İran…
İsrail, vurdu! O da karşılık verdi…
Boğazlaşma sürüyor!
Türk ve dünya basını günlerdir bu savaşı 7/24 servis ediyor.
Kare, kare… Görüntü, görüntü…
En detaylı şekilde hem de…
Uzmanı, uzman olmayanı; herkes bir şeyler söylüyor.
Yorumlar, analizler havalarda uçuşuyor.
Ekonomistler, askeri-sivil stratejistler, bilmem nejistler…
32 kısım tekmili birden… Konuşuyorlar... Arz-ı endam ediyorlar…
Onların konuşmaları eşliğinde biz de savaşı elimizde çay bardağı televizyon ekranlarından, çarşıda-sokakta cep telefonlarından ya da tabletlerden canlı-kanlı temaşa ediyoruz.
Mesela televizyon ekranı 8 parçaya bölünüyor, yani mix yapılıyor: Moderatör, bir yığın konuşmacılar, haritalar, savaştan iç acıtan kareler…
Cep ve tabletlerden savaş görüntüleri aktarılırken, en leziz yemek reklamları araya karışıyor falan…
Hatırlayanlar bilir; dünya insanlığı ilk kez 1991 yılında Amerika’nın Irak’a saldırdığı 1. Körfez Savaşı’nda tanışmıştı televizyondan gerçek(!) savaş seyretmeye…
Atari oyunları gibi!!!
***
Savaşın kanlı yüzü, insanın insana yaptığı vahşet, doğurduğu ve doğuracağı ekonomik sonuçlar, şunlar bunlar…
Bildiğimiz, içimizi acıtan, yüreğimizi kanatan gerçekler…
Hepsi tamam, hepsi bir yana…
***
Biz bu ‘sinemayı’ bu coğrafyada yıllardır izliyoruz!
İzlettiriyorlar…
Adı; Radikal Yahudi İsrail… Ya da Amerika… Ya da İngiltere… Ya da bilmem ne Allah’ın belası…
Fark eder mi? Etmiyor…
Etmediği şuradan belli; Müslüman coğrafyanın ortasında, tükürüğünüzle boğacağınız kadar bir avuç İsrail… Ne alakaysa Müslüman mahallesinde herkese atar-gider yapıyor, horozlanıyor, adam öldürüyor?
Ama biz sadece bize gösterilen/gösterilmek istenen kısmını izliyoruz sinemanın... Arka planı aslında apaçık ortada ama çoğumuz görmüyoruz nedense…
Dünyanın egemen gücü/güçleri yapıyor bunu… El ele vermişler, had mad-sınır mınır tanımıyorlar!
Nasıl mı?
***
Anlatayım:
Bu pervasız gücü, o ülkenin eğitimsiz kitlelerinden alıyorlar…
Eğitim seviyesi alçaklarda, inanç seviyeleri yükseklerde olan halkların oluşturduğu ülkeler seçiliyor bir kere…
Bu, bu arkadaşlar için orta ya da uzun vadeli bir süreç ve plan…
Hedef ülkenin önce yönetim sistemi değiştiriliyor. Zavallı eğitimsiz halk, yönetimi kendisinin seçimle değiştirdiğini sanıyor oysa…
Sonra hedef ülkenin hassasiyeti/iyileşmeyen yarası nereyse oradan başlıyor operasyon!
Farklı inanç, ırk, dil, renk, mezhep, sağcı, solcu, bilmem neci…
Egemen güçlerin hazırladığı projeye göre; oralar kaşınmaya başlıyor…
Evre evre o yaraya kurt düşüyor! Kardeş kavgası, seçilen/öne çıkan bir unsur üzerinden tetikleniyor!
Beraberinde ‘hedef’in; tarımı, eğitimi, geçmişi, geleceği, ekonomisi, milli ve ahlaki değerleri birer birer tarumar ediliyor. Halkı birbirine düşman kesiliyor!
Toplum yere düşen bütün karpuz gibi paramparça oluyor!
İş başına getirdikleri zorba yönetimlerle projenin ilk evresi tamamlanıyor.
***
Sonra?
Sonrası malum?
Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Afganistan’da olduğu gibi…
‘Kullan-at’ olarak bilinen IŞİD’te, Taliban’da olduğu gibi…
İş başına getirip, yıllarca sırtını sıvazlayarak, destek verdikleri zamanı geldiğinde de ‘tu kaka’ ilan edip, kafasını kopardıkları o ülke ya da oluşumlarda olduğu gibi…
***
Bu ülke ve oluşumların liderlerini tek tek yazıp, kafanızı şişirmeyeyim;
Lağım faresi gibi lağımda yakalanıp ipe çekilenler…
Önce çoluğu çocuğu, yedi sülalesi, oğlu-kızı sonra kendisi vahşice öldürülüp, soyu sopu kurutulanlar…
Dipsiz mağaralarda yakalanıp sonra okyanusun ortasında öldürülüp ve cesedi savaş gemisinden balıklara yem olsun diye atılanlar…
En ucuz kurtulan Suriye’nin Esad’ı oldu galiba, canını Rusya’ya zor attı!
***
‘Sinema’nın adresi, perdesi, oyuncuları değişiyor ama konusu hiç değişmiyor!
Şimdi İran sinemasını izliyoruz…
Burada bir parantez açmakta yarar var: (Kim bilir, belki orta ya da uzak gelecekte sonucunu göreceğiz… PKK olarak tanıdığımız, şimdilerde malum coğrafyaya yayılmış birçok kolu olan, devlet/özerklik kurdurulan ayrılıkçı Kürtler için de aynı plan çoktan beridir işletiliyordur…) Parantezi kapatalım…
***
Eğitimle, bilimle, akıl ve mantıkla barışıp kendi bilinç seviyesini yükselten bir birey ülkesini de her anlamda cennete çevirir… Bunlara sırt çeviren, yönünü başka yerlere çeviren bireylerin oluşturduğu ülkelerin karanlığı hiç bitmez! Hem de hiç…
Kuklacının kukla imalathanesi onlarca yıldır 7/24 kukla üretiyor! Bunları sadece akıl, bilim, eğitimle vurabilirsiniz ancak…
***
Yukarıda ana başlıklar halinde verdiğim ana unsurların alt açılımları çok daha iç karartıcı…
Daha anlatayım mı?
Yok, burada keseyim ben…
Yazdıklarımı; bu toplumda yazdıklarımdan daha iyi anlayan/bilen/farkında olan, azımsanamayacak sayıda yurttaşın olduğunu biliyorum. Onların kafasını şişirmeye gerek yok diye düşünüyorum…
Anlamayanlar için yüzlerce sayfalık kitaplar yazsak bile yetmez…
Yıllardır gözlerinin önünde dönen dolaplardan, sahnelenen sinemalardan/filmlerden ders almayan, haberi olmayanlara şu özlü sözümüzü gönderelim ve konuyu kapatalım:
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az!