Ergün DUR
Köşe Yazarı
Ergün DUR
 

BAYRAMLAR BAYRAM OLSUN..

Müslümanların iki bayramı vardır. Birisi ramazan orucunun hemen bitiminde, kameri aylardan Şevval ayının birinci günü başlayıp üçüncü günü biten Ramazan bayramıdır. Diğeri, yine kameri aylardan, aynı zamanda hac ayı da olan Zilhicce aynının onuncu günü, yani Kurban Bayramı. Ramazan Bayramı’nda fakirleri koruyup kollamak, yedirmek, içirmek, giydirmek ve kuşatmak hedef olduğu gibi, Kurban Bayramı’nda da, bunların yanı sıra, kurban etleri dağıtılarak adeta et yeme imkânı olmayanlara et ziyafetleri çekmek, böylece küçük büyük ve zengin fakir arasında tam bir kaynaşma sağlamaktır. Cemiyetlerin temeli ailedir” veya “cemiyetler ailelerden teşekkül eder”.. Bu sözler ailenin önemini oldukça güzel anlatıyor. Bayramlar bu duyguların pekişmesine hizmet etmektedir. İçinde bulunduğumuz ayda Kurban Bayramı nı bir tatil olarak görme gafletine düşmeden inancımızın gereğine göre kutlamalıyız… Bayramlar¸ sevineceğimiz¸ birbirimizle kaynaşacağımız¸ millet olarak varlığımızı sürdürebilmek için güç alacağımız mutlu ve kutlu günlerimizdir. Ama bugün¸ her bayramdan bir evvelkine nazaran¸ büyük bir yoğunlukla bayramın mana ve ehemmiyetinden uzaklaşıyoruz, birer tatil günü olarak görüyoruz.. Bu hâlin çok ciddi mahzurları olduğunu zaman geçtikçe daha iyi göreceğiz. Aileler milleti meydana getiren üniteler olduğundan, birbirleriyle yakından ve candan ilgilenmek, acılarına, sevinçlerine ortak olmak, yardımlaşmak; birbirlerine¸ örf ve âdetin¸ din ve nezâketin gerektirdiği şekilde muâmele etmek durumundadır. Âileler arasındaki münâsebetler çocuklarla birlikte sürdürüldüğü için¸ çocuklar da nasıl görürler ise öyle alışırlar. Kurban Bayramı nın temeli paylaşmaktır. Yıl boyunca etin belki de hiç girmediği evlere bu vesileyle girmesidir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da TV ve internet ortamlarında kurban etlerinin nasıl saklalanacağı ile ilgili haberler gözümüze çarpıyor. Oysa kurban etleri saklanmaz dağıtılır prensibi akıldan çıkarılmamalıdır. Şimdi bakıyoruz¸ herkes kendi âleminde ve sâdece kendini düşünmekte… Akraba¸ eş-dost ziyaretleri ortadan kalkmış¸ yapılabilenler de nerede ise birlikte televizyon seyretmek için bir araya gelme hâline dönüşmüş¸ ziyaret görevini yerine getirmek için elde sadece iki bayram (Kurban ve Ramazan) vesilesi kalmış… Birbirinden habersiz¸ irtibatsız ve ilgisiz; birbirlerinin dertleri ile dertlenmeyen¸ sevinçlerine ortak olmayan aileler¸ bir milleti değil¸ sadece bir topluluğu meydana getirebilirler. Millet ile topluluğu birbirinden ayırt etmek ve aralarındaki farkları fark edebilmek gerekir. Topluluklarda hâkim düşünceler menfaat ve nemelazımcılıktır. Bunları meşhur tabirlerimizle ifade etmek istersek: “gemisini kurtaran kaptan”¸ “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”… şeklindedir. Böylece topluluklardaki aileler¸ artık “sevinçte ve tasada ortak” değildirler. Konu-komşu¸ akraba￾dindaş¸ Vatan-Millet… hakkı¸ onları ilgilendiren konular olmaktan çıkmıştır. Cemil Meriç “Bir milletin tahakkümü altına girmek, arazisini değil adet ve an’anesini kaybetmek demektir” der. Bunun yanında milletimizi bir araya getiren unsurlardan diğeri de Milli Bayramlarımızdır. İçinde bulunduğumuz ayda 30 Ağustos Zafer Bayramı nı kutlayacağız. Dilerseniz bu milli bayramımızı kısaca tanıtalım. Kurtuluş Savaşı'nın sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın (30 Ağustos 1922) yıldönümlerinde kutlanan milli bayramdır. 30 Ağustos Zaferi ilk olarak 30 Ağustos 1923'te Ankara Afyon ve İzmir'de şenlikler düzenlenerek kutlandı. İzleyen yıllarda ülke genelinde kutlanmaya başladı ve Mayıs 1935'te 2739 sayılı yasayla Zafer Bayramı olarak kabul edildi. Zafer Bayramı'nda yapılacak törenler 1981'de çıkarılan 3456 ve 4400 sayılı iki bakanlar kurulu kararnamesi ve ekli bir yönetmelikle yeniden belirlendi. Bu vesileyle Vatanın kurtuluşu için verdiğimiz şehitlerimizi Rahmet ve Minnetle anıyor ve kardeşliğimizi daha da güçlendiren bu bayram coşkusunun ülkemize, milletimize, İslam aleminin gönüllerine ferahlık, barış, huzur, evlerine mutluluk, ülkemize aydınlık getirmesi dileğiyle kurban bayramınızı kutluyorum.
Ekleme Tarihi: 14 Ağustos 2019 - Çarşamba

BAYRAMLAR BAYRAM OLSUN..

