Sedat Memili
Köşe Yazarı
Sedat Memili
 

DEVLET BABA, BELEDİYE ANNE’DİR ERKEĞİN ŞU HALİ EN İYİ HALİDİR: DEĞİŞMEZ

“Karısı ölmüş 40 adamın bir araya gelip, Turlara çıktığını gördünüz mü?” KADIN, HAKKIYLA KADINDIR; AMA ERKEK...? Radyoloji Onkolog Fatma Akdoğan’dan bir davet almıştım. (Kanser tedavisi yaparak beni iyileştiren üç doktordan biri)  Prof. Dr. Şükrü Uğuz,  Adana Eczacılar Odasında bir eğitim çalışması sunacak. Konu ilginç, “Kadın – Erkek Beyni” Tabi ki bendeniz, yine değerli arkadaşım Mehmet Akdoğan ile koşarak, konferansa gittim. Ben psikiyatristlere her zaman mesafeli bakmışımdır. (Muhtemelen tanıştığım her psikiyatr ’da bana öyle bakmıştır.) Sorun çözmez, sorunla barışık yaşamayı ikna ederler diye düşünürüm. Sayın Uğuz, “Kadın – Erkek Beyni” hakkında çok ilginç konulara değindi. Bu konuları sizlerle paylaşmasam, okuyucularıma haksızlık yapmış olacaktım. Öncelikle gerekli bir notu sizlerle paylaşmak borcumdur. Sayın Uğuz’un sunumu ve anlatımı tam bir bütünlük içermektedir. Bu bütünlüğü olabildiğince korumaya çalışarak anlatmaya çalışacağım. Düşünceler arasındaki kopukluklar tarafıma aittir. Sayın Uğuz, kökeni, tek tanrılı dinlerden önceye uzanan Roma ve Yunan Mitolojilerine dayanarak kadın ve erkek yaradılışını anlatarak sunuma başladı.   KADINLAR UZUN YAŞAR “Buraya gelirken, Eşim bana nazik ol dedi, ben de nazik oldum. Kadın ile erkek arasındaki beyin farklı mıdır? Cinsiyet farklılığı beyinlere nasıl yansımış ve arasındaki ilişkileri göreceğiz. “Kadın olumsuz olaylarda kendini kilitleyip erkekleri suçlar… Bu arada erkekler için de iyi haberlerim yok. Bakın çevrenize bayanlar çoğunluktadır; çünkü ölmüyorlar. ‘Rahmetliyi geçen yıl gömdük…” 40 kadın Trabzon turunda. Aranızda hiç, eşi ölen 40 erkeğin bir otobüse doluşup turlara çıktığını gören var mı? İnsanlığın ilk çağlarında, doğuran, üreyen, çoğalan kadındı. Erkek, bu çoğalmaya rolünün olup olmadığını önceleri fark etmedi. Kadın da ona fark ettirmedi. Kadının egemen olduğu bir dünyaydı.   “ERKEĞE ACI VER AMA AKIL VERME…” Prometheus, Zeus’tan aldığı bir görev üzerine, toprağı gözyaşı ile karıştırıp elde ettiği çamurdan erkeği yarattı. Zeus, özellikle tembihledi  “yaptığın bu erkeğe acı ver ama akıl verme!.” Prometheus, Zeus’tan gizli olarak erkeğe akıl verdi. Ateşi çalması ile bilinen Prometheus ateş ile özdeşleşen aklı çalmıştır. Bu yüzden Zeus tarafından sonsuza kadar cezalandırılmıştır. Akıllanan insan Zeus’a isyan etmiştir. Sonra Zeus, Hephaistos’a (Demirci) Kadın’ı yaratma görevi verir. O da su ve toprağı yoğurup oluşan çamurdan kadını yaratmıştır. (Sayın Uğuz dile getirmedi ama Hephaistos, benim bildiğim kadarıyla bilinen Tanrıların en çirkinidir. Kadını yaratma görevinin çirkin bir Tanrıya verilmiş olmasında bir ironi olmalıdır.) Kutsal dinlerde erkekleri Cennet’te ve tek başlarına görüyoruz. Kadın olmadan erkek, Cennet’te ve mutlu… Sonra insan iman tahtasından kadını oluşturuyor. Ama bir şart var “elmadan yemeyecek, ya da bilgi ağacının meyvesinden.” Havva elmayı mutlaka yedirmeli; yediriyor da… Sonra ceza, Kadın ve Erkek Cennet’ten kovulur ve ölümlü olurlar. Ayrıca kadına doğumda acı ve sancı çekme cezası verilir.   DEVLET BABA, BELEDİYE ANNEDİR… Bakın dikkat edin, bilimsel tablolarda Erkek (xy), kadın ise (xx) olarak tanımlanmaktadır. Kadın, hakkıyla tam kadındır, ama her erkeğin içinde bir kadın vardır. Sonra toplumsal rollere bakıyoruz. Devlet (babadır, erkek, korkutucu, bazen soğuk, bazen şefkatli) Belediye (Annedir. Kadındır. Gece kalkar ortalığı süpürür, suyunu getirir, çöpünü kaldırır, rahat yaşaman için sana hizmet eder.) “Erkek, çiftleşmeye kadın ilişkiye önem verir. “ Erkek ve kadın çok farklı iki yaratıktır. Bu iki yaratık, adına “evlilik” denilen bir kuruma giriyorlar. Evlilik, kadınların keşfettiği muhteşem bir ittifaktır.   Evlilik ile erkek özgürlüğünü paylaşır; kadın özgürlüğünü kazanır. Çocuğun doğması ile birlikte, kadın yeniden özgürlüğünü kaybeder, erkek ise özgürlüğünü kazanır. Çocuk yapmak, erkeğin kadını eve bağlama adına devreye soktuğu gizli bir stratejisidir.   Gebelik kadınlar için ölümcül bir oluşumdur ve cinsellikle bulaşır. Ve Feminizm.... Kadınlar, Feminizm diye bir şey uydurdular, uydurmakla kalmayıp üstelik erkeklere inandırdılar.                                                                                                                                             ARIZA ANNEDEN KAYNAKLANIYOR Öyle kalmayacak tabi, çocuklar büyüyecek. Kadın kendi yazgısını kızları için paylaşmakta gecikmeyecek. Onları, göndermek üzere yetiştirir. Ama oğul, kendine aittir. Onunla bütünleşir. Oğlunu da ona göre eğitir. Kendi düşüncesinde de; “oğlum bana bakacak, beni gezdirecek, ele güne rezil etmeyecek…” İşte bu Zehirli Terbiyedir. Bu Zehirli terbiye’yi de Zehirli Yapışkan ile kullanır: “Ben sizin için neler yaptım. Nelere katlandım…” Kız için sorun yok, zaten gitmek üzere yetiştirilmiş. Erkek için ise: “Evlen bakalım, ileride alacağın kadın, sana benim gibi bakacak mı? Hangi kadın senin kahrını benim kadar çeker?” Arıza anneden kaynaklanıyor. ‘Oğlum rengin solmuş, gel de akşam size yemek yapayım. Zaten hazır yemekten bıkmışsınızdır.’ Sonuç, eşi ile annesi arasına sıkışan erkek, aldatmaya başlıyor ve sonra gelin ile kaynananın ittifakı. Artık, ortak düşmanları vardır. Zaman değişince anlayışlar ve öncelikler de değişiyor. Kadın eskiden; Koruyacak güçlü erkek peşindeydi Şimdi, duygusal destek verecek erkek arıyor. Erkek, fiziksel çekiciliğin peşinden koşar, sonra da kimyasının uymadığını fark eder.   ERKEKLERİN DEĞİŞMESİ HAYALDİR. Özellikle şunu söylemek istiyorum; kadınlar ilk tanıştıklarında erkekleri zaman içerisinde değiştireceklerini düşünürler. Sakın bu yanılgıya düşmeyin; Erkekler değişmez. Şu hali en iyi halidir. Değişirse de şüpheniz olmasın daha da kötü olacaktır.   Fedakârlık: İlişkilerde Fedakârlık, en hoşlanmadığım kelimelerden biridir. Feda ve Kâr… Özünden vermek. Özünden ver; çok tehlikeli bir sözcüktür.   Uyarılar: Eğer siz söylüyorsanız eşiniz zaten yapmayacaktır. Nerede olduğumuzu ve nerede olduğunu bilmek önemlidir. Kadınlar üst düzey yönetici olabilir; onları öldürmeyin. Erkek çocuk ile kız çocuk arasında bile fark vardır. Kız çocuğu ders çalışırken müzik dinleyebilir, ama erkek dinleyemez. Otistik kız pek nadirdir; dikkat edin otistik olanların çoğu erkektir. Çünkü erkekler doğuştan hafif otostiktir.   KADINA HEDİYE VERME KONUSU Kadın için satıldığında para edecek şeyler hediye değildir. Mesela saksıda bir çiçek alırsınız. Bu hediye olmaz. Ona bakmak gerekir. Canlı çiçek alacaksınız solunca atacak. Pırlanta alırsanız hediye olur; çünkü pırlanta satılınca para etmez. Kadın,  erkeğin kendisi için ne kadar parayı boşuna harcayabileceğini ölçü olarak tutar. Beklenmedik düzensiz hediyeler, beklenen düzenli hediyelerden daha değerlidir. Dokunmaya karşı kadınların cildi daha hassastır. Kadın erkeğe dokununca erkek soluğu yatak odasında almak ister. Kadın, bunu kesinlikle reddeder. Ama kadınlar, kaynana önünde eşlerine dokunurlar, bunda iki amaç vardır. Hem eşi üzerinde egemenliğini ilan eder hem de kaynanayı çileden çıkarır. Bu da gelinlerin zaferidir; avının üzerine basıp mağrur poz veren aslanı düşünün. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Kalabalık mekânlarda (Lokanta konferans salonu, sinema, gazino, çay bahçesi, AVM her neyse) kadınlar 3-5 kişi bir araya gelerek tuvalete giderler. Şimdi bir erkek yanındaki ne: “Mahmut, haydi beraber tuvalete gidelim derse ne olur?” Katıldığınız için hepinize teşekkür ederim…” Şahsım adına ben de Sayın Fatma Akdoğan ve Mehmet Akdoğan’a teşekkür ediyorum. (*) Not: Bu yazı 2015 Yılının Aralık ayında yazılmıştır.    
Ekleme Tarihi: 18 Eylül 2023 - Pazartesi

