Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

NUH’UN GEMİSİNİ YÜZDÜREN SU NEREDEN GELİYOR?

MUCİZE HEDEFİNDEKİ TEKNOLOJİNİN DİLİ NUH’UN GEMİSİNİ YÜZDÜREN SU NEREDEN GELİYOR? Yağan yağmur, kar ve dolu gibi nimetler ile buharlaşan ve atmosfere yükselen harika olaylar bir denge içerisinde cereyan etmektedir. Bu devirdaime yeraltı ve kuyu suları da dahildir. Aksi takdirde akarsularımızın ve denizlerimizin hali ne olurdu. Bu açıkça bir mucize değil midir? “Dağlardan kaynayan Nil, Dicle ve Fırat gibi ırmakları hatırlayalım,  taşların arasından mu'cizevari bir surette gönderilmiyor mu? Böyle  azîm ırmakların elbette mümkün değil,şu dağlar hakiki menbaları, kaynakları olsun. Çünkü faraza o dağlar tamamen su kesilse ve mahrutî, koni şeklinde havuz olsalar, o büyük nehirlerin şöyle süratli ve çoklukla akmalarına muvazeneyi, dengeyi kaybetmeden birkaç ay ancak dayanabilirler. Ve o kadar çok harcamaya karşı bir metre kadar toprakta nüfuz eden yağmur, yeterli gelir kaynağı olamaz.  Demek ki şu nehirlerin kaynamaları, âdi ve tabiî ve tesadüfî bir iş değildir. Belki pek hârika bir surette Fâtır-ı Zülcelal, onları sırf hazine-i gaybdan, görünmeyen alemdeki hazineden akıttırıyor.” (2/267-268) NUH’UN GEMİSİ NEREYE DEMİR ATIYOR? İşte o harika deniz, gemiye yüzme imkanını sağladıktan sonra, görünen bir kara yoktur ki oraya demir atsın. Geminin demir atacağı istikamet bilinmiyor ki, dümen o istikamete doğru yönlensin.  Nasıl oluyor bakınız: Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi ayette şu şekilde yer almaktadır. “Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” (21/44)    Hazreti Nuh’un ziyaret edilen gemisinin fotoğrafı Görüldüğü gibi Allah’a itaat etmeyen, peygamberin emirlerini dinlemeyen, gemiye binmeyen ve yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan, Hazreti Nuh peygamberin oğlunun da bulunduğu bir kavim, Kur’an-ı Kerim'in bildirdiğine göre helak edilmiştir. Tufan sonucunda sular çekilip, âyetin ifadesiyle "iş bitiverince" gemi, “Cudi Dağı”na oturdu. Gemi de böylece içindekileri de sahili selamete ulaştırmış oldu. BİZİM ÇIKARACAĞIM DERS NEDİR? Görüldüğü gibi o zamanın teknoloji şartlarında ve imkanlarıyla hayali bile mümkün olmayan bir talimatla karşı karşıya kalan bir peygamber buhar tahrikli 100 kişiye kadar yolcu ve mevcut hayvanlar çeşitlerinden birer çift taşıyacak  özelliklerde bir gemi imal edilmiştir. Yer yüzünde hiçbir kara parçası kalmamıştır. Her taraf sularla kaplanmıştır. Böyle Allah CC, bir gemiyi yüzdürecek bir deniz değil bütün dünyanın yüzünü kaplayan ve hiç kara parçası kalmayan bir okyanus yaratmıştır. Tufandan sonra hayatta ancak yüz civarında insan ve gemideki hayvanlar dışında denizlerde yaratılmış olan hayvanlar ile hayat başlıyor ve bu gün 7,7-8 milyar insana ulaşan bir dünyada bulunuyoruz. Hayatı veren ve hayatı nihayetsiz nimetleriyle donatan, havayı, suyu ve yiyeceklerimizi veren bir yaratıcıya Cenab-ı Allah’a şükretmekten daha önemli ne görevimiz olabilir. 17.07.2020 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu Yağan yağmur, kar ve dolu gibi nimetler ile buharlaşan ve atmosfere yükselen harika olaylar bir denge içerisinde cereyan etmektedir. Bu devirdaime yeraltı ve kuyu suları da dahildir. Aksi takdirde akarsularımızın ve denizlerimizin hali ne olurdu. Bu açıkça bir mucize değil midir? “Dağlardan kaynayan Nil, Dicle ve Fırat gibi ırmakları hatırlayalım,  taşların arasından mu'cizevari bir surette gönderilmiyor mu? Böyle  azîm ırmakların elbette mümkün değil,şu dağlar hakiki menbaları, kaynakları olsun. Çünkü faraza o dağlar tamamen su kesilse ve mahrutî, koni şeklinde havuz olsalar, o büyük nehirlerin şöyle süratli ve çoklukla akmalarına muvazeneyi, dengeyi kaybetmeden birkaç ay ancak dayanabilirler. Ve o kadar çok harcamaya karşı bir metre kadar toprakta nüfuz eden yağmur, yeterli gelir kaynağı olamaz.  Demek ki şu nehirlerin kaynamaları, âdi ve tabiî ve tesadüfî bir iş değildir. Belki pek hârika bir surette Fâtır-ı Zülcelal, onları sırf hazine-i gaybdan, görünmeyen alemdeki hazineden akıttırıyor.” (2/267-268) NUH’UN GEMİSİ NEREYE DEMİR ATIYOR? İşte o harika deniz, gemiye yüzme imkanını sağladıktan sonra, görünen bir kara yoktur ki oraya demir atsın. Geminin demir atacağı istikamet bilinmiyor ki, dümen o istikamete doğru yönlensin.  Nasıl oluyor bakınız: Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi ayette şu şekilde yer almaktadır. “Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” (21/44)    Hazreti Nuh’un ziyaret edilen gemisinin fotoğrafı Görüldüğü gibi Allah’a itaat etmeyen, peygamberin emirlerini dinlemeyen, gemiye binmeyen ve yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan, Hazreti Nuh peygamberin oğlunun da bulunduğu bir kavim, Kur’an-ı Kerim'in bildirdiğine göre helak edilmiştir. Tufan sonucunda sular çekilip, âyetin ifadesiyle "iş bitiverince" gemi, “Cudi Dağı”na oturdu. Gemi de böylece içindekileri de sahili selamete ulaştırmış oldu. BİZİM ÇIKARACAĞIM DERS NEDİR? Görüldüğü gibi o zamanın teknoloji şartlarında ve imkanlarıyla hayali bile mümkün olmayan bir talimatla karşı karşıya kalan bir peygamber buhar tahrikli 100 kişiye kadar yolcu ve mevcut hayvanlar çeşitlerinden birer çift taşıyacak  özelliklerde bir gemi imal edilmiştir. Yer yüzünde hiçbir kara parçası kalmamıştır. Her taraf sularla kaplanmıştır. Böyle Allah CC, bir gemiyi yüzdürecek bir deniz değil bütün dünyanın yüzünü kaplayan ve hiç kara parçası kalmayan bir okyanus yaratmıştır. Tufandan sonra hayatta ancak yüz civarında insan ve gemideki hayvanlar dışında denizlerde yaratılmış olan hayvanlar ile hayat başlıyor ve bu gün 7,7-8 milyar insana ulaşan bir dünyada bulunuyoruz. Hayatı veren ve hayatı nihayetsiz nimetleriyle donatan, havayı, suyu ve yiyeceklerimizi veren bir yaratıcıya Cenab-ı Allah’a şükretmekten daha önemli ne görevimiz olabilir. 17.07.2020 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme Tarihi: 17 Temmuz 2020 - Cuma

