Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

BU YOL NEREYE GİDER?

BU YOL NEREYE GİDER?  ‘Ey Rabbim, göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de anlasınlar beni’.(Taha20/25-28)  Zor günlerden geçiyoruz, imtihan gözle görülmüyor ve sabretmek bu cihetten zor gibi geliyor. İnsan acziyeti ile karşı karşıya kalmış durumda. İnsanın tüm gelişmişliklerine karşın elle tutulmayan gözle görülmeyen bir canlıya karşı savaş vermekte. Bir önceki yazımda her şerde dahi binler hayır olduğunu anlatmaya çalıştım. İnsanların birçoğu olayı tüm yönleriyle bilmesine rağmen, bazı kendini bilmezlerin korku ve panik havası oluşturmaya çalışması ve öncelikle bizlerin imtihanının tevekkülden geçtiğini düşünüyorum. İbrahim (a.s.)’ın Allah’a olan itimadı gibi sağlam bir inanç bizi bu korkulardan koruyacağına inanıyorum.  Allayıp pulladıkları bir balon gibi şişirilen Avrupa’yı bu virüs  patlatmış ve en güçlü devletler dahi ne yapacağını bilemez bir hale düşmüştür. Birçok ülkenin sağlık hizmetleri çöküp, kontrol etmekte dahi zorlandıkları pandemi ile mücadele ediyor. Tüm hesaplar ve bildiğimiz birçok kinde ‘şimdilik’ yok olup gitti. Gözle görmediğimiz virüs Tüm Avrupa’da dışarıya okunması yasak olan Ezan-ı Muhammedi’nin okumasını sağladı. Bugün gördük ki beş yüz yıldan beri Endülüs Gırnata’da okunmayan  Ezan okundu. Ne için? İnsanlara manevi destek vermesi için. Ölüm korkusu tüm hesapların önüne geçmiş oldu.  Geçen sene Mart ayında Yeni Zellanda’da ki menfur saldırı için ‘Adem’in Çocukları’ isimli bir yazı yazmıştım. Şimdi bu salgın ile gördük ki hepimiz Adem’in çocuklarıyız. Birbirimize muhtacız. Gözle görmediğimiz bu virüs bize Kâinatın sahibinin kim olduğunu, insanın sahibinin kim olduğunu, bu virüsün sahibinin de kim olduğunu göstermiş oldu. Makam ve mevkilerin, zenginliğin fakirliğin, ayrıcalıklı olmanın veya olmamanın önemli olmadığını öğretmiş oldu. Allah’ın bize göstermek istediği hakikati gördük mü? Herkesin hakikatinin başka olduğunu da bu vesileyle anlamış olduk. Ben başka bir cihetten ibretler aldım, sen bambaşka cihetten ibretler almaktasın…  Risk grubunda olan yaşlılarımızın bir anda dünyadan yok olma ihtimalinin bile bizi nasıl korkuttuğunu gördük mü? Normal zamanlarda bir vesile ile yalnızlığa ittiğimiz büyüklerin değerini bilmem anlayabildik mi? Ya da her sabah namazında ‘Namaza başlayacağım’ diyerek ertelediğimiz namazları hiç kılamayacak olmaktan korktuk mu? Cem olmanın hikmetini  kavrayamayıp sadece  bir vakitte kılınan namaza indirgediğimiz için ibadethanenin kıymetini bildik mi? Her gün gördüğümüz  veya görmemek için bahaneler ürettiğimiz dostlarımızı, sanal sahte birlikteliklere kurban ettiğimiz arkadaşlığımızın kıymetini bildik mi? Ülke sınırlarının aslında bir ‘hiç’ olduğunu insanın birbirine yakınlığının sınırsız olduğunu anladık mı? Birbirimizi sevmek için çok basit sebeplerin olabileceğini kavradık mı?  Paylaşmanın yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğu şuuruna vardık mı? Bizi biz yapan aslında manevi dinamiklerimizin, inancımızın değerini öğrendik mi? Her şeyden önemlisi hükmün ve Kuvvetin Allah’ta olduğunu idrak ettik mi?  Tüm bunları bu gözle göremediğimiz ama varlığını kabul ettiğimiz bu canlı bize öğretmiş durumda. Bazılarımız işin ciddiyetinin farkında değil, bazılarımız da tam bir panik halinde. Verilen emri dinlemek tedbir almak ve Allah’a dua etmek… Tek yapmamız gereken bu! Biz Allah’tan geldik ve yine ona döneceğiz, dünyayı yurt bilmiyoruz ki ümitsiz olalım. Bırakalım vesveseleri… Şeytan bizi Allah’tan ümitsiz olmamızı ister! Bazen de Allah ile aldatmak ister. Sorduğumuz tüm soruların cevabı bizi bir hakikate götürecek inşallah… Ve tüm yollar  Allah’a çıkacak. Yürümesini bilene .    Ravza  Zeybek
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2020 - Salı

BU YOL NEREYE GİDER?