DEVLET BABA, BELEDİYE ANNE’DİR ERKEĞİN ŞU HALİ EN İYİ HALİDİR: DEĞİŞMEZ

“Karısı ölmüş 40 adamın bir araya gelip,

Turlara çıktığını gördünüz mü?”

KADIN, HAKKIYLA KADINDIR; AMA ERKEK...?

Radyoloji Onkolog Fatma Akdoğan’dan bir davet almıştım. (Kanser tedavisi yaparak beni iyileştiren üç doktordan biri)  Prof. Dr. Şükrü Uğuz,  Adana Eczacılar Odasında bir eğitim çalışması sunacak. Konu ilginç, “Kadın – Erkek Beyni” Tabi ki bendeniz, yine değerli arkadaşım Mehmet Akdoğan ile koşarak, konferansa gittim.

Ben psikiyatristlere her zaman mesafeli bakmışımdır. (Muhtemelen tanıştığım her psikiyatr ’da bana öyle bakmıştır.) Sorun çözmez, sorunla barışık yaşamayı ikna ederler diye düşünürüm.

Sayın Uğuz, “Kadın – Erkek Beyni” hakkında çok ilginç konulara değindi.

Bu konuları sizlerle paylaşmasam, okuyucularıma haksızlık yapmış olacaktım.

Öncelikle gerekli bir notu sizlerle paylaşmak borcumdur. Sayın Uğuz’un sunumu ve anlatımı tam bir bütünlük içermektedir. Bu bütünlüğü olabildiğince korumaya çalışarak anlatmaya çalışacağım. Düşünceler arasındaki kopukluklar tarafıma aittir.

Sayın Uğuz, kökeni, tek tanrılı dinlerden önceye uzanan Roma ve Yunan Mitolojilerine dayanarak kadın ve erkek yaradılışını anlatarak sunuma başladı.

 

KADINLAR UZUN YAŞAR

“Buraya gelirken, Eşim bana nazik ol dedi, ben de nazik oldum. Kadın ile erkek arasındaki beyin farklı mıdır? Cinsiyet farklılığı beyinlere nasıl yansımış ve arasındaki ilişkileri göreceğiz.

