MERHABA ÇOCUKLAR 14
BİZE VERİLEN DAVATE BAKACAĞIZ
Çocuklar sağlıklı günler dileyerek konuşmaya başlıyorum.
Şimdi gördük ki Allah isteseydi sadece bir ekmekle, bir su ile, bir de hava ile bizim hayatımızın devamını sağlardı.
Ama yaratan Rabbim öyle mi yapmış?
“Hem bizi ve bu dünyamızı yaratan, halkeden ve bizi nimetleriyle, yiyecekleriyle donatan,
perverde eden şu semâvât ve arzın İlâhı bizden ne istiyor, marziyâtı, hoşuna gidecek şeyler nedir?”
“Sultan-ı Ezelîye, kudret ve idaresinin başlangıcı ve sonu olmayan Cenab-ı Allah’a iman ile intisap eden bağlanan ve
amel-i salih ile Allah’ın hoşuna giden işler yaparak, itaat eden bir insan,
şu dünya misafirhanesi menzillerinden ve
âlem-i berzah, kabir alemine ve
âlem-i mahşer dairelerinden, kıyametten sonra insanların tekrar diriltilip toplanacakları yerden ve
hâkezâ kabirden sonraki bütün âlemlerin geniş hudutlarından
berk, şimşek ve
burâk sür'atinde, Cennetin bineği sür'atinde, hızında geçer,
tâ saadet-i ebediyeyi, sonsuz mutluluğu bulur. ”
Orucun toplum hayatına, sosyal hayata çok faydaları var.
Saymakla bitmez.
İnsan olarak bizler geçim noktasında farklı farklıyız.
Cenab-ı Allah, zenginleri fakirlere yardım etmeye davet ediyor.
Ne var ki; zenginler fakirlerin yardıma muhtaç ve acınacak hallerini ancak oruç ile akıllarına getiriyor v anlayabiliyorlar.
Oruç olmasaydı nefsinden başkasını düşünmeyen zenginler, açlığın nasıl bir hal olduğunu anlayamazlardı.
O fukaraların yardıma ne kadar çok ihtiyaçları var, nasıl anlayacaklardı?
Ancak oruçla onlara acıyabilirler.
Eğer oruç olmazsa nefsinin arzularına düşkün olan çok zenginler, aç olan fakirlerin karınlarını doyurmak ve onlara yardım etmek akıllarına gelmezdi.
Çocuklar Ramazan’ın vermiş olduğu o açlıkla akşama doğru nasıl yemek yemeyi arzu ediyoruz?
Öyle de bizim gibi aç olan fakir ve fukaranın yemek yeme arzuları yok mu?
Onu temin etmek için oruç bize gayret vermiyor mu?
Onları aklımıza getirmiyor mu?
İşte Ramazan’ın faydalarını daha sayacağız ama bakın toplum hayatını ne kadar güzel düzene sokuyor.
O zaman geliniz şöyle bir program yapalım.
İftar vakti yaklaşınca sadece biz mi açiz,
sadece biz mi karnımızı doyuracağız,
bizden başka açlar da var mı, diye bir düşünmemiz lazım, düşünelim.
Sonra da annemize, babamıza diyelim ki; ailem, bizim yiyeceğimiz, iftarımızı açacağımız yiyeceklere sahibiz elhamdulillah.
Ancak buna sahip olmayanlar var mı?
Çevremize bir göz gezdirsek, çevremizi bir gezsek.
Onlara da yardım etsek, onların da iftarda yiyeceklerini,
gerekirse bizim iftarımızı yapacağımız yiyeceklerle birlikte ortak paylaşsak…
Ne kadar güzel olur diye düşünmemiz lazım ve
annemizi, babamızı ikaz etmemiz lazımdır.
Unutmayalım hayırlı ramazanlar diliyorum.
22.03.2025
Cahit Kurbanoğlu