Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

ÖLÜMÜN HAKİKATİ NEDİR

KESİN DAVET 58 ÖLÜMÜN HAKİKATİ NEDİR   Farklı kaynaklardan aldığımız bilgiler bir noktada birleşiyor. O da ölümün bir saadetin başlangıcı olduğudur. Lem’alar, Hastalar Risalesinde ise dehşetli ve korkutucu olmadığı anlatılıyor. Çok risalelerde gayet kat'î, kesin, şeksiz, şüphesiz bir surette, Kur'an-ı Hakîm'in verdiği nur ile ispat edilmiş ki ehl-i iman için ölüm:  Vazife-i hayat külfetinden, zorluklarından bir terhistir.  Hem dünya meydanındaki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyetten, kulluktan bir paydostur.  Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir, araçtır. Hem hakiki vatanına ve ebedî makam-ı saadetine, mutluluk makamına girmeye bir vasıtadır, araçtır. Hem zindan-ı dünyadan  bostan-ı cinana, Cennet bahçelerine  bir davettir. Hem Hâlık-ı Rahîm'inin fazlından kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye, ücret almaya bir nöbettir. Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur; ona dehşetli bakmak değil bilakis rahmet ve saadetin bir mukaddimesi, girişi nazarıyla bakmak gerektir. Hem ehlullahın, ermişlerin bir kısmının ölümden korkmaları, ölümün dehşetinden değildir. Belki daha fazla hayır kazanacağım diye vazife-i hayatın idamesinden, devam etmesinden kazanacakları hayrat, iyilikler içindir. Evet ehl-i iman, inananlar için ölüm, rahmet kapısıdır. Ehl-i dalalet, Kur’an yolundan sapanlar için zulümat-ı ebediye, bitmez tükenmez karanlık kuyusudur. (2/239-240)   MİDEYİ İHMAL ETMEYEN ALLAH CC SENİ İHMAL EDER Mİ   Acaba senin cisminde, senin bahçende ve senin vatanında hayatına lâzım ve münasip, uygun bütün levazımatı, ve cihazatı (dil, göz, kulak, burun vb.) hikmet ve inayet ve rahmetle ihzar eden, fayda, lütuf ve şefkatle hazırlayan ve vaktinde yetiştiren, hattâ senin midenin beka, devamlılık ve yaşamak arzusuyla ettiği hususi ve cüz'î olan rızık duasını bilen ve işiten ve hadsiz leziz taamlarla, yemeklerle o duanın kabulünü gösteren ve mideyi memnun eden bir Mutasarrıf-ı Kadîr, sonsuz güç sahibi olan ve yöneten Allah CC, hiç mümkün müdür ki seni bilmesin ve görmesin ve nev-i insanın en büyük gayesi olan hayat-ı ebediyeye lâzım esbabı ihzar etmesin ve insanların en büyük amacı olan ebedi hayata lâzım sebepleri hazır emesin ve nev-i insanın en büyük, en ehemmiyetli, en lâyık ve umumî olan beka duasını hayat-ı uhreviyenin inşasıyla, ahiret hayatının yaratılmasıyla ve cennetin icadıyla kabul etmesin ve kâinatın en mühim mahluku, yaratılmış varlığı, belki zeminin sultanı ve neticesi, gayesi olan nev-i insanın Arşı ve ferşi çınlatan umumî ve gayet kuvvetli duasını işitmeyip, insanların, Allahın kudret ve saltanatının tecelli yerini, yeryüzünü çınlatan genel ve en önemli isteğini işitmeyip, küçük bir mide kadar ehemmiyet vermesin, memnun etmesin, kemâl-i hikmetini ve nihâyet rahmetini inkar ettirsin? Hâşâ, yüz bin defa hâşâ! (2/376)   Netice: Madem dünyada hayat var, elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını sû-i istimal etmeyenler, yanlış kullanmıyanlar, dâr-ı bekada ve cennet-i bâkiyede, sonsuzluk yerinde ve ebedi cennette, hayat-ı bakiyeye, ölümsüz sonsuz hayata mazhar olacaklardır. Âmennâ. (2/377) Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 12.04.2020
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2020 - Pazar

