Hakan Kanber / KöşeliYorum
Köşe Yazarı
Hakan Kanber / KöşeliYorum
 

Toplumsal fay hatları ve iç cephe sorunsalı

İktidarın ve onun irili ufaklı ortaklarının dillerine pelesenk ettiği ‘iç cephe’ söylemlerinin ayyuka çıktığı günlerden geçiyoruz. İç cephe aşağı, iç cephe yukarı… Muhalefet blokunda ise bu söylem doğru olarak kabullenmekle birlikte, bileşenlerinin eksik olduğu nitelendirmeleriyle eleştiri oklarının hedefi oluyor. İktidar ve ortaklarının “iç cepheyi güçlendirelim” şeklindeki çağrısını ve muhalefet blokunun bunu neden eleştirdiğini irdeleme gereği duydum: “Acaba bu konuda bir eksiklik mi var ki bu çağrı sık sık dile getiriliyor? Yurttaş, ülkeyle olan çok sayıdaki aidiyet bağını kopardı mı ki böyle bir eksiklik ortaya çıktı? Ve iktidar çevreleri sık sık bunu gündeme getiriyor?” Bu soruyu önce kendime sonra da ‘google amcaya’ sordum… Sormaz olaydım… Aldığım cevaplar o kadar detaylıydı ki başka bir yere bakmaya gerek kalmadı! Yapılan araştırmalardan elde edilen veriler, benim için oldukça düşündürücü oldu! *** İşte kaleme aldığım bu köşe yazımı; internetteki açık kaynaklardan, TGSS 2024 ve “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız” gibi toplum araştırmaları, Konda/MetroPOLL/Ipsos kamuoyu anketleri, TEPAV ve Pew raporları gibi güncel çalışmalar ile ilgili haber ve köşe yazılarından aldığım veriler ışığında hazırladım:   TÜRKİYE TOPLUMSAL ALARM VERİYOR İnsan, ait olduğu toprakları sever, köklerini bağrında hisseder. Ama o insan, o topraklarda yaşamak ister mi, istemez mi? Türkiye için işte orası muamma… Türkiye’de bu ikilem gün geçtikçe büyüyor! Bir yanda “Ben buradayım, benim vatanım burası” diyenlerin sesi, diğer yanda “Ama gelecek belirsiz, umut başka yerlerde” diyenlerin haykırışı var.   BEDENLER BU TOPRAKLARDA, DÜŞLER SINIR ÖTESİNDE Araştırmalar ne diyor? Halkın %81’i kendini Türkiye’ye ait hissediyor. Yani aidiyet var… Ama hemen ardından %49’u fırsat olsa yurt dışında yaşamak istediğini söylüyor. Kalp Türkiye’de, düş sınır ötesinde yani. Bu çelişkiyi, bu ruh halini anlamak ve doğru yorumlamak şart… Çünkü bu sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal bir alarm gibi görünüyor!   CÜZDANDAKİ GEDİK, AİDİYET DUYGUSUNU ZAYIFLATIYOR Ekonomik koşullar can yakıyor! Beslenme, barınma, eğitim, sağlık gibi öncelikli harcamalar neredeyse artık lüks… Herkesin cebinde delik var gibi. TÜİK verilerine bakınca, halkın üçte birinin alım gücünün düştüğü görülüyor. Gençlerin %66’sı en büyük derdinin işsizlik ve enflasyon olduğunu haykırıyor! Bu baskı sadece cüzdanda değil, aidiyet duygusunda da gedikler açıyor. İnsan, ekonomik geleceği görünmeyince köklerinden kopmaya başlıyor. Beyin göçü tam da bu yüzden ülkemizin kâbusu...   “BU SİSTEM BANA UMUT VERMİYOR” Eğitimde ise tablo karanlık… Gençlerin büyük çoğunluğu “Bu sistem bana umut vermiyor” diyor! Eğitim, sadece bilgi vermek değil; aynı zamanda güven aşılamak demek. Ama gençlerin %70’i Türkiye’de çağdaş, iyi bir eğitim alamadığını düşünüyor. Bu kadar güvensiz ortamda aidiyetin ayakta kalması mucize... Hele ki, birçoğu yurtdışında yaşama hayalini büyütürken…   TOPRAK, AİDİYETİN EN ESKİ TEMELİ AMA… Tarımda da durum farklı değil… Kırsalda yaşamak, çocukların da tarımla uğraşmasını istemek azalmış durumda. Mazot, gübre pahalı, destek yetersiz… Gençler başka şehirlere, başka işlere kaçıyor. Toprağa bağlılık zayıflıyor. Oysa toprak, aidiyetin en eski temeli. Bu kopuş, Türkiye’nin köklerinde çatlak yaratıyor.   SİYASET Mİ? ORADA İŞLER İYİCE KARIŞIK! Siyaset mi? Orada işler iyice karışık. Hükümete güven %30 bandında... Kutupsal ayrışmaların derinliği toplumu bölüyor. Bu siyasi gerilim, vatandaşın kurumsal güvenini sarsıyor ve sivil dayanışma arayışlarını artırıyor. Sosyal medya boykotları bunun yeni göstergesi.   TOPLUMSAL BÜTÜNLÜK KIRILGAN… Kültür ve kimlik konusuna gelince; Atatürkçülük gençler arasında güçlü bir kimlik ama etnik ve dini kimlikler de önemli. Kutuplaşma sadece etnik veya dini değil, yaşam tarzı üzerinden de yükseliyor. Toplumsal bütünlük bu yüzden kırılgan... Ve belki en kötüsü: Güven… Toplumun sadece %17,6’sı genel olarak insanlara güveniyor. Bu, büyük bir sorun. İnsanların birbirine, kurumlara güvenmemesi toplumu ayakta tutan bağları zayıflatıyor.   TOPLUMSAL FAY HATLARI KIRILIYOR! Sonuç mu? Türkiye’de aidiyet hâlâ var ama çatlaklar büyüyor. Vatan sevgisi ile gelecek kaygısı yan yana yürüyor. Bu dengeyi kurmak, kopuşu önlemek için siyasetten ekonomiye, eğitimden kültüre tüm alanlarda yeni çözümler şart. Çünkü bu sadece bugünün meselesi değil, yarının Türkiye’sinin teminatı. Son söz; tüm bu verilerden alarak evet, bence de iç cepheyi güçlendirmenin zamanı çoktan gelmiş durumda. Türkiye toplumu olarak bunu bir an önce sağlamalıyız. Ama nasıl? Yoksa… Yoksasını düşünmek bile ürperti veriyor!  
Ekleme Tarihi: 03 July 2025 - Thursday