“Kadın olumsuz olaylarda kendini kilitleyip erkekleri suçlar… Bu arada erkekler için de iyi haberlerim yok. Bakın çevrenize bayanlar çoğunluktadır; çünkü ölmüyorlar. ‘Rahmetliyi geçen yıl gömdük…” 40 kadın Trabzon turunda. Aranızda hiç, eşi ölen 40 erkeğin bir otobüse doluşup turlara çıktığını gören var mı?

İnsanlığın ilk çağlarında, doğuran, üreyen, çoğalan kadındı. Erkek, bu çoğalmaya rolünün olup olmadığını önceleri fark etmedi. Kadın da ona fark ettirmedi. Kadının egemen olduğu bir dünyaydı.

 

“ERKEĞE ACI VER AMA AKIL VERME…”

Prometheus, Zeus’tan aldığı bir görev üzerine, toprağı gözyaşı ile karıştırıp elde ettiği çamurdan erkeği yarattı. Zeus, özellikle tembihledi  “yaptığın bu erkeğe acı ver ama akıl verme!.” Prometheus, Zeus’tan gizli olarak erkeğe akıl verdi. Ateşi çalması ile bilinen Prometheus ateş ile özdeşleşen aklı çalmıştır. Bu yüzden Zeus tarafından sonsuza kadar cezalandırılmıştır. Akıllanan insan Zeus’a isyan etmiştir.

Sonra Zeus, Hephaistos’a (Demirci) Kadın’ı yaratma görevi verir. O da su ve toprağı yoğurup oluşan çamurdan kadını yaratmıştır. (Sayın Uğuz dile getirmedi ama Hephaistos, benim bildiğim kadarıyla bilinen Tanrıların en çirkinidir. Kadını yaratma görevinin çirkin bir Tanrıya verilmiş olmasında bir ironi olmalıdır.)

Kutsal dinlerde erkekleri Cennet’te ve tek başlarına görüyoruz. Kadın olmadan erkek, Cennet’te ve mutlu… Sonra insan iman tahtasından kadını oluşturuyor. Ama bir şart var “elmadan yemeyecek, ya da bilgi ağacının meyvesinden.”

Havva elmayı mutlaka yedirmeli; yediriyor da… Sonra ceza, Kadın ve Erkek Cennet’ten kovulur ve ölümlü olurlar. Ayrıca kadına doğumda acı ve sancı çekme cezası verilir.

 

DEVLET BABA, BELEDİYE ANNEDİR…

Bakın dikkat edin, bilimsel tablolarda Erkek (xy), kadın ise (xx) olarak tanımlanmaktadır. Kadın, hakkıyla tam kadındır, ama her erkeğin içinde bir kadın vardır.

Sonra toplumsal rollere bakıyoruz.

  • Devlet (babadır, erkek, korkutucu, bazen soğuk, bazen şefkatli)
  • Belediye (Annedir. Kadındır. Gece kalkar ortalığı süpürür, suyunu getirir, çöpünü kaldırır, rahat yaşaman için sana hizmet eder.)

“Erkek, çiftleşmeye kadın ilişkiye önem verir. “

Erkek ve kadın çok farklı iki yaratıktır. Bu iki yaratık, adına “evlilik” denilen bir kuruma giriyorlar. Evlilik, kadınların keşfettiği muhteşem bir ittifaktır.

 

Evlilik ile erkek özgürlüğünü paylaşır; kadın özgürlüğünü kazanır.

Çocuğun doğması ile birlikte, kadın yeniden özgürlüğünü kaybeder, erkek ise özgürlüğünü kazanır.

Çocuk yapmak, erkeğin kadını eve bağlama adına devreye soktuğu gizli bir stratejisidir.  

Gebelik kadınlar için ölümcül bir oluşumdur ve cinsellikle bulaşır.

