Bülent Ertekin
Köşe Yazarı
Bülent Ertekin
 

BACAK KIRACAĞIMIZA KANUNLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRSEK NASIL OLUR?

Şiddet...  Şiddet... Şiddet... İliğimize., kemiğimize işlemiş bir davranış olsada  aslında eksik bir ifade.  Buna  DAVRANIŞ BOZUKLUĞU desek herhalde daha uygun bir ifade kullanmış olacağız. Biraz heyecandan, biraz gazdan, biraz da ve en önemlisi EĞİTİMSİZLİĞİMİZDEN veya CAHİLLİĞİMİZDEN olsa gerek.  Hemen vuruyor, kırıyor, parçalıyoruz, öyle değilmi? Neden kanunlarla, adaletle iş görmüyoruz  yâda göremiyoruz. Neden hakkı, hukuku, adaleti mahkemelerde aramayız. Cevap veriyorum!!!  Hocam... Polis yakalıyor hakimler ve savcılar bırakıyor. Adam hırsızlık yapıyor, aynı gün çıkıyor karısını öldürüyor. Ölen öldüğü ile kalıyor cani/ler ise 5/10 yıl arasında ceza yiyiyor ve elini kolunu sallaya sallaya , polise, güvenlik birimlerine, kameralara âdeta gülücükler ve öpücükler atarak çıkıııııııp gidiyor. Alkollü araç kullanan geri zekalı birisi  genç bir canı katlediyor. Sonrası.... 3 ay yatıp çıkıyor .  Şimdi böyle bir adalet, adalet mi hocam? Elbette değil!!! İşte o zaman vatandaş kendi mahkemesini kuruyor; hakim de o, savcıda o... Kısa yoldan cezasını kesip en kısa yıldan mührü vuruyor. ÖLÜM. Doğru bir yaklaşım yada bir bakış açısı gibi görenler olsada asla ve asla hiçbir şekilde  ucundan kenarından tutulacak bir düşünce ve davranış değil. Zira herkes kendi mahkemesini kurar ve kalemi kırar ise mahalle aralarında ceset, boş arazilerde vahşetin en alâ resimlerini  görürsünüz. Bir de bakmışsınız  "OLAY...  OLAY... Tecavüzcü Coşkun(!) boş bir arazide ..... kesilmiş, gözleri oyulmuş,  yağlı kazığa oturtulmuş bir şekilde bulundu" şeklinde gazetelerin 3. sayfalarında bu ve benzeri fantasik haberleri okumamak içten bile değil. Dün haberleri seyrederken İçişleri Bakanımız sayın Süleyman SOYLU'nun heyecan ve ADRENALİN dolu konuşmasını dinledim. MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan sayin bakanımız Soylu, "81 ilimizde 7 kez okul çevrelerinde huzur uygulamaları yaptık. Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir" dedi. (03 Ocak 2018 İha) NE OLUYOR? NEREYE GİDİYORUZ? BU İŞ BÖYLE OLURSA SONU NE NEREYE GİDER? diye kendi kendime sordum.  "Yok yahu;  söylememiştir, söylemez.. Söylememeli... şeklinde de kendi kendime konuşmadım da değil hani. Aslına bakarsanız Sayın Bakanın ifadelerini ruhuma SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN BAKALIM " diye  sorduğumda aynı şeyleri söylediğini gördüm. İçimden adeta YAŞAAAAA!!!!! VAROOOOOL!!!! HELAL OLSUUUUN!!! dediğimi duydum. Lâkin..... İşin ayağı  böyle değil, böylede olmamalı.  Sayın bakanımız büyük bir stres ve heyecanla adeta 7/24 bir tempo ile çalışıyor. Bu tempo içerisinde gayri ihtiyari (bizler gibi oda insan)yıpranır, gerilebilir, üzülebilir. Lâkin bu şekildeki ifadeler her zaman ağzımızda peselenk  olmuş  TÜRKİYE DEMOKRATİK .....  bir ülke ifadeleri ile örtüşmeli. Aksi bir durum da toplumsal facialara neden olabilir. Yapılacak her türlü kanunsuz işlemleri önlemek için önlemler de; kanun ve onun maddeleri çerçevesinde olmalı. Dağlarda, bayırlarda, şehirlerde polisimize  mehmetçiğimize her türlü silahlı/silahsız saldırı yapan teröristleri nasıl alıyor ve adalete teslim ediyor/lar isek aynısını bütün failler suçlular içinde yapmalıyız. Ağzını kırmak... burnunu dağıtmak... ayaklarını kırmak... Gözünü patlatmak... ve daha bir sürü fantazi hareketleri YAPAMAYIZ!!!! Yaparsanız veya yapanlara kol kanat gerer isek  bunun bedelini toplum olarak büyük sıkıntılar ile ödemek zorunda kalırız. Sonunda tilkinin misali işi gene ADALETLE... KANUNLARLA... YASALARLA... GEREKLİ CEZALAR ile ödemek zorunda kalırız. Zira,bu ülkenin daha fazla KAN KAYBINA,  ZAMAN KAYBINA, İNSAN KAYBINA,  ÜLKEYE OLAN GÜVEN KAYBINA ne zamanı ne de enerjisi yetmeyebilir. Evet vatandaş Bülent olarak diyorum ki, bizler ne bacak kıralım, ne de kol kıralım. Aksi taktirde yollarda, kaldırımlarda, caddelerde, apartman koridorlarında,  RAMBOLAR  CANONLAR  BATMENLER  ÖRÜMCEK ADAMLAR  hiç mi hiç  eksik olmaz.  Gelin şu kanunları tekrar bir gözden geçirelim. Yapanlara öyle bir ceza/lar verelim ki; sonrasında geriden gelenlerin önü kapansın, caydırıcı olsun, korkutucu olsun vs vs... Yapan bilsin ki; yaparsa HAYATI BİTECEK. Evet, dilek ve temennimiz odur ki GÜÇLÜNÜN HAKLI  değil  HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞU  bir ülke olalım. Selâm ve dua ile  Bülent ERTEKİN   
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2018 - Cumartesi