Toplumsal fay hatları ve iç cephe sorunsalı

İktidarın ve onun irili ufaklı ortaklarının dillerine pelesenk ettiği ‘iç cephe’ söylemlerinin ayyuka çıktığı günlerden geçiyoruz.

İç cephe aşağı, iç cephe yukarı…

Muhalefet blokunda ise bu söylem doğru olarak kabullenmekle birlikte, bileşenlerinin eksik olduğu nitelendirmeleriyle eleştiri oklarının hedefi oluyor.

İktidar ve ortaklarının “iç cepheyi güçlendirelim” şeklindeki çağrısını ve muhalefet blokunun bunu neden eleştirdiğini irdeleme gereği duydum:

“Acaba bu konuda bir eksiklik mi var ki bu çağrı sık sık dile getiriliyor? Yurttaş, ülkeyle olan çok sayıdaki aidiyet bağını kopardı mı ki böyle bir eksiklik ortaya çıktı? Ve iktidar çevreleri sık sık bunu gündeme getiriyor?”

Bu soruyu önce kendime sonra da ‘google amcaya’ sordum…

Sormaz olaydım… Aldığım cevaplar o kadar detaylıydı ki başka bir yere bakmaya gerek kalmadı!

Yapılan araştırmalardan elde edilen veriler, benim için oldukça düşündürücü oldu!

***

İşte kaleme aldığım bu köşe yazımı; internetteki açık kaynaklardan, TGSS 2024 ve “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız” gibi toplum araştırmaları, Konda/MetroPOLL/Ipsos kamuoyu anketleri, TEPAV ve Pew raporları gibi güncel çalışmalar ile ilgili haber ve köşe yazılarından aldığım veriler ışığında hazırladım:

 

TÜRKİYE TOPLUMSAL ALARM VERİYOR

İnsan, ait olduğu toprakları sever, köklerini bağrında hisseder. Ama o insan, o topraklarda yaşamak ister mi, istemez mi? Türkiye için işte orası muamma…

Türkiye’de bu ikilem gün geçtikçe büyüyor!

Bir yanda “Ben buradayım, benim vatanım burası” diyenlerin sesi, diğer yanda “Ama gelecek belirsiz, umut başka yerlerde” diyenlerin haykırışı var.

