KUTLU DOĞUM 55
HAKİKAT-I AHMEDİYE ASM
"Bu kâinat sahibinin tezahür-ü rububiyetine (Allah’ın terbiye ediciliğinin görünmesine) ve
sermedî (ebedî) ulûhiyetine (Cenab-ı Allah’ın ilahlığına) ve
nihayetsiz ihsanatına (sonsuz iyiliklerine)
küllî bir ubudiyet (cami ve kapsamlı bir kullukla) ve tanıttırmakla mukabele eden Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm,
bu kâinatta güneş lüzumu gibi elzemdir (çok gereklidir) ki;
nev'-i beşerin üstad-ı ekberi (insanlığın büyük üstadı) ve büyük peygamberi ve Fahr-i Âlem (alemin kendisiyle övündüğü zât olan Peygamberimiz (a.s.m.)) ve لَوْلاَكَ لَوْلاَكَ لَمَا خَلَقْتُ اْلاَفْلاَكَ 1 hitabına mazhar
hakikat-ı Muhammediye (sallallâhu aleyhi ve sellem)
(peygamberimizin manevi şahsiyeti)
hem sebeb-i hilkat-i âlem (alemin yaratılış sebebi),
hem neticesi ve
en mükemmel meyvesi olduğu gibi,
bu kâinatın hakikî kemalâtı (kusursuz) ve
sermedî (devamlı) Cemîl-i Zülcelâl'in
(sınırsız yücelik ve heybetiyle beraber, sonsuz güzellik sahibi olan Allah’ın)
bâki (ölümsüz, kalıcı) âyineleri ve
sıfatlarının cilveleri (görüntüleri) ve
hikmetli ef'alinin (faydalı işlerinin, gayeli fiillerinin) vazifedar eserleri ve
çok manidar (anlamlı) mektupları olması ve
bâki (sonsuz) bir âlemi taşıması ve
bütün zîşuurların müştak oldukları (bütün şuur sahiplerinin aşık oldukları) bir dâr-ı saadet (mutluluk yurdu) ve
âhireti netice vermesi gibi hakikatları (gerçekleri),
hakikat-ı Muhammediye (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve
Risalet-i Ahmediye (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile tahakkuk ettiğinden (gerçekleştiğinden),
nasıl bu kâinat O’nun risaletine (peygamberliğine) gayet kuvvetli ve kat'î şehadet eder (kesin tanıklık eder).
öyle de, başta âlem-i İslâm,
bütün beşer ve bütün zîşuur (şuur sahiplerine),
Cehennemden acı ve korkunç olan
ademden,
hiçlikten,
idam-ı ebedîden,
fena-yı mutlaktan (sonsuz yok oluştan) kurtulmak için,
daimî aşk ve şevkle
her zamanda ve
câmi' mâhiyetinin (kapsamlı özelliğinin) bütün kuvvetleriyle, bütün istidadat (kabiliyetler) lisanlarıyla
bütün dualar ve ibadetler ve ricalarının dilleriyle istedikleri
hayat-ı bâkiyeyi (ahiret hayatını) kuvvetli,
kat'î beşaret (kesin olarak müjde) veren risalet-i Ahmediye (a.s.m.) ve
hakikat-i Muhammediyeye (Peygamberimizin a.s.m. hakikatine, manevi şahsiyetine)
şehadet edip
nev-i beşerin (insanların) medâr-ı iftiharı (övünç kaynağı),
eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en şereflisi) olduğuna imza bastığı gibi,
her zamanda üç yüz elli milyon ehl-i imanın (müminlerin)
اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ 1
1- (Bir şeye sebep olan onu yapan gibidir) sırrınca,
hergün işledikleri bütün hasenatlar (iyilikler) ve hayırların bir misli Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın defter-i hasenatına (amel defterine) girmesi ve o tek şahsiyet-i Muhammediye (Hz. Peygamber’in a.s.m.) kişiliği,
yüzer milyon, belki milyar âbid-i muhsin (Allah’ı görür gibi Ona ibadet eden) kadar
küllî bir ubudiyete (Allah’a kulluğa) ve
füyuzâtına (mânevî bolluk ve bereketlerine) mazhar (erişen) bir makam kazanması,
o zâtın risaletine (peygamberliğine) pek kuvvetli şehadet edip imza basar.
"(Şualar, s.763-764)
Efendimiz’in temsil ettiği bir Hakikat-ı Ahmediye var,
bir de Hakikat-ı Muhammediye var.
Dünyayı teşriflerinden önce O, Hakikat-ı Ahmediyesi ile vardır ve
Kâ’be hakikatı ile tev’emdir.
(Şan, şeref, mecd, büyüklük hakikatı ikizdir, eştir, mümasildir, benzerdir).
Bu sebeple O, İncil’de Ahmed ismiyle anılmıştır;
Kur’an’da da geçtiği üzere, Hz. İsa (as) O’nu, Ahmed ismiyle müjdelemiştir.
O, dünyayı teşrifleri ve
risaletleriyle birlikte Hakikat-ı Muhammediye’yi temsil etmiştir.
Vefatından sonra da, yine Hakikat-ı Ahmediye’nin tecellisi söz konusudur.
10.05.2025
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu