Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

ISRAFIN REÇETESİ ORUÇ I

Oruç israfın en güzel reçetesidir. Hatta en etkili, lisan-ı kalle (sözle) değil lisan-ı halle (fiille) yapılan en tesirli bir uygulamadır. Oruç bize vücudumuzun, içtimai hayatımızın, aç olanların halini en güzel bir şekilde ders vererek, buralarda iktisada uymayı bildirir.  Oruç hem fiziksel ve hem de ruhsal bir temizliktir. İnsanın sahip olduğu ruhi ve bedeni potansiyeli hem kendisi için hem de başkaları için faydalı bir şekilde yönetmeye vesile olmaktadır. Oruç, bize emanet olarak verilmiş olan vücudumuzun yaklaşık yüz trilyon hücrelerinin tamirini ve uğradıkları tahribatları en güzel şekilde giderir.  Dokuları revize eder, zehirleri vücuttan atar. Daha önceki yazımızda dile getirdiğim ve son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarla da bu konu teyit ediliyor.  Japon bilim adamı biyolog Yohinori Ohsumi  bu alandaki buluşları İle 2016 Nobel Tıp  ödülü kazanmıştır. Biz müslüman bir ülkede, oruçun tutulmaması için bahaneler üretirken, 1940 yıllarında Dr. Alexis Carrel oruçun faydaları üzerine Nobel ödülü alıyor.  Gündelik almış olduğumuz aşırı bir yağları ramazan ayında oruç vasıtasıyla harcamaya çalışıyoruz. Bu konuda bilimsel yayınlar ve yazılar oldukça çoktur. Bir kesitini aşağıdaki şekilde aktarmaya çalışacağım: Mide ve bağırsaklara iyi gelmekte, hafızayı güçlendirmekte, yaşlanmayı geciktirmekte, kansere karşı koymakta, alışkanlıkları değiştirmekte, sabırlı olmayı öğretmekte, zihni ve cildi temizlemektedir.  Oruç diyabetten, kansere ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlediği,  “Oruç, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojeni glikoza çevirdiği, Vücutta depolanmış yağları parçaladığı,  Beyin tarafından yakıt olarak kullanılabilen keton molekülleri ürettiği, Obezite ve diyabetten damar sertliği ve kansere kadar kronik hastalıkların altında yatan Ensülin ve leptin duyarlılığını artırdığı. Açlık hormonu olan grelin seviyeleri ve yeme isteğini azalttığı, Sağlıklı ve dinç olmada, yaşlanmanın geciktirilmesinde önemli olan, büyüme hormonu salgısını artırdığı,  Oksidatif stresi azalttığı, Enflamasyonun hafiflediği ve serbest oksijen radikallerinin hasarının azaldığı, Yağ yakımı arttığı, Sinir sisteminin dejeneratif hastalıkları olan parkinson, alzheimer gibi hastalıkları önlemeye faydası olduğu, Oruç, beyin ve kas dokularını gençleştirdiği ve büyüme faktörlerini tetiklediği, Kaslardaki en kritik eleman Nöro-motor enerjisini sağladığı bilim dünyası tarafından ortaya koyulmuştur.” (1) (devam edecek) 15.05.2019 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu  1)- Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Bilim dünyası orucun yeni hikmetlerini keşfetti alıntı
Ekleme Tarihi: 15 Mayıs 2019 - Çarşamba

ISRAFIN REÇETESİ ORUÇ I

Oruç israfın en güzel reçetesidir. Hatta en etkili, lisan-ı kalle (sözle) değil lisan-ı halle (fiille) yapılan en tesirli bir uygulamadır.
Oruç bize vücudumuzun, içtimai hayatımızın, aç olanların halini en güzel bir şekilde ders vererek, buralarda iktisada uymayı bildirir. 

Oruç hem fiziksel ve hem de ruhsal bir temizliktir. İnsanın sahip olduğu ruhi ve bedeni potansiyeli hem kendisi için hem de başkaları için faydalı bir şekilde yönetmeye vesile olmaktadır. Oruç, bize emanet olarak verilmiş olan vücudumuzun yaklaşık yüz trilyon hücrelerinin tamirini ve uğradıkları tahribatları en güzel şekilde giderir.  Dokuları revize eder, zehirleri vücuttan atar. Daha önceki yazımızda dile getirdiğim ve son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarla da bu konu teyit ediliyor.  Japon bilim adamı biyolog Yohinori Ohsumi  bu alandaki buluşları İle 2016 Nobel Tıp  ödülü kazanmıştır.
Biz müslüman bir ülkede, oruçun tutulmaması için bahaneler üretirken, 1940 yıllarında Dr. Alexis Carrel oruçun faydaları üzerine Nobel ödülü alıyor. 

Gündelik almış olduğumuz aşırı bir yağları ramazan ayında oruç vasıtasıyla harcamaya çalışıyoruz. Bu konuda bilimsel yayınlar ve yazılar oldukça çoktur. Bir kesitini aşağıdaki şekilde aktarmaya çalışacağım:

Mide ve bağırsaklara iyi gelmekte, hafızayı güçlendirmekte, yaşlanmayı geciktirmekte, kansere karşı koymakta, alışkanlıkları değiştirmekte, sabırlı olmayı öğretmekte, zihni ve cildi temizlemektedir. 
Oruç diyabetten, kansere ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlediği,
 “Oruç, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojeni glikoza çevirdiği,
Vücutta depolanmış yağları parçaladığı, 
Beyin tarafından yakıt olarak kullanılabilen keton molekülleri ürettiği,
Obezite ve diyabetten damar sertliği ve kansere kadar kronik hastalıkların altında yatan Ensülin ve leptin duyarlılığını artırdığı.
Açlık hormonu olan grelin seviyeleri ve yeme isteğini azalttığı,
Sağlıklı ve dinç olmada, yaşlanmanın geciktirilmesinde önemli olan, büyüme hormonu salgısını artırdığı, 
Oksidatif stresi azalttığı,
Enflamasyonun hafiflediği ve serbest oksijen radikallerinin hasarının azaldığı,
Yağ yakımı arttığı,
Sinir sisteminin dejeneratif hastalıkları olan parkinson, alzheimer gibi hastalıkları önlemeye faydası olduğu,
Oruç, beyin ve kas dokularını gençleştirdiği ve büyüme faktörlerini tetiklediği,
Kaslardaki en kritik eleman Nöro-motor enerjisini sağladığı bilim dünyası tarafından ortaya koyulmuştur.” (1) (devam edecek)
15.05.2019
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 

1)- Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Bilim dünyası orucun yeni hikmetlerini keşfetti alıntı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
12
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.