Kimi zaman siyasette bir adım geri atmak, aslında oyunun en güçlü hamlesi olur. Ama bazen de o adım geri değil, doğrudan uçuruma bırakır partiyi! CHP tam da böyle bir yol ayrımında. Mahkeme kapısında, eski defterleri karıştıran bir yargıç bekliyor. Karar basit: Ya "butlan" deyip ipi çekecek ya da Özgür Özel kaldığı yerden devam edecek.   ***   Ama işin ironi kısmı şu: Kayyım ihtimali güçlü bir olasılık olarak masada... CHP gibi demokrasiyi bayrak yapmış bir partinin kayyıma teslim edilmesi, bir siyasi hiciv kitabına konu olacak kadar garip! Kılıçdaroğlu: “Ben kabul etmesem kayyım gelecek. Kayyıma mı bırakayım?” çıkışı yaptı. Yani bir anlamda şöyle sesleniyor: "Ben gidersem bu gemi kayyıma çarpar arkadaş!" Perdenin önünden bakıldığında CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması ve vermek istediği mesaj, kulağa hoş geliyor. Ama…   ***   Perdenin arkasındaki ‘ama’ hem Cumhuriyet Halk Partisi için hem de CHP seçmeni için oldukça karışık, depresif ve bir iç savaş adımı gibi! Kılıçdaroğlu cephesinde bir dilemma var. Eğer "ben yokum" derse kayyım kapıda. "Ben varım" derse partiyi yeniden bölünmenin eşiğine getirir.   ***   Özgür Özel, şimdilik sakin… Olası bir butlan kararında da mahkemeyi değil, sandığı yeniden işaret edecek gibi görünüyor. Ki bence en doğru hamle bu olur. Kozlar üçüncü kez sandıkta paylaşılır. Bir türlü konulamayan ‘nokta’ belki üçüncü sandıkta konulur ve bu konu kapanır.   ***   Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç’un devreye girmesi de çok manidar. Sessiz kalmış bir üçüncü yolun habercisi gibiler. Hani derler ya, "İki taraf da çok yıpranırsa üçüncü bir lider çıkar." İşte bu denklem; bu üç ismi geleceğin potansiyel aktörleri yapıyor.   ***   Öte yandan, CHP seçmeninin sesi net: Yargı kararını değil, sandık iradesini istiyor. “Butlan çıksa da biz Özgür Özel’in arkasındayız” diyenler çoğunlukta. Yargı kararıyla bir partiyi değiştirmek mi? Onlar için ‘yok’ hükmünde...   ***   Peki, CHP bu krizi nasıl aşar? Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi kayyıma mı bırakayım?” çıkışının hemen ardından şu alternatifler sıralanabilir: Yargı kararını saygıyla karşılayıp, yeni bir kurultayla meşruiyet tazelemek… Sandığı yeniden koymak ve tabanı dinlemek… Mansur Yavaş ve Vahap Seçer gibi isimlerin doğabilecek boşluğu iyi yönetmesini sağlamak…   ***   Eski genel başkanın “kayyım” açıklamasından sonra bence süreçte önemli bir kavşak dönüldü. Tüm bu yaşananların sonuçlarını hep beraber izleyip göreceğiz. Ancak Kılıçdaroğlu’nun sözleri, zaten kısık sesle dillendirilen “CHP’de bir iç savaş” senaryosunu da gündeme getiriyor! Son seçimlerde Türkiye’nin birinci partisi olan, miting meydanlarında iktidar yürüyüşü söylemleri ilk planda olan CHP’nin şu an içine düştüğü veya düşürüldüğü durum, gerçekten manidar! Son zamanlarda Türkiye’de şaşırılması gereken olaylar karşısında şaşırmamak oldukça  ‘sıradan’ oldu!