Sedat Memili
Köşe Yazarı
Sedat Memili
 

UTANMALIYIZ…

İnsan utanan hayvandır. Hayvan utandıkça insanlaşır, insan utanmadıkça hayvanlaşır.   Hintli Bilge yaşamın anlamını bulmak için ormanda oruca başlar… Günlerce hiçbir şey yemez ve içmez… Bir hafta on gün geçtikten sonra neredeyse ölümle burun buruna gelir. Öğrencileri onu izlemektedir; sorarlar: “Ey bilge yaşamın anlamı nedir?” Açlıktan gözleri büyümüş, susuzluktan dudağı kurumuş Bilge cevap verir: “Bir tas su, bir dilim ekmek…” İnsan utanan hayvandır. Hayvan utandıkça insanlaşır, insan utanmadıkça hayvanlaşır. * İlk Çağ, “Doğa Çağı”ydı. Doğa, gerçekliğin aynası ve sırlar kitabı idi… Her gerçekliğin nedeni doğada aranıyordu.  Sonra, Orta Çağ ile “Vahiy Çağına” geçildi. Her şeyin cevabı artık vahiyde idi… Ardından “Akıl Çağı” başladı. Doğa ve Vahiy bir kenara kondu “akıl” ön plana çıktı. Artık her şey akıl ile çözülüyordu… Ben bu çağa “Aklın Cinneti” diyorum… Ve nihayet öyle bir çağ geldi ki, Ne doğayı önemsiyor, ne vahyi dinliyor ne de aklı… Bu “İmaj çağıdır” Artık her şey imaja dönüştü. İmaj bütün yaşamın anlamı oldu. İnsanlık doğadan, vahiyden, akıldan ve sonuç olarak gerçeklikten uzaklaştı “İmaja” yöneldi. Bu bir cinnet halidir. Sanal dünyaların uyduruk değerleri ile çöpe atacağımız duygular, şifalı amber gibi sunuldu. Alçaklığın, üçkâğıtçılığın, sert ve hayvani bakışın, öfke ve şiddetin bu denli kutsallaştırılması bu çağa yani “Cinnet Çağına” nasip oldu. Özgürlük, insan hakları, demokrasi gibi değerler, gerçek olarak değil imaj olarak toplumlara sunulmaya başladı. Yüzlerce televizyonun kanallarına bakın: yarısı ahlak üretiyor kalan yarısı ahlaksızlık… Bir kısmı, gerçeğin öteki yalanı peşinde… Şiddeti kutsallaştıran diziler arasında verilen haberlerde, “kadına şiddet” lanetleniyor… Altı saat, şiddeti olumlayıp, on dakika şiddeti lanetliyorlar. Karı, koca, aile arasındaki burada yazmaya bile utandığım şeyleri, “besmele” ile anlatıyorlar. Gündüz programlarını bırakın çor çocuğu, eşimle dahi izleyemiyorum. Yüzüm renkten renge giriyor. Bu ahlaksızlığın serbestçe reklam edilmesi “Kişisel özgürlük” olarak pazarlanıyor. İmaj Çağı, maalesef insanlık erdemlerimizi büyük ölçüde yaraladı. Kişinin ya da topluma hitap eden kurumların, ahlaksızlığı özgürlük olarak sunma hakları var mıdır? Kesinlikle olmamalıdır. * İnsanlığın yaşama hakkından doğan önceliği “bir tas su, bir dilim ekmek”tir. Kabul. Bu hakkı elde ettikten sonra İnsanca yaşamasının önceliği “utanç duygusudur.” Şu an insanlığın en büyük ihtiyacı “utanç duygusudur…” Silahlanmaya ve kozmetiğe harcadığımız paranın, eğitim ve sağlığa harcanandan daha çok olmasından utanmalıyız… Çıkarımıza uygun olan haksızlıklar karşısında susmaktan utanmalıyız… İnsanlığa mübarek insanların ahlaklı yaşantısını örnek göstererek halkın dini duygularını sömürüp ha bire palazlanıp zenginleşmekten utanmalıyız. İbadet mekânlarını ve inançlarımızı ticaretin bir konusu gibi görmekten utanmalıyız. Adaleti parayla satın almaktan, israf yapmaktan, yaşadığımız şehri kirletmekten, arabamızda kitap yerine beysbol sopası taşmaktan utanmalıyız. TV Kanallarında, sosyal medyada, ahlaksızlığı pazarlamaktan utanmalıyız… Yetkili iken, kamu varlıklarını elden çıkarıp, insanları açlığa, işsizliğe mahkûm etmekten utanmalıyız. (Bence siz listeyi çoğaltabilirsiniz) Utanma duygusundan bu denli uzak yaşamaktan utanmalıyız. * Hitiler ile Mısırlılar arasında kültürel anlamda birçok fark vardı. Ama en önemlisi şuydu: Mısır kralları yaşarken tanrı sayılırdı; Hitit kralları ise ancak ölünce tanrılaşırlardı. Bunun için diğer tanrılar tarafından sorgulanırdı. Bu inanış şöyle bir sonuç doğurdu. Mısır Kralları kendilerini tanrı olarak gördükleri için devletin kayıtlarını pervasızca tutarlardı. Yani firavun, çoğu zaman kayıtları kendi lehine değiştirebilirdi. Ancak Hitit Kralları ölünce diğer tanrılar tarafından sorgulanacaklarını bildikleri için bütün kayıtları doğru tutar ve yalan söylemezlerdi. Bugün bütün arkeologlar, Hitit krallarının belgelerini, doğru ve gerçek olarak kabul ederler, Mısır Krallarının belgelerine ise şüpheyle bakarlar. Ülkemizde yüz bina yakın cami var: Allah aşkına, bari inançlarınızdan biraz utanın… Şu an en çok utanma duygusuna ihtiyacımız var… *   Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım… (Hırsız, yalancı ve utanç duygusu olmayanlar hariç)      
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2024 - Pazartesi

