AYASOFYA-I KEBİR CAMI-I ŞERİFİ AÇILMASI İLE BİR HAFTADA DÖRT BAYRAM YAPIYORUZ Resul Ekrem Aleyhissalatu Vesselamın ebedi âleme yürüyüşünden 857 yıl sonra, Hicri  857 yılında Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri tarafından ibadete açılmıştır. Fetihten sonraki ilk cuma olan 1 Haziran 1453’te cuma namazını Ayasofya’da kılmıştı.  Cenab-ı Allah mübarek Zilhicce ayında, bir haftada bize dört bayram yaşattı.  3 Zilhicce 1441 de hem Cuma Bayramı ve hem de Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin ibadete açılış bayramını yaşattı.  Bir hafta sonra 10 Zilhicce 1441 de ise hem Kuban Bayramını ve hem de Cuma Bayramını idrak edeceğiz.  Bu tevafuktaki hikmetleri ve Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin bir cuma günü camiye dahil olma haberlerinin yorumunu takdirlerinize sunuyorum.  HAKİKİ DİNDAR HIRSTİYANLAR AYASOFYANIN İBADETE AÇILMASINA SEVİNMELİDİR İbadete açılış sadece bizim ülkemiz için değil, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni aslına uygun olarak kullanma hasreti çeken müminler için değil, kiliseleri cemaat bulamayan gerçek dindar gayrimüslimler de memnunlar, onlar da sevinç içerisindeler. Bir defasında Münih’te 1983 yılında görev icabı bulunduğumuz sırada, Türk ve Alman ünivesite mezunlarının tanışma toplantısında, Katolik Kilisesi Başpapazı Mozart,  bizim kiliselerimiz bizim gençlerimizi ikna ve islah edemiyor. Ancak sizler bizim bir çok gençlerimizin kurtulmasına ve Allah’a yönelmesine ibadet etmesine vesile oldunuz.  Ne olur kiliselerimizi her türlü imkanlarıyla size seferber ediyoruz.  Geliniz İslâm dinini bizim kiliselerimizde anlatın, çocuklarımızı dinsiz kalmaktan kurtarın dediklerine ben şahit oldum.  Dolayısıyla Ayasofya-i Kebir Camii Şerifin ibadete açılması sair dinlerin mensuplarının da Ayasofya’nın o muhteşem tebliğ yapıcı halini görerek,  İslamiyete muhabbetle bakacaklarını,  belki de kabul edeceklerini, ibadete açık zamanlarında olduğu gibi, bundan sonra da bekleyebiliriz.  AYASOFYA-i KEBİR CAMİİ ŞERİFİNİ AÇANLAR PEYGAMBERİMİZİN HADİSİNDE YER ALDILAR "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur!.." Ahmed b. Hanbel (v. 241/855)'in Müsned'i ve bizzat Buhârî (v. 256/870)'nin et-Târihu'l-Kebîr ve et-Târihu's-Sagîr'i, Ibn Ebî Hayseme (v. 279/892)'nin Kitâbu't-Târih'i, Bezzâr (v. 292/905)'in Müsned Bu hadisi Şerife göre peygamber efendimiz İstanbul’la alakalı değil midir?   Madem peygamberimiz İstanbul’un bizatihi müzahiridir.  İstanbu’un fethinde bu bu hadis-i şerifle müşerref olan Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri‘nin lanetinden, önce ülkemiz müslümanlarının bu azim mesuliyetten kurtulmasına vesile olan, sonra da İslâm Âleminin müslümanlarını da bu mesûliyetten kurtulmaya vesile olan, bu hadis-i şeriften hissedar değil midir?  Tebrik ediyorum bu mübarek aylarda ve günlerde, üstelik cuma bayramında İstanbul’un feth edilişinden sonra ilk ilk açılışının da böyle bir cuma günü olan, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifinin hüzünden, lanetli olmaktan, matemden kurtularak, tekrar ibadete açılması, benim tarif ve ifade edemeyeceğim çok manalar ifade eden bir şey olarak görüyorum. Onun için bu bayram gününde Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi‘nin ibadete açılmasına sebep olanlar hizmetçisinden Cumhurbaşkanına kadar, dua edeninden, kedine  dert edinene kadar herkes bu müjdede bana göre yer almıştır.  Rabbim Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifine layık ihlaslı bir cemaat olmamızı nasip eylesin.  Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu  28.07.2020