NUH’UN GEMİSİNİ YÜZDÜREN SU NEREDEN GELİYOR?

MUCİZE HEDEFİNDEKİ TEKNOLOJİNİN DİLİ

NUH’UN GEMİSİNİ YÜZDÜREN SU NEREDEN GELİYOR?

Yağan yağmur, kar ve dolu gibi nimetler ile buharlaşan ve atmosfere yükselen harika olaylar bir denge içerisinde cereyan etmektedir. Bu devirdaime yeraltı ve kuyu suları da dahildir.

Aksi takdirde akarsularımızın ve denizlerimizin hali ne olurdu. Bu açıkça bir mucize değil midir?

“Dağlardan kaynayan Nil, Dicle ve Fırat gibi ırmakları hatırlayalım,  taşların arasından mu'cizevari bir surette gönderilmiyor mu?

Böyle  azîm ırmakların elbette mümkün değil,şu dağlar hakiki menbaları, kaynakları olsun.

Çünkü faraza o dağlar tamamen su kesilse ve mahrutî, koni şeklinde havuz olsalar, o büyük nehirlerin şöyle süratli ve çoklukla akmalarına muvazeneyi, dengeyi kaybetmeden birkaç ay ancak dayanabilirler.

Ve o kadar çok harcamaya karşı bir metre kadar toprakta nüfuz eden yağmur, yeterli gelir kaynağı olamaz. 

Demek ki şu nehirlerin kaynamaları, âdi ve tabiî ve tesadüfî bir iş değildir. Belki pek hârika bir surette Fâtır-ı Zülcelal, onları sırf hazine-i gaybdan, görünmeyen alemdeki hazineden akıttırıyor.” (2/267-268)

NUH’UN GEMİSİ NEREYE DEMİR ATIYOR?

İşte o harika deniz, gemiye yüzme imkanını sağladıktan sonra, görünen bir kara yoktur ki oraya demir atsın. Geminin demir atacağı istikamet bilinmiyor ki, dümen o istikamete doğru yönlensin.  Nasıl oluyor bakınız:

Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi ayette şu şekilde yer almaktadır.

“Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” (21/44)

 


Hazreti Nuh’un ziyaret edilen gemisinin fotoğrafı

Görüldüğü gibi Allah’a itaat etmeyen, peygamberin emirlerini dinlemeyen, gemiye binmeyen ve yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan, Hazreti Nuh peygamberin oğlunun da bulunduğu bir kavim, Kur’an-ı Kerim'in bildirdiğine göre helak edilmiştir. Tufan sonucunda sular çekilip, âyetin ifadesiyle "iş bitiverince" gemi, “Cudi Dağı”na oturdu. Gemi de böylece içindekileri de sahili selamete ulaştırmış oldu.