UTANMALIYIZ…

İnsan utanan hayvandır.

Hayvan utandıkça insanlaşır, insan utanmadıkça hayvanlaşır.

 

Hintli Bilge yaşamın anlamını bulmak için ormanda oruca başlar… Günlerce hiçbir şey yemez ve içmez… Bir hafta on gün geçtikten sonra neredeyse ölümle burun buruna gelir. Öğrencileri onu izlemektedir; sorarlar:

“Ey bilge yaşamın anlamı nedir?” Açlıktan gözleri büyümüş, susuzluktan dudağı kurumuş Bilge cevap verir:

“Bir tas su, bir dilim ekmek…”

İnsan utanan hayvandır.

Hayvan utandıkça insanlaşır, insan utanmadıkça hayvanlaşır.

*

İlk Çağ, “Doğa Çağı”ydı. Doğa, gerçekliğin aynası ve sırlar kitabı idi… Her gerçekliğin nedeni doğada aranıyordu. 

Sonra, Orta Çağ ile “Vahiy Çağına” geçildi. Her şeyin cevabı artık vahiyde idi…

Ardından “Akıl Çağı” başladı. Doğa ve Vahiy bir kenara kondu “akıl” ön plana çıktı.

Artık her şey akıl ile çözülüyordu… Ben bu çağa “Aklın Cinneti” diyorum…

Ve nihayet öyle bir çağ geldi ki, Ne doğayı önemsiyor, ne vahyi dinliyor ne de aklı…

Bu “İmaj çağıdır”

Artık her şey imaja dönüştü.

İmaj bütün yaşamın anlamı oldu.

İnsanlık doğadan, vahiyden, akıldan ve sonuç olarak gerçeklikten uzaklaştı “İmaja” yöneldi.

Bu bir cinnet halidir.

Sanal dünyaların uyduruk değerleri ile çöpe atacağımız duygular, şifalı amber gibi sunuldu.

