Ergün DUR
Köşe Yazarı
Ergün DUR
 

9 EYLÜL..

9 Eylül 1922 Esaretin bittiği Yaman, Yiğit Halkın yüreği.. Lal oldu düşmanın dili.. Üzerine hiçbir kirli ayağın basamayacağı.. Lalezar, inci mercanımsın İZMİR im.. Tam 96 yıl önce bugün neler oldu? Kısaca bir yolculuk yapalım. Vatanımız ve Ege nin incisi İzmir ile ilgili iğrenç planların nasıl boşa çıktığını hatırlayalım. Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun işgal altındaki İzmir’e 9 Eylül 1922’de girmesi, Mudanya Ateşkes Antlaşması ve devamında Lozan Barış Antlaşması’na uzanan süreci başlatması nedeniyle Milli Mücadele’nin sona ererek milletimizin kurtuluşu ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi olmuş çok önemli bir tarihi olaydır. Bu tarihi olay Anadolu’da Milli Mücadele’nin başlaması açısından çok önemlidir. İzmir’in işgaline kadar olan süreçte Anadolu’da dağınık ve örgütsüz bir yapılanma vardı. İzmir’in işgali Anadolu insanının direniş ÖZGÜRLÜK düşüncesini körüklemiş, İstanbul’da başlayan işgali protesto mitingleri Damat Ferit hükümetinin çökmesine sebep olmuş; örgütlenme ve protesto mitingleri Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştı. Artık İzmir, Anadolu harekâtı için sembol haline getirilmişti. Birinci İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri milli mücadelenin kazanılmasında önemli adımlar atılmıştı. Bugünümüzü borçlu olduğumuz, bu vatanın sevdalısı imanlı Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhasını temsil etmektedir. Kesin zafer beş gün içinde şöyle elde edildi; 30 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” tarihi emrini verdi ve 2 Eylül’de Uşak’a giren Türk ordusu ilerlemeye devam ediyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın emrindeki ordulara 1 Eylül’de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri Türk sınırları dışına atılmıştı. Takip harekatın başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin işgalinden,  kurtarılmıştır. İzmir'e girişte birkaç hafif ateşle karşılaşmaktan başka bir direnç görmeyen Türk süvarileri, bir İngiliz deniz müfrezesinin de selam duruşuyla Kordonboyu'nu geçerek Konak'taki Hükümet Konağı'na ulaştı. Pasaport civarında atılan bir el bombasıyla hafif şekilde yaralanan Yüzbaşı Şerafettin'in Hükümet Konağı balkonundaki bayrak direğine Türk bayrağı çekmesinin ardından, Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliğince de Hükümet Konağı'nın hemen sağ tarafında yer alan Sarıkışla ile Kadifekale'ye de Türk bayrakları çekilerek İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu ilan edilmiş oldu. Mustafa Kemal Paşa nın, yanında Fevzi Paşa ve İsmet Paşa olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e gelişi görkemli oldu. Kent adeta ayağa kalktı. İzmir'e girişinden iki gün sonra Başkomutan, Şerafeddin Yüzbaşı'ya, ''İzmir'' adını da ismiyle beraber kullanmasını önerdi.  Genç subayda paşasını kırmadı ve soyadı kanununa kadar isim olarak adıyla beraber “İzmir’i “ kullandı, soyadı kanunun çıkmasından sonra İzmir” soyadını aldı. Mustafa Kemal Hükümet Konağında kısa tarihi bir konuşma yapar. “BU BAŞARI MİLLETİNDİR…”
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2018 - Pazar

9 EYLÜL..


9 Eylül 1922
Esaretin bittiği
Yaman, Yiğit Halkın yüreği..
Lal oldu düşmanın dili..
Üzerine hiçbir kirli ayağın basamayacağı..
Lalezar, inci mercanımsın İZMİR im..
Tam 96 yıl önce bugün neler oldu? Kısaca bir yolculuk yapalım. Vatanımız ve Ege nin incisi İzmir ile ilgili iğrenç planların nasıl boşa çıktığını hatırlayalım. Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun işgal altındaki İzmir’e 9 Eylül 1922’de girmesi, Mudanya Ateşkes Antlaşması ve devamında Lozan Barış Antlaşması’na uzanan süreci başlatması nedeniyle Milli Mücadele’nin sona ererek milletimizin kurtuluşu ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi olmuş çok önemli bir tarihi olaydır.
Bu tarihi olay Anadolu’da Milli Mücadele’nin başlaması açısından çok önemlidir. İzmir’in işgaline kadar olan süreçte Anadolu’da dağınık ve örgütsüz bir yapılanma vardı. İzmir’in işgali Anadolu insanının direniş ÖZGÜRLÜK düşüncesini körüklemiş, İstanbul’da başlayan işgali protesto mitingleri Damat Ferit hükümetinin çökmesine sebep olmuş; örgütlenme ve protesto mitingleri Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştı. Artık İzmir, Anadolu harekâtı için sembol haline getirilmişti. Birinci İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri milli mücadelenin kazanılmasında önemli adımlar atılmıştı. Bugünümüzü borçlu olduğumuz, bu vatanın sevdalısı imanlı Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhasını temsil etmektedir. Kesin zafer beş gün içinde şöyle elde edildi; 30 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” tarihi emrini verdi ve 2 Eylül’de Uşak’a giren Türk ordusu ilerlemeye devam ediyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın emrindeki ordulara 1 Eylül’de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri Türk sınırları dışına atılmıştı. Takip harekatın başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin işgalinden,  kurtarılmıştır. İzmir'e girişte birkaç hafif ateşle karşılaşmaktan başka bir direnç görmeyen Türk süvarileri, bir İngiliz deniz müfrezesinin de selam duruşuyla Kordonboyu'nu geçerek Konak'taki Hükümet Konağı'na ulaştı. Pasaport civarında atılan bir el bombasıyla hafif şekilde yaralanan Yüzbaşı Şerafettin'in Hükümet Konağı balkonundaki bayrak direğine Türk bayrağı çekmesinin ardından, Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliğince de Hükümet Konağı'nın hemen sağ tarafında yer alan Sarıkışla ile Kadifekale'ye de Türk bayrakları çekilerek İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu ilan edilmiş oldu. Mustafa Kemal Paşa nın, yanında Fevzi Paşa ve İsmet Paşa olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e gelişi görkemli oldu. Kent adeta ayağa kalktı. İzmir'e girişinden iki gün sonra Başkomutan, Şerafeddin Yüzbaşı'ya, ''İzmir'' adını da ismiyle beraber kullanmasını önerdi.  Genç subayda paşasını kırmadı ve soyadı kanununa kadar isim olarak adıyla beraber “İzmir’i “ kullandı, soyadı kanunun çıkmasından sonra İzmir” soyadını aldı.
Mustafa Kemal Hükümet Konağında kısa tarihi bir konuşma yapar. “BU BAŞARI MİLLETİNDİR…”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.