Ercan ULUPINAR
Köşe Yazarı
Ercan ULUPINAR
 

Bizi Neler Bekliyor

Eğer biz uyanık olmazsak gün doğduğunda dilinde İslam olan yemek yiyişi giyinişi oturuşu ticareti ilmiyle bambaşka ümmet ile karşılaşırız. Günümüzde din kurana uyulmayarak insan   tüccarlığı yapılıyor. Din tüccarlığı yapanın dinde yeri yoktur. Bizim devletimiz de milletimizde dinine saf ve temiz duygularla bağlıdır. Geçmişte de bizi dini alet ederek bizi bölmeye çalışmışlar ve İslam’a saldırmıştır. Biz ruhumuzu Allah’a kul ettik. Günümüz deryasında da  aile birliğini yok ederek bunu yapmaya çalışıyorlar. Allaha kul olan başkasına boyun eğmez. Ya bunlara uyup iman edeceğiz ya da yok olacağız. Peki nasıl yapıyorlar  medeni kanun denilen batıdan alınan ilkel kanunlarla bunlar neler ; 6284 SAYILI YASA YUVA YIKIYOR 6284 sayılı kanun kapsamında, en ufak şikâyette dahi delil aranmaksızın erkek aleyhinde karar veriliyor. Şikâyetçi olan kadının mahkemeye gitmesine bile gerek yok. Bir ayda başlayıp altı aya kadar evden uzaklaştırama kararı veriliyor. Sonra o evdekilere de bakma yükümlüğü de var. Evde çocuğu varsa  baba yolu gözlemesi cabası. Baba kendi evine girebilmek için 6 ayın dolmasını bekliyor ve günlerini kalacak yer arama sıkıntısı ile geçiriyor. bu yasa sadece kadınların kocalarını değil kızların babalarını kendi evlerinden uzaklaştırdıkları uygulamaları sağlayan bir yasadır. Ayrıca aynı yasaya dayanarak kişiler birbirleri hakkında tedbir ve uzaklaştırma kararları almaktadırlar. Kadın; çalıştığı iş arkadaşı veya işvereni, hatta komşuları hakkında tedbir kararları alabilmektedir. Aileyi ve toplumsal barışı tahrip aşamasına ulaşmış bu yasa yürürlükten kaldırılmalı veya ceza hukuku temel ilkelerine uyumlu hale getirilmelidir. Dinimiz de Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:  “Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir “Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır. Bir hadis-i şerif meali: (Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.)[İbni Hibban] Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi] (Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın Cennetliktir.) [Taberani] BOŞANMADA  TÜRK MEDİNİ KANUNA GÖRE TAZMİNAT VE NAFAKA             1. Maddi ve manevi tazminat             Madde 174.- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.             Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.             2. Yoksulluk nafakası             Madde 175.- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.             Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.             3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi             Madde 176.- Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.             Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.             İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.             Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.             Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Boşanmaların giderek artığı gönümüzde bu konuda hakkaniyeti huzur ve refahın kılavuzu Kuran bakın neler diyor. NAFAKA : 1.İddetsüresince 2. Hamilelik süresince EMZİRME ÜCRETİ : - Çocuğu babası için emzirir ise ÜCRET verilir. (NAFAKA DEĞİL ÜCRET) - Baba isterse çocuğu başka bir kadına da emzirtebilir. VELAYET Boşanma aşamasında sorgusuz sualsiz araştırılmadan çocuğun velayeti anne ye bırakılıyor. Türk medeni kanunu babayı ya da anneyi ziyaretçi moduna sokarak resmen paylanço görümüne ayda 2 kez belirli saatlerde ilişki tahsisi sağlayarak sokuyor. Boşanma sonrası durum da pek farklı değil. Şayet ayette "çocuk için de nafaka verin" denilseydi burdan velayetin anneye verilmesi gerektiği sonucuna varılabilirdi, aksine; "SİZİN İÇİN emzirirlerse ÜCRETLERİNİ de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına BAŞKA BİR KADIN emzirecektir" denilmekle, kadının ÜCRET KARŞILIĞINDA çocuğu emzirmesi bu konuda sıkıntı çıkarılırsa da başka bir kadının baba için çocuğu emzirebileceği açıkça yazılıdır. Hidane hakkını 6 yaşlarına kadar annede gören bazı fetvalar var, bu fetvalar bir tek hadise dayandırılıyor. Halbuki o hadisin Talak 6. Ayetten öncesine ait olduğu değerlendirilmiyor. Ayrıca hadisin Veda Hutbesi'nden sonrasına ait olması da imkansızdır. Veda Hutbesi'nde Velayet'in babaya ait olduğu açıkça bellidir. (çocuk doğduğu yatağa aittir ve Baba'dan başkasına soy nisbet edene Lanet vardır) Talak Suresi, 6. ayet: (Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onlara 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslam'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir. BAKARA 233 : -Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için(YANİ BABA)- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir. Kaldı ki hidane hakkını anneye ait gören fetva esas alınsa bile; çocuk 7 yaşında yine babaya verilmelidir. Mevcut ülkemizde uygulanan yasalar ise boşanma sonucu bireyleri süresiz borçlandırmakta çocukları cezalandırmaktadır. İnsan hak ve hürriyetlerini hiçe saymaktadır. Çocuk ile ilişki ayda 14 saat ve yaz tatili sömestr tatili kısıtlanmış ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı koparmaya yöneliktir. Bir de işin icra boyutu var eğer çocuk araç olarak kullanılıyorsa velayet sahibi tarafından gösterilmiyorsa devlet tarafından çocuğunuzu 300TL -500TL arası ödeyerek kiralamak zorunda kalırsınız. Süresiz olarak da karşı tarafa nafaka ödemekte hakkaniyet ile bağdaşmamakta insan hayatları ipotek altına alınmaktır. Devlet kanalıyla İnsan ticaretinin adıdır Çocuk hacizi . İnsanlara süresiz olarak hüküm edilen nafakalar tazminatlar geleceklerine koyulmuş ambargodan başka bir şey değildir Türkiye’de geçtiğimiz yıl içerisinde açılan 212 bin 945 boşanma davası açıldı. Bunlardan 113 bin 892’si, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan “çekişmeli” davalardan oluştu. Aile bütünlüğün yok olması demek doğurganlığın azalması yaşlı nüfusun artması ekonomik olarak da çöküşün habercisidir. Dünyaya rezil oluyoruz kediye bile sanki SGK gibi eski eşten nafaka bağlanabiliyor. Aile hakimi  davasını gördüğü kadınla ilişki yaşayabiliyor.  Aile mahkemeleri bir an önce heyet kurulup uzaman kişilerin araştırmaları sonucu karara bağlanmalıdır. Boşama davaları para kazanma aracı olmamalıdır. Aile birliğinin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Son olarak biz Müslüman bir toplum olarak lanse ediliyorsak kimliklerimizde dini İslam yazıyorsa ise bu ülkeyi yönetenlere şu ayetle  sesleniyorum . “(5/MÂİDE-44: Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.)” Bu zulmün hesabı büyüktür artık aşa değmiştir. Sessiz kalmayın. Bu dünyada insanlara cehennemi yaşatmayınız. Aile varsa şiddet yok olur terör yok olur vakit özümüze dönme vaktidir 12.11.2017 Saygılarımla Ercan ULUPINAR Kişisel Gelişim Uzmanı
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2017 - Pazartesi