Alçaklığın, üçkâğıtçılığın, sert ve hayvani bakışın, öfke ve şiddetin bu denli kutsallaştırılması bu çağa yani “Cinnet Çağına” nasip oldu.

Özgürlük, insan hakları, demokrasi gibi değerler, gerçek olarak değil imaj olarak toplumlara sunulmaya başladı.

Yüzlerce televizyonun kanallarına bakın: yarısı ahlak üretiyor kalan yarısı ahlaksızlık…

Bir kısmı, gerçeğin öteki yalanı peşinde…

Şiddeti kutsallaştıran diziler arasında verilen haberlerde, “kadına şiddet” lanetleniyor…

Altı saat, şiddeti olumlayıp, on dakika şiddeti lanetliyorlar.

Karı, koca, aile arasındaki burada yazmaya bile utandığım şeyleri, “besmele” ile anlatıyorlar.

Gündüz programlarını bırakın çor çocuğu, eşimle dahi izleyemiyorum. Yüzüm renkten renge giriyor.

Bu ahlaksızlığın serbestçe reklam edilmesi “Kişisel özgürlük” olarak pazarlanıyor.

İmaj Çağı, maalesef insanlık erdemlerimizi büyük ölçüde yaraladı.

Kişinin ya da topluma hitap eden kurumların, ahlaksızlığı özgürlük olarak sunma hakları var mıdır? Kesinlikle olmamalıdır.

*

İnsanlığın yaşama hakkından doğan önceliği “bir tas su, bir dilim ekmek”tir. Kabul.

Bu hakkı elde ettikten sonra İnsanca yaşamasının önceliği “utanç duygusudur.”

Şu an insanlığın en büyük ihtiyacı “utanç duygusudur…”

Silahlanmaya ve kozmetiğe harcadığımız paranın, eğitim ve sağlığa harcanandan daha çok olmasından utanmalıyız…

Çıkarımıza uygun olan haksızlıklar karşısında susmaktan utanmalıyız…

İnsanlığa mübarek insanların ahlaklı yaşantısını örnek göstererek halkın dini duygularını sömürüp ha bire palazlanıp zenginleşmekten utanmalıyız.

İbadet mekânlarını ve inançlarımızı ticaretin bir konusu gibi görmekten utanmalıyız.

Adaleti parayla satın almaktan, israf yapmaktan, yaşadığımız şehri kirletmekten, arabamızda kitap yerine beysbol sopası taşmaktan utanmalıyız.

TV Kanallarında, sosyal medyada, ahlaksızlığı pazarlamaktan utanmalıyız…

Yetkili iken, kamu varlıklarını elden çıkarıp, insanları açlığa, işsizliğe mahkûm etmekten utanmalıyız.

(Bence siz listeyi çoğaltabilirsiniz)

Utanma duygusundan bu denli uzak yaşamaktan utanmalıyız.

*

Hitiler ile Mısırlılar arasında kültürel anlamda birçok fark vardı. Ama en önemlisi şuydu:

Mısır kralları yaşarken tanrı sayılırdı;

Hitit kralları ise ancak ölünce tanrılaşırlardı. Bunun için diğer tanrılar tarafından sorgulanırdı.

Bu inanış şöyle bir sonuç doğurdu.

Mısır Kralları kendilerini tanrı olarak gördükleri için devletin kayıtlarını pervasızca tutarlardı. Yani firavun, çoğu zaman kayıtları kendi lehine değiştirebilirdi.

Ancak Hitit Kralları ölünce diğer tanrılar tarafından sorgulanacaklarını bildikleri için bütün kayıtları doğru tutar ve yalan söylemezlerdi.

Bugün bütün arkeologlar, Hitit krallarının belgelerini, doğru ve gerçek olarak kabul ederler, Mısır Krallarının belgelerine ise şüpheyle bakarlar.