Ve Feminizm.... Kadınlar, Feminizm diye bir şey uydurdular, uydurmakla kalmayıp üstelik erkeklere inandırdılar.                                                                                                                                          

 

ARIZA ANNEDEN KAYNAKLANIYOR

Öyle kalmayacak tabi, çocuklar büyüyecek. Kadın kendi yazgısını kızları için paylaşmakta gecikmeyecek. Onları, göndermek üzere yetiştirir. Ama oğul, kendine aittir. Onunla bütünleşir. Oğlunu da ona göre eğitir. Kendi düşüncesinde de; “oğlum bana bakacak, beni gezdirecek, ele güne rezil etmeyecek…” İşte bu Zehirli Terbiyedir. Bu Zehirli terbiye’yi de Zehirli Yapışkan ile kullanır: “Ben sizin için neler yaptım. Nelere katlandım…”

Kız için sorun yok, zaten gitmek üzere yetiştirilmiş. Erkek için ise: “Evlen bakalım, ileride alacağın kadın, sana benim gibi bakacak mı? Hangi kadın senin kahrını benim kadar çeker?”

Arıza anneden kaynaklanıyor.

‘Oğlum rengin solmuş, gel de akşam size yemek yapayım. Zaten hazır yemekten bıkmışsınızdır.’ Sonuç, eşi ile annesi arasına sıkışan erkek, aldatmaya başlıyor ve sonra gelin ile kaynananın ittifakı. Artık, ortak düşmanları vardır.

Zaman değişince anlayışlar ve öncelikler de değişiyor.

Kadın eskiden; Koruyacak güçlü erkek peşindeydi

Şimdi, duygusal destek verecek erkek arıyor.

Erkek, fiziksel çekiciliğin peşinden koşar, sonra da kimyasının uymadığını fark eder.

 

ERKEKLERİN DEĞİŞMESİ HAYALDİR.

Özellikle şunu söylemek istiyorum; kadınlar ilk tanıştıklarında erkekleri zaman içerisinde değiştireceklerini düşünürler. Sakın bu yanılgıya düşmeyin; Erkekler değişmez.

Şu hali en iyi halidir. Değişirse de şüpheniz olmasın daha da kötü olacaktır.

 

Fedakârlık: İlişkilerde Fedakârlık, en hoşlanmadığım kelimelerden biridir. Feda ve Kâr… Özünden vermek. Özünden ver; çok tehlikeli bir sözcüktür.

 

Uyarılar: Eğer siz söylüyorsanız eşiniz zaten yapmayacaktır. Nerede olduğumuzu ve nerede olduğunu bilmek önemlidir.

Kadınlar üst düzey yönetici olabilir; onları öldürmeyin.

Erkek çocuk ile kız çocuk arasında bile fark vardır. Kız çocuğu ders çalışırken müzik dinleyebilir, ama erkek dinleyemez.

Otistik kız pek nadirdir; dikkat edin otistik olanların çoğu erkektir. Çünkü erkekler doğuştan hafif otostiktir.

 

KADINA HEDİYE VERME KONUSU

Kadın için satıldığında para edecek şeyler hediye değildir. Mesela saksıda bir çiçek alırsınız. Bu hediye olmaz. Ona bakmak gerekir. Canlı çiçek alacaksınız solunca atacak. Pırlanta alırsanız hediye olur; çünkü pırlanta satılınca para etmez. Kadın,  erkeğin kendisi için ne kadar parayı boşuna harcayabileceğini ölçü olarak tutar. Beklenmedik düzensiz hediyeler, beklenen düzenli hediyelerden daha değerlidir.

Dokunmaya karşı kadınların cildi daha hassastır. Kadın erkeğe dokununca erkek soluğu yatak odasında almak ister. Kadın, bunu kesinlikle reddeder. Ama kadınlar, kaynana önünde eşlerine dokunurlar, bunda iki amaç vardır. Hem eşi üzerinde egemenliğini ilan eder hem de kaynanayı çileden çıkarır.

Bu da gelinlerin zaferidir; avının üzerine basıp mağrur poz veren aslanı düşünün.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Kalabalık mekânlarda (Lokanta konferans salonu, sinema, gazino, çay bahçesi, AVM her neyse) kadınlar 3-5 kişi bir araya gelerek tuvalete giderler. Şimdi bir erkek yanındaki ne: “Mahmut, haydi beraber tuvalete gidelim derse ne olur?”

Katıldığınız için hepinize teşekkür ederim…”

Şahsım adına ben de Sayın Fatma Akdoğan ve Mehmet Akdoğan’a teşekkür ediyorum.

(*) Not: Bu yazı 2015 Yılının Aralık ayında yazılmıştır.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.