Bizi Neler Bekliyor

Eğer biz uyanık olmazsak gün doğduğunda dilinde İslam olan yemek yiyişi giyinişi oturuşu ticareti ilmiyle bambaşka ümmet ile karşılaşırız. Günümüzde din kurana uyulmayarak insan   tüccarlığı yapılıyor. Din tüccarlığı yapanın dinde yeri yoktur. Bizim devletimiz de milletimizde dinine saf ve temiz duygularla bağlıdır. Geçmişte de bizi dini alet ederek bizi bölmeye çalışmışlar ve İslam’a saldırmıştır. Biz ruhumuzu Allah’a kul ettik. Günümüz deryasında da  aile birliğini yok ederek bunu yapmaya çalışıyorlar. Allaha kul olan başkasına boyun eğmez. Ya bunlara uyup iman edeceğiz ya da yok olacağız.

Peki nasıl yapıyorlar  medeni kanun denilen batıdan alınan ilkel kanunlarla bunlar neler ;

6284 SAYILI YASA YUVA YIKIYOR

6284 sayılı kanun kapsamında, en ufak şikâyette dahi delil aranmaksızın erkek aleyhinde karar veriliyor. Şikâyetçi olan kadının mahkemeye gitmesine bile gerek yok. Bir ayda başlayıp altı aya kadar evden uzaklaştırama kararı veriliyor. Sonra o evdekilere de bakma yükümlüğü de var. Evde çocuğu varsa  baba yolu gözlemesi cabası. Baba kendi evine girebilmek için 6 ayın dolmasını bekliyor ve günlerini kalacak yer arama sıkıntısı ile geçiriyor. bu yasa sadece kadınların kocalarını değil kızların babalarını kendi evlerinden uzaklaştırdıkları uygulamaları sağlayan bir yasadır. Ayrıca aynı yasaya dayanarak kişiler birbirleri hakkında tedbir ve uzaklaştırma kararları almaktadırlar. Kadın; çalıştığı iş arkadaşı veya işvereni, hatta komşuları hakkında tedbir kararları alabilmektedir. Aileyi ve toplumsal barışı tahrip aşamasına ulaşmış bu yasa yürürlükten kaldırılmalı veya ceza hukuku temel ilkelerine uyumlu hale getirilmelidir.