Ülkemizde yüz bina yakın cami var:

Allah aşkına, bari inançlarınızdan biraz utanın…

Şu an en çok utanma duygusuna ihtiyacımız var…

*

 

Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım… (Hırsız, yalancı ve utanç duygusu olmayanlar hariç)

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (4)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Doktor Ömer Uluçay
(15.04.2024 12:12 - #455)
Sayın Sedat memeli Sizi tebrik ediyorum Çok önemli bir konuyu teoloji ve Felsefe açısından açıkladınız cinnet çağının Hikmet çağına dönüşmesini umuyoruz bekliyoruz Şüphesiz bunun aktörleri de insan olacaktır yani Keramet ve Rezalet insanda mevcut tekrar sizi kutluyorum Selam sevgi saygı sunuyorum Doktor Ömer Uluçay
Sedat memili Sayın Hocam ilgi ve değerlendirmenize çok teşekkür ederim.... El birliği ile cinnet çağını hikmet çağına dündürmek dileğiyle, selam ve saygılarımı sunuyorum...
Sedat memili Sayın Hocam ilgi ve değerlendirmenize çok teşekkür ederim.... El birliği ile cinnet çağını hikmet çağına dündürmek dileğiyle, selam ve saygılarımı sunuyorum...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Doktor Ömer Uluçay
(15.04.2024 12:12 - #456)
Sayın Sedat memeli Sizi tebrik ediyorum Çok önemli bir konuyu teoloji ve Felsefe açısından açıkladınız cinnet çağının Hikmet çağına dönüşmesini umuyoruz bekliyoruz Şüphesiz bunun aktörleri de insan olacaktır yani Keramet ve Rezalet insanda mevcut tekrar sizi kutluyorum Selam sevgi saygı sunuyorum Doktor Ömer Uluçay
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Recep KURTOĞLU
(15.04.2024 13:16 - #457)
Ne diyeyim değerli abim.Dillerine sağlık.”Utanmıyorsan her maslahatı yap.”Yap da biraz da “EDEP YA HU”Selda BAĞCAN’ın müziğini severek dinlerim.Selda hanımın dünya görüşü bellidir.Sordular niye böyle giyiniyorsun?Senin dünya görüşün bu değil.Selda hanım cevap verdi. Ben kadın olarak böyle giyiniyorum.Aksi giyim tarzından “UTANIRIM”dedi. İşte “EDEP YA HUUUU”…
Sedat Memili Sayın Müdürüm, gerçekten de insan, bir görev olarak değil, kendisine olan saygısından utanır... İnsanın utanmasının bekçiliğini vicdanından başka kim yapabilir? Verdiğiniz örnek çok anlamlı... İlgi ve değerlendirmenize teşekkür ediyorum... Selam ve sevgilerimle...
Sedat Memili Sayın Müdürüm, gerçekten de insan, bir görev olarak değil, kendisine olan saygısından utanır... İnsanın utanmasının bekçiliğini vicdanından başka kim yapabilir? Verdiğiniz örnek çok anlamlı... İlgi ve değerlendirmenize teşekkür ediyorum... Selam ve sevgilerimle...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erdoğan
(18.04.2024 13:27 - #462)
Telvizyonlara bakıyorum da MUHAFAZAKAR görünümlü kanallar çoğunlukla ahlaksızlığı pazarlıyor. Nerede her türlü rezillikler var açık açık özendirme çabası ile yayınlıyorlar RÜTÜK sadece bakıyor. Sosyal Demokrat olduğunu beyan eden kanallar ise kesinlikle ahlaksızlık proğramları yapmıyor. Tabiki onlarında yalan düzmece haberleri yok değil ama en azından kimin şeyi kimde kim kimle ne yapmış vb proğramlar yok
Sedatmemili@gmail.com Maalesef toplumun kanayan yarasıdır... sorun hepimizi olumsuz etkiliyor... mutlaka bu başıboşluga son vermek gerekiyor...
Sedatmemili@gmail.com Maalesef toplumun kanayan yarasıdır... sorun hepimizi olumsuz etkiliyor... mutlaka bu başıboşluga son vermek gerekiyor...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.