BACAK KIRACAĞIMIZA KANUNLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRSEK NASIL OLUR?

Şiddet... 
Şiddet...
Şiddet...
İliğimize., kemiğimize işlemiş bir davranış olsada  aslında eksik bir ifade. 
Buna  DAVRANIŞ BOZUKLUĞU desek herhalde daha uygun bir ifade kullanmış olacağız. Biraz heyecandan, biraz gazdan, biraz da ve en önemlisi EĞİTİMSİZLİĞİMİZDEN veya CAHİLLİĞİMİZDEN olsa gerek. 
Hemen vuruyor, kırıyor, parçalıyoruz, öyle değilmi?
Neden kanunlarla, adaletle iş görmüyoruz  yâda göremiyoruz.
Neden hakkı, hukuku, adaleti mahkemelerde aramayız.
Cevap veriyorum!!! 
Hocam...
Polis yakalıyor hakimler ve savcılar bırakıyor. Adam hırsızlık yapıyor, aynı gün çıkıyor
karısını öldürüyor. Ölen öldüğü ile kalıyor cani/ler ise 5/10 yıl arasında ceza yiyiyor ve elini kolunu sallaya sallaya , polise, güvenlik birimlerine, kameralara âdeta gülücükler ve öpücükler atarak çıkıııııııp gidiyor.
Alkollü araç kullanan geri zekalı birisi  genç bir canı katlediyor. Sonrası.... 3 ay yatıp çıkıyor . 
Şimdi böyle bir adalet, adalet mi hocam?
Elbette değil!!!
İşte o zaman vatandaş kendi mahkemesini kuruyor; hakim de o, savcıda o... Kısa yoldan cezasını kesip en kısa yıldan mührü vuruyor. ÖLÜM.
Doğru bir yaklaşım yada bir bakış açısı gibi görenler olsada asla ve asla hiçbir şekilde  ucundan kenarından tutulacak bir düşünce ve davranış değil. Zira herkes kendi mahkemesini kurar ve kalemi kırar ise mahalle aralarında ceset, boş arazilerde vahşetin en alâ resimlerini  görürsünüz. Bir de bakmışsınız 
"OLAY... 
OLAY...
Tecavüzcü Coşkun(!) boş bir arazide ..... kesilmiş, gözleri oyulmuş,  yağlı kazığa oturtulmuş bir şekilde bulundu" şeklinde gazetelerin 3. sayfalarında bu ve benzeri fantasik haberleri okumamak içten bile değil.

