Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

YUNUS EMRE

İslâm Bilim Adamlarını anlatırken Yunus Emre’yi de bu neşriyat arasına almama Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Ak vesile olmuştur. Sonra da gördüm ki muhteşem bir divan sahibi bir zatın sosyal bilimler bilim insanları arasında yer almaması bir eksikliktir. Elbette ki bu neşriyat derleme ve çeşitli kaynaklardan  özetleyerek aktardığım bir çalışmadır. Hiç olmazsa bu vesile ile bilim insanlarımızı hatırlamış oluyoruz. Bir de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey’in bu yılı “Türk Dili ve Yunus Emre Yılı” ilan etmesi yayın akışı sırasının değişmesine sebep olmuştur.   Yûnus Emre’nin 638 (1240-41) yılında doğduğu, seksen iki yıl yaşadığı ve 720’de (1320) vefat ettiği kaynaklarda yer almaktadır.  Sivrihisar’ın Sarıköy’ünde doğduğu, tren yolu inşaatı vesilesi ile mezarının da bu köye yakın bir mevkide bulunduğu kaydedilmektedir. Ancak Karaman, Yeşildere’de dedesi İsmail Hacı Efendi ile beraber kabirleri de mevcuttur. Anadolu’da Yûnus’un mezarının bulunduğu söylenen yerler arasında Eskişehir Sarıköy (şimdi Yûnusemre köyü), Aksaray Ortaköy, Bursa, Manisa Kula Emresultan köyü, Erzurum Dutçu (Düzcü) köyü, Isparta Keçiborlu, Afyon Sandıklı, Ankara Nallıhan Emremsultan köyü, Ünye ve Sivas yer almaktadır. Bunların yanında Azerbaycan’ın Gâh bölgesinde de bir makamı mevcuttur Anadolu’da  Türkçe şiirin öncüsü olan tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmaya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde büyük-küçük Türk Beylikleri’nin kurulmaya başladığı 13. yüzyıl ortalarından 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy’de yetişmiş, Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergâhında yaşamıştır. Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre,  Ahmet Yesevî ile başlayan tekke şiiri geleneğini, kendine muhsus müstesna bir üslup ve söyleyişle Anadolu'da yeniden ortaya koymuştur. Yalnız halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkileyen Yunus Emre, tasavvufla beslenen neşriyatında insanların tevhid inancını ve Allah'la olan bağlarını işlemiştir.  Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 07.07.2021    
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2022 - Çarşamba

YUNUS EMRE

İslâm Bilim Adamlarını anlatırken Yunus Emre’yi de bu neşriyat arasına almama Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Ak vesile olmuştur. Sonra da gördüm ki muhteşem bir divan sahibi bir zatın sosyal bilimler bilim insanları arasında yer almaması bir eksikliktir. Elbette ki bu neşriyat derleme ve çeşitli kaynaklardan  özetleyerek aktardığım bir çalışmadır. Hiç olmazsa bu vesile ile bilim insanlarımızı hatırlamış oluyoruz.
Bir de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey’in bu yılı “Türk Dili ve Yunus Emre Yılı” ilan etmesi yayın akışı sırasının değişmesine sebep olmuştur.
 
Yûnus Emre’nin 638 (1240-41) yılında doğduğu, seksen iki yıl yaşadığı ve 720’de (1320) vefat ettiği kaynaklarda yer almaktadır. 
Sivrihisar’ın Sarıköy’ünde doğduğu, tren yolu inşaatı vesilesi ile mezarının da bu köye yakın bir mevkide bulunduğu kaydedilmektedir. Ancak Karaman, Yeşildere’de dedesi İsmail Hacı Efendi ile beraber kabirleri de mevcuttur.
Anadolu’da Yûnus’un mezarının bulunduğu söylenen yerler arasında Eskişehir Sarıköy (şimdi Yûnusemre köyü), Aksaray Ortaköy, Bursa, Manisa Kula Emresultan köyü, Erzurum Dutçu (Düzcü) köyü, Isparta Keçiborlu, Afyon Sandıklı, Ankara Nallıhan Emremsultan köyü, Ünye ve Sivas yer almaktadır. Bunların yanında Azerbaycan’ın Gâh bölgesinde de bir makamı mevcuttur
Anadolu’da  Türkçe şiirin öncüsü olan tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmaya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde büyük-küçük Türk Beylikleri’nin kurulmaya başladığı 13. yüzyıl ortalarından 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy’de yetişmiş, Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergâhında yaşamıştır.
Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre,  Ahmet Yesevî ile başlayan tekke şiiri geleneğini, kendine muhsus müstesna bir üslup ve söyleyişle Anadolu'da yeniden ortaya koymuştur. Yalnız halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkileyen Yunus Emre, tasavvufla beslenen neşriyatında insanların tevhid inancını ve Allah'la olan bağlarını işlemiştir. 

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
07.07.2021

 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
12
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.