Dinimiz de Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:  “Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir “Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır. Bir hadis-i şerif meali:

(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.)[İbni Hibban]

Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:

(Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi]

(Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın Cennetliktir.) [Taberani]

BOŞANMADA  TÜRK MEDİNİ KANUNA GÖRE TAZMİNAT VE NAFAKA

            1. Maddi ve manevi tazminat

            Madde 174.- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.

            Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

            2. Yoksulluk nafakası

            Madde 175.- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

            Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

            3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi

            Madde 176.- Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.

            Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.

            İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

            Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

            Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Boşanmaların giderek artığı gönümüzde bu konuda hakkaniyeti huzur ve refahın kılavuzu Kuran bakın neler diyor.

NAFAKA :

1.İddetsüresince

2. Hamilelik süresince

EMZİRME ÜCRETİ :

- Çocuğu babası için emzirir ise ÜCRET verilir. (NAFAKA DEĞİL ÜCRET)

- Baba isterse çocuğu başka bir kadına da emzirtebilir.

VELAYET

Boşanma aşamasında sorgusuz sualsiz araştırılmadan çocuğun velayeti anne ye bırakılıyor. Türk medeni kanunu babayı ya da anneyi ziyaretçi moduna sokarak resmen paylanço görümüne ayda 2 kez belirli saatlerde ilişki tahsisi sağlayarak sokuyor. Boşanma sonrası durum da pek farklı değil.

Şayet ayette "çocuk için de nafaka verin" denilseydi burdan velayetin anneye verilmesi gerektiği sonucuna varılabilirdi, aksine; "SİZİN İÇİN emzirirlerse ÜCRETLERİNİ de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına BAŞKA BİR KADIN emzirecektir" denilmekle, kadının ÜCRET KARŞILIĞINDA çocuğu emzirmesi bu konuda sıkıntı çıkarılırsa da başka bir kadının baba için çocuğu emzirebileceği açıkça yazılıdır. Hidane hakkını 6 yaşlarına kadar annede gören bazı fetvalar var, bu fetvalar bir tek hadise dayandırılıyor. Halbuki o hadisin Talak 6. Ayetten öncesine ait olduğu değerlendirilmiyor. Ayrıca hadisin Veda Hutbesi'nden sonrasına ait olması da imkansızdır. Veda Hutbesi'nde Velayet'in babaya ait olduğu açıkça bellidir. (çocuk doğduğu yatağa aittir ve Baba'dan başkasına soy nisbet edene Lanet vardır)

Talak Suresi, 6. ayet: (Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onlara 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslam'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir.

BAKARA 233 : -Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için(YANİ BABA)- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir. Kaldı ki hidane hakkını anneye ait gören fetva esas alınsa bile; çocuk 7 yaşında yine babaya verilmelidir. Mevcut ülkemizde uygulanan yasalar ise boşanma sonucu bireyleri süresiz borçlandırmakta çocukları cezalandırmaktadır. İnsan hak ve hürriyetlerini hiçe saymaktadır. Çocuk ile ilişki ayda 14 saat ve yaz tatili sömestr tatili kısıtlanmış ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı koparmaya yöneliktir. Bir de işin icra boyutu var eğer çocuk araç olarak kullanılıyorsa velayet sahibi tarafından gösterilmiyorsa devlet tarafından çocuğunuzu 300TL -500TL arası ödeyerek kiralamak zorunda kalırsınız. Süresiz olarak da karşı tarafa nafaka ödemekte hakkaniyet ile bağdaşmamakta insan hayatları ipotek altına alınmaktır. Devlet kanalıyla İnsan ticaretinin adıdır Çocuk hacizi . İnsanlara süresiz olarak hüküm edilen nafakalar tazminatlar geleceklerine koyulmuş ambargodan başka bir şey değildir

Türkiye’de geçtiğimiz yıl içerisinde açılan 212 bin 945 boşanma davası açıldı. Bunlardan 113 bin 892’si, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan “çekişmeli” davalardan oluştu. Aile bütünlüğün yok olması demek doğurganlığın azalması yaşlı nüfusun artması ekonomik olarak da çöküşün habercisidir. Dünyaya rezil oluyoruz kediye bile sanki SGK gibi eski eşten nafaka bağlanabiliyor. Aile hakimi  davasını gördüğü kadınla ilişki yaşayabiliyor.  Aile mahkemeleri bir an önce heyet kurulup uzaman kişilerin araştırmaları sonucu karara bağlanmalıdır. Boşama davaları para kazanma aracı olmamalıdır. Aile birliğinin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

Son olarak biz Müslüman bir toplum olarak lanse ediliyorsak kimliklerimizde dini İslam yazıyorsa ise bu ülkeyi yönetenlere şu ayetle  sesleniyorum . “(5/MÂİDE-44: Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.)” Bu zulmün hesabı büyüktür artık aşa değmiştir. Sessiz kalmayın. Bu dünyada insanlara cehennemi yaşatmayınız. Aile varsa şiddet yok olur terör yok olur vakit özümüze dönme vaktidir

12.11.2017

Saygılarımla
Ercan ULUPINAR

Kişisel Gelişim Uzmanı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.