Göller Bölgesi’nin incisi Salda alarm veriyor: Beyaz cennet kararıyor!
Göller Bölgesi’nin incisi Salda alarm veriyor: Beyaz cennet kararıyor!
Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü'nde su seviyesi dramatik şekilde düşüyor, Maldivlere benzetilen bembeyaz kumsalları kömür karasına dönüyor.
Hakan Kanber’in özel haberi…
Göller Bölgesi’nin incisi Salda alarm veriyor: Beyaz cennet kararıyor!
Göller Bölgesi, ‘Çöller Bölgesi’ oluyor…
Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü'nde su seviyesi dramatik şekilde düşüyor, Maldivlere benzetilen bem beyaz kumsalları kömür karasına dönüyor. Çevre örgütleri uyarıyor: Ekosistem çöküyor, önlem alınmazsa geri dönüşü olmayan bir felaket kapıda... NASA tarafından Mars’taki Jezero Krateri’ne benzetilen gölü karartan etkenlerin başında; iklim krizi, yoğun ziyaretçi baskısı, kontrolsüz turizm, gölün çevresinde kurulan kamp ve mesire yerleri ile insan kaynaklı kirlilik geliyor! Kıyılarına ayak dahi basılmaması önerilen gölün çevresinde insanlar ayakkabı ve terlikle fink atıyor, yüzüyor, ateş yakıyor, kamp ve piknik yapıyor…
Hakan Kanber / Haber-Analiz
Türkiye’nin doğa harikası Salda Gölü, hızla kuruma tehlikesiyle yüzleşiyor. NASA tarafından Mars’taki Jezero Krateri’ne benzerliğiyle dikkat çekilen göl, insan faaliyetleri, kirlilik ve iklim krizinin etkisiyle ekolojik bir felaketin eşiğinde. Gölün beyaz adacıkları kararmaya başlarken, eldeki son ölçümlere göre yüzey alanı 3 kilometrekare azaldı; kıyılar da ortalama 100 metreye kadar geriledi. Kimi yerlerde ise bu mesafenin 300 metreye çıktığı gözlemlenebiliyor.
GÖLÜN ÇEVRESİNDEKİ MESİRE VE KAMP ALANLARININ ETKİLERİ
Gölün dik yamaçlı kıyılarına normal koşullarda araç girişi mümkün olmuyor. Ancak gölün çevresinde faaliyette bulunan özel ve resmi çeşitli mesire ve kamp alanları kurulu durumda… Toprak yollar açılan, derme çatma barakamsı yapılar konulan sözde kamp-mesire alanlarında herhangi bir alt yapı yok! Üzerinde ‘duş kabini’ yazan paravanların atık su giderleri bulunmuyor! Sabunlu-şampuanlı sular toprak zemine akıyor! Kampların ‘bulaşık yıkama’ yerlerinde de durum aynı; sular toprak zemine akıyor! Yoğun ziyaretçi baskısına yol açan bu yerler, kontrolsüz turizmi de beraberinde getiriyor. NASA tarafından Mars’taki Jezero Krateri’ne benzetilen gölün kıyılarına ayak dahi basılmaması önerilirken; insanlar kıyılarda ayakkabı ve terlikle fink atıyor, yüzüyor, kamp ve piknik yapıyor, ateş yakıyor, mangal-semaver sefası yapabiliyor!
SU SEVİYESİ HIZLA DÜŞÜYOR: GÖL GERİ ÇEKİLİYOR
Salda Gölü, Türkiye’nin en derin göllerinden biri olarak biliniyor. Ancak göl, son yıllarda gözle görülür bir şekilde küçülüyor. Açık kaynaklarda belirtilen ölçümlere göre; yüzey alanı 44 kilometrekareden 41 kilometrekareye düşmüş durumda. Göl suları kıyıdan 18 ile 100 metre arasında gerilemiş. Bu mesafe yer yer 300 metreye kadar ulaşıyor! Uzmanlara göre, bu durum göl ekosistemini tehdit eden büyük bir sinyal.
GÖLÜ BESLEYEN EN ÖNEMLİ SU KAYNAĞI EŞELER DAĞI’NDA MADENCİLİK FAALİYETLERİ
Eşeler Dağ silsilesi; Burdur’un Yeşilova ve Tefenni ilçeleri ile Denizli’nin Acıpayam ilçesi arasında kalan geniş bir yayla ve dağ silsilesi olarak tanınıyor. Arka yüzü ise Salda Gölü… En yüksek zirvesi Akkaya adı ile anılıyor; 2 bin 268 metreye sahip. Bu azametli dağ sırası ve yaylaları farklı endemik bitki türlerine ev sahipliği yapıyor. Sayısız canlı türünün de barınağı… Çok sayıda anıt ağaca sahip olan Eşeler Dağı, Salda Gölü’nü besleyen akarsu kaynaklarının çıkış noktası olarak biliniyor… Ancak bu dağdan çıkan sular, şimdilerde madencilik faaliyetlerinin tehdidi altında! Bölge sakinleri ve doğa savunucuları, Eşeler’in suyunun kesilmesi halinde Salda’ya ölümcül darbeyi vuracağını öne sürüyorlar.