BU YOL NEREYE GİDER? 
‘Ey Rabbim, göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de anlasınlar beni’.(Taha20/25-28)
 Zor günlerden geçiyoruz, imtihan gözle görülmüyor ve sabretmek bu cihetten zor gibi geliyor. İnsan acziyeti ile karşı karşıya kalmış durumda. İnsanın tüm gelişmişliklerine karşın elle tutulmayan gözle görülmeyen bir canlıya karşı savaş vermekte. Bir önceki yazımda her şerde dahi binler hayır olduğunu anlatmaya çalıştım. İnsanların birçoğu olayı tüm yönleriyle bilmesine rağmen, bazı kendini bilmezlerin korku ve panik havası oluşturmaya çalışması ve öncelikle bizlerin imtihanının tevekkülden geçtiğini düşünüyorum. İbrahim (a.s.)’ın Allah’a olan itimadı gibi sağlam bir inanç bizi bu korkulardan koruyacağına inanıyorum.
 Allayıp pulladıkları bir balon gibi şişirilen Avrupa’yı bu virüs  patlatmış ve en güçlü devletler dahi ne yapacağını bilemez bir hale düşmüştür. Birçok ülkenin sağlık hizmetleri çöküp, kontrol etmekte dahi zorlandıkları pandemi ile mücadele ediyor. Tüm hesaplar ve bildiğimiz birçok kinde ‘şimdilik’ yok olup gitti. Gözle görmediğimiz virüs Tüm Avrupa’da dışarıya okunması yasak olan Ezan-ı Muhammedi’nin okumasını sağladı. Bugün gördük ki beş yüz yıldan beri Endülüs Gırnata’da okunmayan  Ezan okundu. Ne için? İnsanlara manevi destek vermesi için. Ölüm korkusu tüm hesapların önüne geçmiş oldu.
 Geçen sene Mart ayında Yeni Zellanda’da ki menfur saldırı için ‘Adem’in Çocukları’ isimli bir yazı yazmıştım. Şimdi bu salgın ile gördük ki hepimiz Adem’in çocuklarıyız. Birbirimize muhtacız. Gözle görmediğimiz bu virüs bize Kâinatın sahibinin kim olduğunu, insanın sahibinin kim olduğunu, bu virüsün sahibinin de kim olduğunu göstermiş oldu. Makam ve mevkilerin, zenginliğin fakirliğin, ayrıcalıklı olmanın veya olmamanın önemli olmadığını öğretmiş oldu. Allah’ın bize göstermek istediği hakikati gördük mü? Herkesin hakikatinin başka olduğunu da bu vesileyle anlamış olduk. Ben başka bir cihetten ibretler aldım, sen bambaşka cihetten ibretler almaktasın…
 Risk grubunda olan yaşlılarımızın bir anda dünyadan yok olma ihtimalinin bile bizi nasıl korkuttuğunu gördük mü? Normal zamanlarda bir vesile ile yalnızlığa ittiğimiz büyüklerin değerini bilmem anlayabildik mi? Ya da her sabah namazında ‘Namaza başlayacağım’ diyerek ertelediğimiz namazları hiç kılamayacak olmaktan korktuk mu? Cem olmanın hikmetini  kavrayamayıp sadece  bir vakitte kılınan namaza indirgediğimiz için ibadethanenin kıymetini bildik mi? Her gün gördüğümüz  veya görmemek için bahaneler ürettiğimiz dostlarımızı, sanal sahte birlikteliklere kurban ettiğimiz arkadaşlığımızın kıymetini bildik mi? Ülke sınırlarının aslında bir ‘hiç’ olduğunu insanın birbirine yakınlığının sınırsız olduğunu anladık mı? Birbirimizi sevmek için çok basit sebeplerin olabileceğini kavradık mı?  Paylaşmanın yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğu şuuruna vardık mı? Bizi biz yapan aslında manevi dinamiklerimizin, inancımızın değerini öğrendik mi? Her şeyden önemlisi hükmün ve Kuvvetin Allah’ta olduğunu idrak ettik mi?
 Tüm bunları bu gözle göremediğimiz ama varlığını kabul ettiğimiz bu canlı bize öğretmiş durumda. Bazılarımız işin ciddiyetinin farkında değil, bazılarımız da tam bir panik halinde. Verilen emri dinlemek tedbir almak ve Allah’a dua etmek… Tek yapmamız gereken bu! Biz Allah’tan geldik ve yine ona döneceğiz, dünyayı yurt bilmiyoruz ki ümitsiz olalım. Bırakalım vesveseleri… Şeytan bizi Allah’tan ümitsiz olmamızı ister! Bazen de Allah ile aldatmak ister. Sorduğumuz tüm soruların cevabı bizi bir hakikate götürecek inşallah… Ve tüm yollar  Allah’a çıkacak. Yürümesini bilene .
   Ravza  Zeybek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.