Dün haberleri seyrederken İçişleri Bakanımız sayın Süleyman SOYLU'nun heyecan ve ADRENALİN dolu konuşmasını dinledim.
MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan sayin bakanımız Soylu, "81 ilimizde 7 kez okul çevrelerinde huzur uygulamaları yaptık. Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir" dedi.

(03 Ocak 2018 İha)

NE OLUYOR?
NEREYE GİDİYORUZ?
BU İŞ BÖYLE OLURSA SONU NE NEREYE GİDER?
diye kendi kendime sordum. 
"Yok yahu; 
söylememiştir,
söylemez..
Söylememeli... şeklinde de kendi kendime konuşmadım da değil hani.
Aslına bakarsanız Sayın Bakanın ifadelerini ruhuma SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN BAKALIM " diye  sorduğumda aynı şeyleri söylediğini gördüm.
İçimden adeta
YAŞAAAAA!!!!!
VAROOOOOL!!!!
HELAL OLSUUUUN!!!
dediğimi duydum.
Lâkin.....
İşin ayağı  böyle değil, böylede olmamalı. 
Sayın bakanımız büyük bir stres ve heyecanla adeta 7/24 bir tempo ile çalışıyor. Bu tempo içerisinde gayri ihtiyari (bizler gibi oda insan)yıpranır, gerilebilir, üzülebilir. Lâkin bu şekildeki ifadeler her zaman ağzımızda peselenk  olmuş 
TÜRKİYE DEMOKRATİK ..... 
bir ülke ifadeleri ile örtüşmeli.
Aksi bir durum da toplumsal facialara neden olabilir.
Yapılacak her türlü kanunsuz işlemleri önlemek için önlemler de; kanun ve onun maddeleri çerçevesinde olmalı.
Dağlarda, bayırlarda, şehirlerde polisimize  mehmetçiğimize her türlü silahlı/silahsız saldırı yapan teröristleri nasıl alıyor ve adalete teslim ediyor/lar isek aynısını bütün failler suçlular içinde yapmalıyız.
Ağzını kırmak...
burnunu dağıtmak...
ayaklarını kırmak...
Gözünü patlatmak...
ve daha bir sürü fantazi hareketleri YAPAMAYIZ!!!! Yaparsanız veya yapanlara kol kanat gerer isek  bunun bedelini toplum olarak büyük sıkıntılar ile ödemek zorunda kalırız.
Sonunda tilkinin misali işi gene
ADALETLE...
KANUNLARLA...
YASALARLA...
GEREKLİ CEZALAR ile ödemek zorunda kalırız.
Zira,bu ülkenin daha fazla
KAN KAYBINA, 
ZAMAN KAYBINA,
İNSAN KAYBINA, 
ÜLKEYE OLAN GÜVEN KAYBINA ne zamanı ne de enerjisi yetmeyebilir.

Evet vatandaş Bülent olarak diyorum ki, bizler ne bacak kıralım, ne de kol kıralım. Aksi taktirde yollarda, kaldırımlarda, caddelerde, apartman koridorlarında, 
RAMBOLAR 
CANONLAR 
BATMENLER 
ÖRÜMCEK ADAMLAR 
hiç mi hiç  eksik olmaz. 
Gelin şu kanunları tekrar bir gözden geçirelim. Yapanlara öyle bir ceza/lar verelim ki; sonrasında geriden gelenlerin önü kapansın, caydırıcı olsun, korkutucu olsun vs vs...
Yapan bilsin ki; yaparsa
HAYATI BİTECEK.
Evet, dilek ve temennimiz odur ki

GÜÇLÜNÜN HAKLI 
değil 
HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞU 
bir ülke olalım.

Selâm ve dua ile 
Bülent ERTEKİN 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.