ÖLÜMÜN HAKİKATİ NEDİR

KESİN DAVET 58

ÖLÜMÜN HAKİKATİ NEDİR
 
Farklı kaynaklardan aldığımız bilgiler bir noktada birleşiyor. O da ölümün bir saadetin başlangıcı olduğudur. Lem’alar, Hastalar Risalesinde ise dehşetli ve korkutucu olmadığı anlatılıyor.
Çok risalelerde gayet kat'î, kesin,
şeksiz, şüphesiz bir surette,
Kur'an-ı Hakîm'in verdiği nur ile ispat edilmiş ki ehl-i iman için ölüm: 
Vazife-i hayat külfetinden, zorluklarından bir terhistir. 
Hem dünya meydanındaki imtihanda,
talim ve talimat olan ubudiyetten, kulluktan bir paydostur. 
Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir, araçtır.
Hem hakiki vatanına ve ebedî makam-ı saadetine, mutluluk makamına girmeye bir vasıtadır, araçtır.
Hem zindan-ı dünyadan  bostan-ı cinana, Cennet bahçelerine  bir davettir.
Hem Hâlık-ı Rahîm'inin fazlından kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye, ücret almaya bir nöbettir.
Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur;
ona dehşetli bakmak değil
bilakis rahmet ve saadetin bir mukaddimesi, girişi nazarıyla bakmak gerektir.
Hem ehlullahın, ermişlerin bir kısmının ölümden korkmaları,
ölümün dehşetinden değildir.
Belki daha fazla hayır kazanacağım diye
vazife-i hayatın idamesinden, devam etmesinden kazanacakları hayrat, iyilikler içindir.
Evet ehl-i iman, inananlar için ölüm, rahmet kapısıdır.
Ehl-i dalalet, Kur’an yolundan sapanlar için zulümat-ı ebediye, bitmez tükenmez karanlık kuyusudur. (2/239-240)
 
MİDEYİ İHMAL ETMEYEN ALLAH CC SENİ İHMAL EDER Mİ
 
Acaba senin cisminde,
senin bahçende ve
senin vatanında hayatına lâzım ve münasip, uygun bütün levazımatı, ve cihazatı (dil, göz, kulak, burun vb.)
hikmet ve inayet ve rahmetle ihzar eden, fayda, lütuf ve şefkatle hazırlayan ve
vaktinde yetiştiren,
hattâ senin midenin beka, devamlılık ve yaşamak arzusuyla ettiği hususi ve cüz'î olan rızık duasını bilen ve işiten ve

hadsiz leziz taamlarla, yemeklerle o duanın kabulünü gösteren ve
mideyi memnun eden bir Mutasarrıf-ı Kadîr, sonsuz güç sahibi olan ve yöneten Allah CC,

hiç mümkün müdür ki seni bilmesin ve görmesin ve
nev-i insanın en büyük gayesi olan hayat-ı ebediyeye lâzım esbabı ihzar etmesin ve

insanların en büyük amacı olan ebedi hayata lâzım sebepleri hazır emesin ve
nev-i insanın en büyük,
en ehemmiyetli,
en lâyık ve umumî olan beka duasını hayat-ı uhreviyenin inşasıyla, ahiret hayatının yaratılmasıyla ve
cennetin icadıyla kabul etmesin ve
kâinatın en mühim mahluku, yaratılmış varlığı,

belki zeminin sultanı ve neticesi, gayesi olan
nev-i insanın Arşı ve ferşi çınlatan umumî ve gayet kuvvetli duasını işitmeyip,

insanların, Allahın kudret ve saltanatının tecelli yerini, yeryüzünü çınlatan genel ve en önemli isteğini işitmeyip,

küçük bir mide kadar ehemmiyet vermesin,

memnun etmesin,

kemâl-i hikmetini ve nihâyet rahmetini inkar ettirsin?

Hâşâ, yüz bin defa hâşâ! (2/376)

 
Netice: Madem dünyada hayat var,
elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve
hayatını sû-i istimal etmeyenler, yanlış kullanmıyanlar,
dâr-ı bekada ve cennet-i bâkiyede, sonsuzluk yerinde ve ebedi cennette,
hayat-ı bakiyeye, ölümsüz sonsuz hayata mazhar olacaklardır. Âmennâ. (2/377)

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
12.04.2020

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
12
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.