeledeki olumlu sonuçlarının neticesi olarak,  terör grupları da  faaliyetlerinin şeklini değiştirmiş durumda. Komplo teorileri ve toplumun sinir uçlarına basmak, özellikle medya üzerinden genele yayılan,  yalan yanlış haberler oluşturmaya başladılar. Ya tutarsa mantığıyla hareket eden bu şer odakları her türlü karalama ve algıyı sürdürmektedirler.
  Güvenlik güçlerimizin bu bağlamda son dönemlerde çok başarılı çalışmaları olmuştur. Çıkabilecek birçok olumsuzlukların önünü kesmiştir. Bu kadar olumlu gelişmelerin yanında her geçen gün,  aile üzerine oynanan oyunlar başarıyla devam edegelmiştir. Kimi zaman bakıyorum sanki herkes mutsuz, kavgalı, geçimsizmiş gibi bir algı oluşturuldu. Televizyonlara çıkan herkes katil, eşini aldatan ve gayri meşru bir ilişkisi var..!
  Aile içinde ki bu olumsuzlukları da her şeyde olduğu gibi devletin boynuna dolamayı başardılar. İnsan manevi değerlerden uzaklaştıkça, menfaatlerinin peşinde koştukça mutlu olamayacak. Özendirilen seküler anlayış bizden olmadığı gibi bizim derdimize deva da olmuyor. Özellikle  sosyal medyadan paylaşılan özel yaşam alanları, faaliyetleri, tatilleri yani yaşadıkları her şeyi ‘Başkalarına sunmalık’ olarak algılayan, beğeni sayısıyla veya izlenme sayısı ve yorumlarıyla mutlu veya mutsuz olan insanları gerçekçi duygular mutlu etmemekte. Aile içinde ‘Onda var  bende yok’, ‘Onlar gitmiş biz gitmiyoruz’ …Gibi daha nice birçok konuda aileler yara almakta.
  Bizden olmayan ama bize dayatılan yaşam şekliyle mutsuzluğun kapısını araladığımız   aşikardır bunun içindir yüce Rabbimiz:
‘’ Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır’’(Nisa suresi 136.Ayet) Buyurmuştur.
  Her sorun yine dönüp dolaşıp inancımızla veya inançsızlığımızla yüzleşiyor. Sorunun farkında olmak çözümü kolaylaştırır ama her dönemin imtihanı olan  mal, mülk ve dünya sevgisi oldukça iyileşemeyeceğiz. Ne yapmak gerek o zaman? Öze ve özümüze döneceğiz..! Buna mecburuz değişimlerimizi günümüze uyarlayabiliriz, sosyal medyayı kullanabiliriz, araç gereçleri kullanabiliriz ama kendimizi ve değerlerimize sarılarak yapabiliriz…
     
Ravza ZEYBEK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.