Türkiye'ye gelen uluslararası firmalar yâda ülkemizdeki KURUMSALLAŞMIŞ ULUSAL firmaların sayısı oldukça fazladır.  Bu firmaların ortak bir değil, bir çok özellikleri vardır. Bana göre en önemli özellikleri; BAŞARI ve KÂRLILIK. Bu firmalar bütün güç ve enerjilerini bu iki HEDEFE FOKSLAR ve bu çerçeve de  GERÇEK ve GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜN olan planlamalar yaparlar. Yani bizim tabir ile UÇMAZLAR... Yıllarca kurumsallaşmış ulusal ve ulusal firmalarda yöneticilik yapan birisi olarak yaptığımız iş REEL HEDEFLER ve PLÂNLAMALAR  üzerine odaklanmıştır. Sene sonu geldiğiniz de bir sonraki senenin ay ay satış  planlamasını yapardık. Bu planlama bazen haftalarca sürerdi. Burada ki önemli husus; yapılması ve gerçekleşmesi mümkün olan hedeflerin planlanması idi.  Misal; süt firmasında çalışıyorsunuz. Bir önce ki sene 1000 ton 1/1süt sattınız. 2018 senesinin planlaması ve hedefini planlarken uçuk kaçık  hedefler değil, bilâkis  yapacağınız ve yapmanız muhtemel olan çalışma,  hedefleri gerçekleştirecek  planlamalar yapmaktır. Bunun da en makul oranı % 5 veya % 8 arasındadır ki oda bölgeye ve bölgedeki nokta sayısına göre belirlersiniz.  Bu planlamaları sadece ve sadece  siz yapıyorsunuz ve gerçekleşmesi içinde  ALTINA İMZANIZI ATIYORSUNUZ.  Yani bölge müdürüne o da genel müdürüne  şunu taahhüt ediyor. BEN, BÜLENT ERTEKİN.  2018 SENESİNDE BÖLGEMDE BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE %5 ARTIŞ YAPARAK SATIŞLARIMI  ŞU ŞU ŞU ŞU  NOKTAYA GETİRECEĞİM diyorsunuz.  Bu bir taahhüttür. Bu taahhüttenden sonra  başarıdan da, başarısızlıktan da tamamen siz sorumlusunuz.  Pekiii, aksi durumlarda ne olur? AKSİ DURUMDA, yani taahhütünüzü yerine getiremediğinizde  BAŞARISIZSINIZ  ve POSTALANIRSINIZ.... Bunu niye yazdın? diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Zira bizim ülkemizde  SÖZ VERENLER SÖZÜNÜ TUTMAZ  TAAHHÜTTE BULUNUR,  TAAHHÜTÜNÜ YERİNE GETÎRMEZ. OYUMUZU BU KADAR YAPACAĞIZ der onu da yapmaz, yapamaz. Peki sonucu ne olur? Utanmadan... sıkılmadan.... yüzleri kızarmadan... hiçbir şekilde hicab duymadan... ŞANLI ZAFERLERDEN OYLARINI YÜKSELTTİKLERİNDEN bahsederler hemde kasıla kasıla, göbeklerini kaşıya kaşıya... Oysa bir realite, bir hakikat, bir akıl  bir beyin denilen şey var.  Şimdi bir haberi okuyacaksınız.  Böylelikle ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.  21 Aralık 2017 Perşembe - iklim öngel CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Yüzde 50 artı bir yetmez. Hedef en az yüzde 60” diye konuştu. ...... En az yüzde 60: Biz, 2019’da bu seçimleri kesinlikle alacağız. Ama nasıl alacağız? Bizim amacımız 50 artı 1 değil. Onu da söyleyeyim, en az yüzde 60. Çünkü Türkiye o kadar ağır koşullarla karşı karşıya ki Türkiye’yi bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmamızın yolu en az yüzde 60 ile gelip, halkın desteği ile demokrasiyi sıfırdan yeniden inşa etmektir. Onun için en az yüzde 60 diyoruz; 50 artı 1 değil. .... Atılırda bu kadar atılmaz be kardeşim  yaaaa... Atarsan da birisi çıkar  UFAK ATTA CİVCİVLER YESİN  der, demesi de lâzım. Yahu birader, kağıdı ve kalemi  elime alıyorum. Çarpıyorum, topluyorum, bölüyorum, çıkarıyorum, sinüs, kosünüsünü  buluyorum. Yok Yok yok. Gene yok birader. Yüzde yirmibeşler den yüzde atmışa bir türlü çıkaramıyorum. Bir önceki seçimlere bakıyorum, ondan önceki girmiş olduğu bütün seçimleri tekrar tekrar gözden geçiriyorum % 25 'in üzerinde bir seçim başarısı  yok.  TIK YOK...  Bu TIK YOK ta yanlış anlaşılmasın. Artış yok manasında. Geçmişte yaptığım yıllık hedef çalışmalarını  gözden geçirdiğimde Sayın KILICTAROĞLU'nun  acayip derecede hayal değil (lütfen dikkat edin hayal değil)  MÜTHİŞ,  AKLA ZİYAN FANTAZİ yaptığını düşünüyorum. Diyor ki  % 60..   %51 dahi değil. Valla birileri KEMAL beyi uyuduğu derin uykudan, görmüş olduğu rüya âleminden çıkarıp gerçek âleme  KEMAL BEY,  KEMAL BEY, LÜTFEN GERİ DÖNÜN LÜTFEN UYANIN demesi gerekiyor. Bu işler hayal etmekle, yeni fantaziler kurmakla olmuyor.  Ne diyelim bizim oralarda bir kaç güzel söz vardır. Onlardan bir tanesini zaten geçen yazımızın başlığı olarak  yazmıştık. Tekrar beni de, sizi de sıkıntıya sokacağını düşünerek  bu sefer de başka güzel bir söz ile yazımızı bitirelim mi?  Ne dersiniz? O halde, UFAK ATTA,  CİVCİVLER YESİN KEMAL BEY!!! diyelim. Selâm ve dua ile  Bülent ERTEKİN