BEYAZ ADACIKLAR KARARIYOR: EKOLOJİK FELAKET KAPIDA
Salda Gölü, özellikle beyaz magnezyum karbonatlı kumsalları ve mikroorganizmaların oluşturduğu adacıklarla ünlüydü. Ancak bu doğal yapılar, yoğun ziyaretçi baskısı, kirlilik ve gölü besleyen su kaynaklarının azalması nedeniyle hızla kararmaya başladı. Bilim insanları, bu durumun geri döndürülemez tahribatlara yol açabileceğini belirtiyor.
“SALDA GÖLÜ SADECE BİR GÖL DEĞİL, YAŞAM ALANI”
Salda Gölü Koruma Derneği, kısa süre önce yayımladığı basın açıklamasında durumu “felaket” olarak tanımlamıştı. Dernek, İklim Yasası ve Maden Yasası gibi yeni düzenlemelerin doğal yaşam alanlarını tehdit ettiğini savunarak şu ifadeleri kullanmıştı: “Salda, sadece bir göl değil; bir ekosistemdir. Yaban hayatının evidir. Su döngüsünün parçasıdır. Yerli halkın yaşam alanıdır. Türkiye’nin ve dünyanın ortak mirasıdır. Bu yasalar kamu yararını değil, özel şirketlerin çıkarlarını öncelemektedir.”
ÇEVRE KORUMA İLKELERİ İHLAL EDİLİYOR
Dernek yetkilileri, Salda Gölü çevresinde yürütülen çalışmaların denetimsiz olduğuna da dikkat çekmişti. Hassas alanlarda inşaat faaliyetleri, yapılaşma baskısı ve kontrolsüz turizm nedeniyle gölün ekosistemi çökme noktasına geldiğini belirtmişlerdi. Salda Gölü Koruma Derneği, sık sık yaptıkları bu ve benzeri açıklamalarıyla bağımsız uzmanlarca saha incelemeleri yapılmasını ve bilimsel analizlerin artırılmasını talep ediyor.
DERME ÇATMA SÖZDE TESİSLER, YOĞUN ZİYARETÇİ BASKISI, KONTROLSÜZ TURİZM VE KİRLİLİK SORUNU BÜYÜYOR
Salda Gölü, her yıl binlerce turistin akınına uğruyor. Kıyılarda toprak yollar açılan, derme çatma barakamsı yapılar konulan sözde kamp-mesire alanlarında herhangi bir alt yapı yok! Üzerinde ‘duş kabini’ yazan paravanların atık su giderleri bulunmuyor! Sabunlu-şampuanlı sular toprak zemine akıyor! Yoğun ziyaretçi baskısına yol açan bu yerler, kontrolsüz turizmi de beraberinde getiriyor. Bu yoğunluk, gölün hassas ekosistemine zarar veriyor. Beyaz kumsalların üzerinde yürümek, araç girişleri ve atık sorunu, göldeki biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor. Uzmanlar, göl çevresinde sıkı bir denetim mekanizması kurulmasını istiyor.
BİLİMSEL ÇAĞRI: ACİL ÖNLEM ŞART
Uzmanlar ve çevre örgütleri, Salda Gölü için acil eylem planı çağrısında bulunuyor. Salda Gölü Koruma Derneği yetkilileri, “Bu sadece bir doğa meselesi değil, aynı zamanda bir yaşam hakkı meselesidir. Göl kurursa, yerel halkın su döngüsü de bozulacak, biyoçeşitlilik geri dönülmez biçimde kaybedilecektir” diyor.
GÖLLER YÖRESİ’NİN SINIRINDAKİ SALDA GÖLÜ…
Salda Gölü, Türkiye’nin Göller Yöresi olarak bilinen bölgesinde yer alıyor. Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Antalya, Konya ve Denizli illerine yayılan bu bölgenin sınırlarını doğuda Beyşehir Gölü, batıda Salda Gölü ve Acıgöl, kuzeyde Eber Gölü, güneyde ise Köprülü ve Güllük Geçitleri oluşturuyor. Salda, bu zengin su ekosisteminin en özel parçalarından biri…
TÜRKİYE’NİN EN DERİN GÖLLERİNDEN
Salda Gölü, 185 metreyi bulan derinliğiyle Türkiye’nin en derin göllerinden biri olarak biliniyor. Çevresi 44 kilometreyi bulan göl, bazı kaynaklara göre dünyanın en derin üçüncü gölü olma özelliğini taşıyor. Yüzey alanı son yıllarda 44 kilometrekareden 41 kilometrekareye düştü. Göl suları kıyıdan 100 metreye kadar geriledi.