 

BEDENLER BU TOPRAKLARDA, DÜŞLER SINIR ÖTESİNDE

Araştırmalar ne diyor?

Halkın %81’i kendini Türkiye’ye ait hissediyor.

Yani aidiyet var…

Ama hemen ardından %49’u fırsat olsa yurt dışında yaşamak istediğini söylüyor. Kalp Türkiye’de, düş sınır ötesinde yani.

Bu çelişkiyi, bu ruh halini anlamak ve doğru yorumlamak şart…

Çünkü bu sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal bir alarm gibi görünüyor!

 

CÜZDANDAKİ GEDİK, AİDİYET DUYGUSUNU ZAYIFLATIYOR

Ekonomik koşullar can yakıyor! Beslenme, barınma, eğitim, sağlık gibi öncelikli harcamalar neredeyse artık lüks…

Herkesin cebinde delik var gibi. TÜİK verilerine bakınca, halkın üçte birinin alım gücünün düştüğü görülüyor.

Gençlerin %66’sı en büyük derdinin işsizlik ve enflasyon olduğunu haykırıyor!

Bu baskı sadece cüzdanda değil, aidiyet duygusunda da gedikler açıyor. İnsan, ekonomik geleceği görünmeyince köklerinden kopmaya başlıyor.

Beyin göçü tam da bu yüzden ülkemizin kâbusu...

 

“BU SİSTEM BANA UMUT VERMİYOR”

Eğitimde ise tablo karanlık…

Gençlerin büyük çoğunluğu “Bu sistem bana umut vermiyor” diyor! Eğitim, sadece bilgi vermek değil; aynı zamanda güven aşılamak demek. Ama gençlerin %70’i Türkiye’de çağdaş, iyi bir eğitim alamadığını düşünüyor.

Bu kadar güvensiz ortamda aidiyetin ayakta kalması mucize... Hele ki, birçoğu yurtdışında yaşama hayalini büyütürken…

 

TOPRAK, AİDİYETİN EN ESKİ TEMELİ AMA…

Tarımda da durum farklı değil…

Kırsalda yaşamak, çocukların da tarımla uğraşmasını istemek azalmış durumda. Mazot, gübre pahalı, destek yetersiz… Gençler başka şehirlere, başka işlere kaçıyor. Toprağa bağlılık zayıflıyor.

Oysa toprak, aidiyetin en eski temeli.

Bu kopuş, Türkiye’nin köklerinde çatlak yaratıyor.

 

SİYASET Mİ? ORADA İŞLER İYİCE KARIŞIK!

Siyaset mi? Orada işler iyice karışık.

Hükümete güven %30 bandında... Kutupsal ayrışmaların derinliği toplumu bölüyor.

Bu siyasi gerilim, vatandaşın kurumsal güvenini sarsıyor ve sivil dayanışma arayışlarını artırıyor.

Sosyal medya boykotları bunun yeni göstergesi.

 

TOPLUMSAL BÜTÜNLÜK KIRILGAN…

Kültür ve kimlik konusuna gelince; Atatürkçülük gençler arasında güçlü bir kimlik ama etnik ve dini kimlikler de önemli. Kutuplaşma sadece etnik veya dini değil, yaşam tarzı üzerinden de yükseliyor. Toplumsal bütünlük bu yüzden kırılgan...

Ve belki en kötüsü: Güven…

Toplumun sadece %17,6’sı genel olarak insanlara güveniyor. Bu, büyük bir sorun. İnsanların birbirine, kurumlara güvenmemesi toplumu ayakta tutan bağları zayıflatıyor.

 

TOPLUMSAL FAY HATLARI KIRILIYOR!

Sonuç mu?

Türkiye’de aidiyet hâlâ var ama çatlaklar büyüyor.

Vatan sevgisi ile gelecek kaygısı yan yana yürüyor.

Bu dengeyi kurmak, kopuşu önlemek için siyasetten ekonomiye, eğitimden kültüre tüm alanlarda yeni çözümler şart.

Çünkü bu sadece bugünün meselesi değil, yarının Türkiye’sinin teminatı.

Son söz; tüm bu verilerden alarak evet, bence de iç cepheyi güçlendirmenin zamanı çoktan gelmiş durumda. Türkiye toplumu olarak bunu bir an önce sağlamalıyız.

Ama nasıl?

Yoksa…

Yoksasını düşünmek bile ürperti veriyor!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.