Müslümanların iki bayramı vardır. Birisi ramazan orucunun hemen bitiminde, kameri aylardan Şevval

ayının birinci günü başlayıp üçüncü günü biten Ramazan bayramıdır. Diğeri, yine kameri aylardan,

aynı zamanda hac ayı da olan Zilhicce aynının onuncu günü, yani Kurban Bayramı. Ramazan

Bayramı’nda fakirleri koruyup kollamak, yedirmek, içirmek, giydirmek ve kuşatmak hedef olduğu gibi,

Kurban Bayramı’nda da, bunların yanı sıra, kurban etleri dağıtılarak adeta et yeme imkânı

olmayanlara et ziyafetleri çekmek, böylece küçük büyük ve zengin fakir arasında tam bir kaynaşma

sağlamaktır. Cemiyetlerin temeli ailedir” veya “cemiyetler ailelerden teşekkül eder”.. Bu sözler ailenin

önemini oldukça güzel anlatıyor. Bayramlar bu duyguların pekişmesine hizmet etmektedir. İçinde

bulunduğumuz ayda Kurban Bayramı nı bir tatil olarak görme gafletine düşmeden inancımızın

gereğine göre kutlamalıyız… Bayramlar¸ sevineceğimiz¸ birbirimizle kaynaşacağımız¸ millet olarak

varlığımızı sürdürebilmek için güç alacağımız mutlu ve kutlu günlerimizdir. Ama bugün¸ her

bayramdan bir evvelkine nazaran¸ büyük bir yoğunlukla bayramın mana ve ehemmiyetinden

uzaklaşıyoruz, birer tatil günü olarak görüyoruz.. Bu hâlin çok ciddi mahzurları olduğunu zaman

geçtikçe daha iyi göreceğiz. Aileler milleti meydana getiren üniteler olduğundan, birbirleriyle

yakından ve candan ilgilenmek, acılarına, sevinçlerine ortak olmak, yardımlaşmak; birbirlerine¸ örf ve

âdetin¸ din ve nezâketin gerektirdiği şekilde muâmele etmek durumundadır. Âileler arasındaki

münâsebetler çocuklarla birlikte sürdürüldüğü için¸ çocuklar da nasıl görürler ise öyle alışırlar. Kurban

Bayramı nın temeli paylaşmaktır. Yıl boyunca etin belki de hiç girmediği evlere bu vesileyle girmesidir.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da TV ve internet ortamlarında kurban etlerinin nasıl saklalanacağı

ile ilgili haberler gözümüze çarpıyor. Oysa kurban etleri saklanmaz dağıtılır prensibi akıldan

çıkarılmamalıdır.

Şimdi bakıyoruz¸ herkes kendi âleminde ve sâdece kendini düşünmekte… Akraba¸ eş-dost ziyaretleri

ortadan kalkmış¸ yapılabilenler de nerede ise birlikte televizyon seyretmek için bir araya gelme hâline

dönüşmüş¸ ziyaret görevini yerine getirmek için elde sadece iki bayram (Kurban ve Ramazan) vesilesi

kalmış…

Birbirinden habersiz¸ irtibatsız ve ilgisiz; birbirlerinin dertleri ile dertlenmeyen¸ sevinçlerine ortak

olmayan aileler¸ bir milleti değil¸ sadece bir topluluğu meydana getirebilirler. Millet ile topluluğu

birbirinden ayırt etmek ve aralarındaki farkları fark edebilmek gerekir. Topluluklarda hâkim

düşünceler menfaat ve nemelazımcılıktır. Bunları meşhur tabirlerimizle ifade etmek istersek:

“gemisini kurtaran kaptan”¸ “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”… şeklindedir.

Böylece topluluklardaki aileler¸ artık “sevinçte ve tasada ortak” değildirler. Konu-komşu¸ akraba￾dindaş¸ Vatan-Millet… hakkı¸ onları ilgilendiren konular olmaktan çıkmıştır. Cemil Meriç “Bir milletin

tahakkümü altına girmek, arazisini değil adet ve an’anesini kaybetmek demektir” der.

Bunun yanında milletimizi bir araya getiren unsurlardan diğeri de Milli Bayramlarımızdır. İçinde

bulunduğumuz ayda 30 Ağustos Zafer Bayramı nı kutlayacağız. Dilerseniz bu milli bayramımızı kısaca

tanıtalım. Kurtuluş Savaşı'nın sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan

Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın (30 Ağustos 1922) yıldönümlerinde kutlanan milli bayramdır.

30 Ağustos Zaferi ilk olarak 30 Ağustos 1923'te Ankara Afyon ve İzmir'de şenlikler düzenlenerek

kutlandı. İzleyen yıllarda ülke genelinde kutlanmaya başladı ve Mayıs 1935'te 2739 sayılı yasayla Zafer

Bayramı olarak kabul edildi. Zafer Bayramı'nda yapılacak törenler 1981'de çıkarılan 3456 ve 4400

sayılı iki bakanlar kurulu kararnamesi ve ekli bir yönetmelikle yeniden belirlendi.

Bu vesileyle Vatanın kurtuluşu için verdiğimiz şehitlerimizi Rahmet ve Minnetle anıyor ve

kardeşliğimizi daha da güçlendiren bu bayram coşkusunun ülkemize, milletimize, İslam aleminin gönüllerine ferahlık, barış, huzur, evlerine mutluluk, ülkemize aydınlık getirmesi dileğiyle kurban

bayramınızı kutluyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.