BEYAZ ADACIKLAR SİYAHLAŞIYOR: MARS’A BENZER YÜZEY YAPISI TEHDİT ALTINDA
Salda Gölü’nün en dikkat çekici özelliklerinden biri, magnezyum zengini beyaz kumsalları ve mikroorganizmaların oluşturduğu stromatolit yapıları. Bu benzersiz özellik, gölü Mars’ın Jezero Krateri’ne benzer kılıyor. Ancak göl çevresindeki insan faaliyetleri ve iklim krizinin etkisiyle beyaz adacıklar kararmaya başladı.
YÜKSEK ALKALİNLİK VE MAGNEZYUM ZENGİNİ SUYUNDA DENGE BOZULUYOR
Salda Gölü hafif tuzlu ve yüksek alkalinli bir yapıya sahip. Gölün suyunda ve çevresindeki kayalarda bulunan magnezyum, kıyılara beyaz rengini veriyor. Ancak bu hassas denge, ekosistemi tehdit eden insan baskısı nedeniyle bozuluyor.
ORMANLAR SEYRELDİ, EROZYON RİSKİ ARTIYOR
Salda çevresi, yer yer seyrelmiş çam ve meşe ormanlarıyla kaplı kireçtaşı ve serpantin yamaçlara sahip. Kıyısında ise küçük alüvyal ovalar bulunuyor. Orman örtüsünün seyrelmesiyle erozyon riski artıyor, bu da gölün kendini yenileme kapasitesini azaltıyor.
UNESCO SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Salda Gölü’nün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girebilmesi için Türkiye UNESCO Milli Komite temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştiriliyor. Süreç Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde yürütülüyor. Salda Gölü ve çevresine ait detaylı bilimsel bilgiler Milli Komite’ye iletildi. Başvurunun başarıya ulaşması halinde Salda Gölü’nün korunması için uluslararası denetim ve kontrol mekanizmaları devreye girecek.
SALDA, BİR DOĞA LABORATUVARI…
Salda Gölü, sadece Türkiye için değil, dünya bilim camiası için de benzersiz bir ekosistem… Göl, Mars’taki Jezero Krateri ile jeolojik ve mineralojik benzerlikleri sayesinde bilim dünyasında popüler hale gelmiş durumda. NASA, göldeki mineral oluşumlarının Mars araştırmalarına ışık tuttuğunu açıklamıştı. Reuters gibi uluslararası ajanslar da gölden çekilen fotoğraflarla bu ilgiyi küresel gündeme taşıdı.
3,5 MİLYAR YILLIK CANLILARIN MODERN TEMSİLCİSİ: STROMATOLİTLER
Salda Gölü’nün en önemli özelliği, stromatolit oluşumlarına uygun bir jeobiyokimyasal sürece sahip olması. Cyanobacteria ve diğer bakterilerin etkisiyle oluşan bu yapılar, 3,5 milyar yıl önce başlayan yaşamın günümüzdeki temsilcileri kabul ediliyor. Gölün tabanında beyaz renkli hidromanyezit içerikli stromatolitler oluşuyor. Bu canlı fosil niteliğindeki yapılar, Salda Gölü’nü dünyada nadir bulunan bir ekosistem haline getiriyor.
JEOMİKROBİYOLOJİK HARİTA ÇIKARILDI
Çevre Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğiyle Salda Gölü’nün jeokimyasal, mineralojik ve mikrobiyolojik özelliklerini ortaya koyan kapsamlı bir proje de yürütüldü. Gölün bütünleşik jeomikrobiyolojik haritası çıkarıldı. Bu çalışma, gölün öncelikli korunması gereken alanlarının belirlenmesi için temel veri olarak kullanılacak.
YENİ TÜRLER ORTAYA ÇIKABİLİR: BİLİMSEL KEŞİFLER BEKLENİYOR
Projeyle birlikte Salda Gölü’ne özgü yeni mikroorganizma türlerinin literatüre eklenmesi hedefleniyor. Bilim insanları, gölde sürdürülebilir bir ekosistem için çevre dostu koruma önerileri geliştiriyor. Salda, sadece korunacak bir doğal alan değil, aynı zamanda bilimsel bir keşif merkezi olarak da değerlendiriliyor.
MARS 2020 MİSYONU İLE BENZERLİK
NASA’nın Mars 2020 misyonunda hedef olarak belirlenen Jezero Krateri, eski göl ortamına sahip. Jeolojik ve mineralojik açıdan Salda Gölü’nün, dünyada bu kraterle en fazla benzerlik gösteren bölge olduğu belirtiliyor. Bu durum Salda Gölü’nün korunmasını sadece yerel değil, küresel bir zorunluluk haline getiriyor.
BİLİM MERKEZİ KURULMASI PLANLANIYOR
Salda Gölü çevresinde bilimsel araştırmalar için bir bilim merkezi kurulması da gündemde. Çalışmalar, gölün ekosistemini korurken aynı zamanda ulusal ve uluslararası bilim camiasına açık bir araştırma alanı oluşturmayı hedefliyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.