BİZİM ÇIKARACAĞIM DERS NEDİR?

Görüldüğü gibi o zamanın teknoloji şartlarında ve imkanlarıyla hayali bile mümkün olmayan bir talimatla karşı karşıya kalan bir peygamber buhar tahrikli 100 kişiye kadar yolcu ve mevcut hayvanlar çeşitlerinden birer çift taşıyacak  özelliklerde bir gemi imal edilmiştir.

Yer yüzünde hiçbir kara parçası kalmamıştır. Her taraf sularla kaplanmıştır. Böyle Allah CC, bir gemiyi yüzdürecek bir deniz değil bütün dünyanın yüzünü kaplayan ve hiç kara parçası kalmayan bir okyanus yaratmıştır.

Tufandan sonra hayatta ancak yüz civarında insan ve gemideki hayvanlar dışında denizlerde yaratılmış olan hayvanlar ile hayat başlıyor ve bu gün 7,7-8 milyar insana ulaşan bir dünyada bulunuyoruz.

Hayatı veren ve hayatı nihayetsiz nimetleriyle donatan, havayı, suyu ve yiyeceklerimizi veren bir yaratıcıya Cenab-ı Allah’a şükretmekten daha önemli ne görevimiz olabilir.

17.07.2020

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

Yağan yağmur, kar ve dolu gibi nimetler ile buharlaşan ve atmosfere yükselen harika olaylar bir denge içerisinde cereyan etmektedir. Bu devirdaime yeraltı ve kuyu suları da dahildir.

Aksi takdirde akarsularımızın ve denizlerimizin hali ne olurdu. Bu açıkça bir mucize değil midir?

“Dağlardan kaynayan Nil, Dicle ve Fırat gibi ırmakları hatırlayalım,  taşların arasından mu'cizevari bir surette gönderilmiyor mu?

Böyle  azîm ırmakların elbette mümkün değil,şu dağlar hakiki menbaları, kaynakları olsun.

Çünkü faraza o dağlar tamamen su kesilse ve mahrutî, koni şeklinde havuz olsalar, o büyük nehirlerin şöyle süratli ve çoklukla akmalarına muvazeneyi, dengeyi kaybetmeden birkaç ay ancak dayanabilirler.

Ve o kadar çok harcamaya karşı bir metre kadar toprakta nüfuz eden yağmur, yeterli gelir kaynağı olamaz. 

Demek ki şu nehirlerin kaynamaları, âdi ve tabiî ve tesadüfî bir iş değildir. Belki pek hârika bir surette Fâtır-ı Zülcelal, onları sırf hazine-i gaybdan, görünmeyen alemdeki hazineden akıttırıyor.” (2/267-268)

NUH’UN GEMİSİ NEREYE DEMİR ATIYOR?

İşte o harika deniz, gemiye yüzme imkanını sağladıktan sonra, görünen bir kara yoktur ki oraya demir atsın. Geminin demir atacağı istikamet bilinmiyor ki, dümen o istikamete doğru yönlensin.  Nasıl oluyor bakınız:

Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi ayette şu şekilde yer almaktadır.

“Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” (21/44)

 


Hazreti Nuh’un ziyaret edilen gemisinin fotoğrafı

Görüldüğü gibi Allah’a itaat etmeyen, peygamberin emirlerini dinlemeyen, gemiye binmeyen ve yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan, Hazreti Nuh peygamberin oğlunun da bulunduğu bir kavim, Kur’an-ı Kerim'in bildirdiğine göre helak edilmiştir. Tufan sonucunda sular çekilip, âyetin ifadesiyle "iş bitiverince" gemi, “Cudi Dağı”na oturdu. Gemi de böylece içindekileri de sahili selamete ulaştırmış oldu.

BİZİM ÇIKARACAĞIM DERS NEDİR?

Görüldüğü gibi o zamanın teknoloji şartlarında ve imkanlarıyla hayali bile mümkün olmayan bir talimatla karşı karşıya kalan bir peygamber buhar tahrikli 100 kişiye kadar yolcu ve mevcut hayvanlar çeşitlerinden birer çift taşıyacak  özelliklerde bir gemi imal edilmiştir.

Yer yüzünde hiçbir kara parçası kalmamıştır. Her taraf sularla kaplanmıştır. Böyle Allah CC, bir gemiyi yüzdürecek bir deniz değil bütün dünyanın yüzünü kaplayan ve hiç kara parçası kalmayan bir okyanus yaratmıştır.

Tufandan sonra hayatta ancak yüz civarında insan ve gemideki hayvanlar dışında denizlerde yaratılmış olan hayvanlar ile hayat başlıyor ve bu gün 7,7-8 milyar insana ulaşan bir dünyada bulunuyoruz.

Hayatı veren ve hayatı nihayetsiz nimetleriyle donatan, havayı, suyu ve yiyeceklerimizi veren bir yaratıcıya Cenab-ı Allah’a şükretmekten daha önemli ne görevimiz olabilir.

17.07.2020

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

27
Nisan
20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.